BÖLÜM 29

2K 259 9
                                    

Paldor'un bu sözü ile bir anda odada buz gibi bir hava esti. Aslında, son birkaç dakikadır konunun buraya bağlanacağı zaten belliydi ve hepimiz bir şekilde bunu hissetmeye başlamıştık. Ama yine de sanırım herkesin içinde öyle olmaması ile ilgili küçük de olsa bir umut vardı. Mordad gibi bir psikopatın Neria'daki gezegenlerle yetinmeyeceğini ve bir gün dünyaya da saldıracağını zaten daha önce aramızda konuşmuştuk. Ama doğrusu bu kadar çabuk olacağını beklemiyorduk. Oysa Mordad çoktan düğmeye basmıştı bile.

"Bu çok kötü oldu." dedim mırıldanarak. Çünkü işimiz çok daha zorlaşmıştı. Artık Neria'daki gezegenlerle birlikte aynı anda dünyayı da kurtarılacaklar listesine yazmamız gerekiyordu.

"Dünyanız değişecek, derken ciddilermiş. Sadece bir reklam sloganı değilmiş." dedi Matt dişlerini sıkarak.

"Doğru söyledin." diyerek onayladı Rachel. "Ama yine de benim kafama takılan bir şey var arkadaşlar. Mordad neden bu kadar detayla uğraşıyor ki burayı istila etmek için? Sonuçta sahip olduğu teknoloji ile bunu başarması çok kolay olsa gerek. İzlediği yol bana çok garip geliyor, yani gizli bir şekilde dünyada bir şirket kurması, Arkiron projesini devreye sokması falan. Ne gerek var bu kadar entrikaya? Sonuçta elindeki silah gücünün binde birini bile kullansa dünyada tek bir canlı kalmazdı."

"Belki de amacı dünyadaki canlıları yok etmek değildir." diye cevap verdi Paldor mırıldanır gibi bir ses tonuyla.

"Ne demek istedin Paldor, açıklar mısın?" dedim ona. Ama Matt cevabı zaten biliyor gibiydi.

"Aman Tanrım, işte yine başlıyoruz..." diye söylendi gözlerini devirerek. "Dönüp dolaşıp yine besin zincirinin minik bir halkası durumuna geldik iyi mi? Charles, bu durum sana da tanıdık gelmiyor mu kardeşim?"

"Maalesef geliyor." dedi Charles ve Paldor'a bakarak devam etti : "Paldor, rica etsem beni sabahki halime tekrar çevirebilir misin acil olarak."

Matt sinirli bir şekilde söylendi: "Pes yani Charles. Bu durumda bile espri yapmaya çalışıyorsun ya."

Richard'ın kafası Matt ile Charles arasında masa tenisi maçı izleyen seyirciler gibi yön değiştirip duruyordu. Bu durumdan oldukça sıkılmıştı.

"Şifreli konuşmayı kesip bizi de aydınlatmak ister misiniz acaba?" dedi dişlerinin arasından konuşarak.

Paldor anlatmaya başladı. Durum hiç de Matt ve Charles'ın şakaya vurduğu kadar basit değildi, çok daha ciddiydi:

"Dünyadaki canlıların yaşamlarını sona erdirmek Mordad'a bir şey kazandırmaz. Tam tersine buradaki popülasyonu aktif halde tutmayı düşünüyor. Onun asıl amacı bu popülasyonu kontrol edebilmek. Zaten Arkiron projesini de bu nedenle hayata geçirmiştir. Büyük ihtimalle hükümet içinde ajanları vardır ve Savunma Bakanlığı'nı böylelikle bu proje ile ilgili ikna etmiştir. Ordu bu cihazları kullanmaya başladığında, bütün askerler Mordad'ın emrine girmiş olacak."

"Ben hala tam olarak anlayamadım." dedi Richard kafasını kaşıyarak.

Rachel'in durumu da pek ondan farklı sayılmazdı. O da durumu tam olarak kavrayamamıştı. Onların anlayacağı dili ben çok iyi biliyordum ama bunu onları fazla sarsmadan yapmam gerekiyordu:

"Richard, mesela biz şimdi vejetaryeniz ya..." diye söze başladım yavaş yavaş konuşarak.

"Nee, 'Seni yerim yavru ceylan' derken ciddi değil miydi yani? diye araya girdi Matt sırıtarak.

