BÖLÜM 40

1.9K 244 19
                                    

"Haklısın Matt aceleci davrandım biraz." dedim gülümsemeye çalışarak ve devam ettim: " Evet arkadaşlar, tahmin edeceğiniz gibi bu en son gelişmeler ışığında planlarımızda bazı yeni eklentiler ya da değişiklikler yapmamız gerekecek. Bununla ilgili fikri ya da tavsiyesi olan var mı?

"Benim var!" dedi Matt hemen. Sonra sırıtarak ekledi: "Henüz yol yakınken geri dönelim..."

Onun bu soğuk esprisi ile herkes gözlerini devirdi ve kızgın bakışlarını taciz edercesine ona doğru yöneltti. Matt tırsmıştı:

"Tamam canım şaka yaptım, siz de hemen de ciddiye aldınız."

"Aslında benim gerçekten söylemem gereken bazı şeyler var." dedi Charles söze girerek, sonra anlatmaya başladı. Bakışlarına hüzünlü bir ifade yerleşmişti: "Şu son öğrendiğimiz bilgiler ışığında, sürece olumlu veya olumsuz anlamda katkısı ne olursa olsun, bence öncelikle yapmamız gereken tek bir şey var."

"Nedir o?" diye sordu Paldor onun kısa bir an duraksamasını fırsat bilerek. Matt, Charles'a fırsat vermeden onun yerine cevap verdi:

"Burdonları kurtarmak..."

Charles, 'Evet' anlamında başını sallayarak Matt'in söylediğini onayladı ve ekledi: "Onları o durumda bırakamayız."

"Tamam da bunu nasıl yapacağız." dedi Richard, ekrandan gelen sesiyle.

Charles kafasından geçenleri anlatmaya devam etti: "Orasını tam olarak bilemiyorum, bir plan geliştiririz nasılsa, ama ne olursa olsun Aden ve kardeşlerinin beynine o saçma sapan böceği yerleştirmelerine izin veremeyiz."

"Ahtapot..." diye düzeltti Matt.

"İyi öyle olsun, sonuçta garip bir yaratık işte." dedi Charles ve devam etti: "Her şeyden önce onlar bizim kardeşlerimiz ve onlara daha fazla işkence etmelerine müsaade edemeyiz."

"Ama bu çok riskli bir operasyon Charles! Böyle bir şey yaparsak hayatta kalma şansları çok az biliyorsun." diye uyardım onu.

"Evet biliyorum." dedi Charles duygusal bir ses tonuyla. "Ama eğer o böceği, sonra Matt'e imalı bir bakış atarak düzelttti, pardon ahtapotu, beyinlerine yerleştirirlerse ve biz de planlarımızda başarısız olursak o zaman bir düşünsenize neler olur?"

"Bütün hayatlarını Mordad'ın zombileri ve ajanları olarak geçirirler." diye cevapladı Paldor.

Rachel ekledi: "Aynı zamanda kendi ırkına ihanet edip yok olmasını sağlayan hainler olarak da Neria tarihine isimlerini yazdırırmış olurlar."

"Charles çok haklı." dedi Matt kısa bir sessizlikten sonra. "Onları çok iyi tanıyoruz, karar verme şansları olsaydı böyle bir duruma düşmektense ölmeyi tercih ederlerdi."

"Arkadaşlar, aslında kafamda bir plan şekillendi sayılır. Onları araştırma katından çıkarabiliriz ama bir anda bütün üste aranan birer hedef haline gelecekler. Biraz önce sizi uyardığım noktayı tekrar hatırlatmak istiyorum; hayatta kalma şansları çok az."
Durumu sindirmeleri için küçük bir es verdim ve anlatmaya devam ettim:

"Bakın, belki tanışmamış olabiliriz ama artık onlar bizim de yakın arkadaşlarımız sayılır. Böyle bir girişimde bulunmazsak istatiksel olarak hayatta kalma şansları daha yüksek görünüyor. Çünkü onları oradan çıkardığımızda bir anlamda tamamen savunmasız olacaklar."

"Kendilerini koruyamazlar mı acaba?" diye merakla sordu Richard. "En azından biz işimizi tamamlayana kadar..."

"Aslında saf Coldor ırkını saymazsak Nevalar, Neria'nın en güçlü ırkıdır. Onlardan birini görünce zaten bunu hemen hissedersiniz. Bembeyaz kıyafetleri, etkileyici görüntüleri ve ağırbaşlı hareketleriyle oldukça mistik bir görüntü sergilerler ve mistisizmlerinin temel kaynağını da doğa oluşturur."

KADER YAZICIWhere stories live. Discover now