"Matt, kes şunu! Hassas bir konu anlatmaya çalışıyoruz burada." dedim gözlerimi pörtleterek. Sonra devam ettim:

"Hani sınıfta birkaç tane kalın kafalı tip var ve biz durmadan onlara vejetaryen olmanın insan sağlığı açısından daha iyi olduğunu, bunun ötesinde beslenmek için başka canlıları öldürmenin hiç de doğru olmadığını, onların da yaşama hakkı olduğunu ve bununla ilgili empati yapmak gerektiğini, et yemenin vahşilik olduğunu falan anlatmaya çalışıp duruyoruz..."

"E öyle değil mi ama?.." dedi Richard. Hatırlayınca yine sinirlenmişti.

"Hani bir keresinde, Marc'tı sanırım; 'Tanrı, hayvanları insanlar yesin diye yarattı' gibi bir cümle kurmuştu da sen öfkelenip 'Dilerim bir gün sen ve senin gibileri tıpkı o zavallı hayvanlar gibi bir çitin arkasına kapatırlar, sonra birileri gelip her gün içinizden birini yakalayarak kafasını bıçakla keser. Arkasından da pişirip yer. İşte o zaman anlayacaksınız bunun ne demek olduğunu!' diye cevap vermiştin.

"Evet?.." diye karşılık verdi Richard. Bu kez sesi biraz daha kuşkulu çıkmıştı.

"Hah işte, artık nasıl içten dilediysen, çok yakın bir zamanda o dileğin gerçekleşecek gibi görünüyor."

Artık anlamamış olmaları imkânsızdı. İkisinin de bakışlarındaki panikten bu durum açıkça belli oluyordu.

"Valla tebrik ederim seni Maya." dedi Matt alaycı bir söyleyiş tarzıyla. "Bu kadar hassas bir konuyu daha uygun bir lisanla anlatamazdın."

"Bu Zamorlar yamyam mı?" diye sordu Richard sesi titreyerek.

"Yok Richard sakin ol." diye cevap verdi Matt, onu yatıştırmaya çalışarak. "Hani Charles'in anıları yüklenirken gördünüz ya, gerçi benimkinde de vardır aynı görüntüler; bildiğimiz anlamda yemiyorlar, onun yerine doğrudan bedenine girip bütün enerjini sömürüyorlar. Adamlar gelişmiş sonuçta, bu işi bizim hayvanlara yaptığımız gibi boğazını keserek yapacak kadar ilkel değiller ya."

"Çok rahatladım sağ ol." dedi Richard gözlerini devirerek.

Matt hınzırca gülümsedi ve gözünü kırpıp başını hafifçe salladı. Richard'a cevabını bu şekilde vermişti.

Rachel hala duyduklarının şokunu üzerinden atamamıştı. Karşısına geçip iki elimi omuzlarına koydum ve gözlerinin içine bakarak "Onu yeneceğiz merak etme." diyerek yatıştırmaya çalıştım. Sonra da usulca kendime çekerek sarıldım. Korkudan, sanki maraton koşmuş atletler gibi hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.

"Kısaca özetleyecek olursak Mordad, dünyayı Zamoran'ın besin ihtiyacını karşılayacak bir çiftlik haline dönüştürmek istiyor. Ne yazık ki ordunun askerleri de bu planın bir parçası olacaklar. Yani kafalarındaki cihaz Nika tarafından kontrol edilmeye başladığında, kendi ırkına ihanet edip silah ve kaba güç kullanarak insanları, tıpkı bizim şu anda hayvanlara yaptığımız gibi besleyip çoğaltacak, zamanı geldiğinde de Zamorların beslenmesi için efendilerine teslim edecek birer çoban haline dönüşecekler." diyerek konuyu toparladı Charles.

"Evet, maalesef öyle görünüyor." diyerek tamamladım onu ve devam ettim; "Arkadaşlar, gördüğünüz gibi Mordad sandığımızdan çok daha büyük mesafe kaydetmiş. Baksanıza, adamın savaşı kazanır mıyım endişesi falan kalmamış. Artık kafasında işgal olayını çoktan bitirmiş ve işgal sonrasında Zamoran halkının ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını düşünmeye başlamış ."

"O problemi de çözmüş bence." dedi Rachel ağlamaklı bir ses tonuyla.

"Rachel bak böyle yapma. Neden böyle umutsuzca davranıyorsun. Mordad düşündüklerinin hiç birini başaramayacak, buna söz veriyorum. Biz ondan daha güçlüyüz buna inanmalısın. Sadece elimizi biraz daha çabuk tutmamız gerekiyor hepsi bu." diyerek onu ikna etmeye çalıştım.

KADER YAZICIWhere stories live. Discover now