BÖLÜM 22

2.5K 290 44
                                    


"Ama bundan sonrasının nasıl olacağı artık tamamen sana bağlı."

"Paldor da buna benzer birkaç cümle kurmuştu; dediğine göre ben Coldor'u kurtarabilirmişim."

"Doğru, ama eksik söylemiş. Coldor'u sen değil, sadece sen kurtarabilirsin."

"Ama neden ben ve hadi diyelim ki bensem, bunu nasıl yapacağım?"

" Maya, Mordad'ın şu anda ulaştığı güç seviyesine baktığımızda, onu durdurabilecek tek karşı gücün ancak saf bir Coldorluda olduğunu görebiliyoruz. Mordad, Neria'yı ele geçirmeyi kafasına koyduğunda, mücadeleye öncelikle kendine karşı koyabilecek güçlü gezegenlerden başladı. Bienova bunlardan biriydi, çünkü Nevalar doğanın bazı enstrümanlarını silah olarak kullanabiliyorlardı. Hatta onların kullanmasına gerek kalmıyordu; ağaçlar, bitkiler Nevalara gelen bir tehdit algıladıklarında otomatik olarak onları korumaya geçiyorlardı. Dahası gerektiğinde onlarla bütünleşebiliyorlardı. Bu büyük bir güçtü ve Mordad, eğer savaşı kazanmak istiyorsa bunun sırrını çözmek zorundaydı. Bunun için attığı adımları zaten Paldor anlatmıştır. Şu anda elinde tutsak olan Nevalar var ve onların gücünün sırrını büyük ihtimalle çözmüştür ya da çözmek üzeredir. Hem daha önceden de onlara karşı bazı izolatör sistemler geliştirmişti ve hatta bunları o Nevaları yakalamak için kullanmıştı."

"Burdon kardeşler.."

"Evet, şu anda hala Zamoran'da onun elindeler."

"Mordad için tehlike oluşturacak diğer güçlü gezegen, tahmin ettiğin gibi Coldor'du. Mordad, Coldor ırkının özelliklerini iyi araştırmıştı. Irk içindeki farklı genetik yapıların ve güç özelliklerinin olduğunun farkındaydı. Gerçi bizden, yani saf Coldor ırkından haberi yoktu, ama bir yandan da tedbiri elden bırakmıyordu ve sanırım hisleri ona daha güçlü Coldorluların olabileceğini fısıldıyordu. Bu nedenle uzun zamandan beri Coldor üzerinde araştırma yapıyor ve özellikle komuta kademesindeki her hareketi takip ediyordu."

"Pek de haksız sayılmazmış şöyle bir düşününce."

"Evet." diye karşılık verdi Shila gülümseyerek ve devam etti: "Mordad ağaçları, bitkileri kontrol edebiliyorlar diye Nevalardan bile oldukça çekiniyordu. Düşünsene biz, bütün tabiat olaylarını kontrol edebiliyoruz. Yağmur, rüzgar, şimşek, gökyüzü, yıldızlar, denizler, sel, tufan, deprem... Aklına ne geliyorsa, bunların hepsine hükmedebiliyoruz. Diğer güçlerimizden ve ölümsüzlüğümüzden bahsetmiyorum bile."

"Tanrı gibi." dedim kendi kendime mırıldanarak.

"Tanrı derken?" dedi Shila bir kaşını kaldırarak. Sonra devam etti: "Haa, Zeus'tan bahsediyorsun.. O da bizden biriydi, yani saf Coldor ırkındandı."

Shila, ağzımın bir karış açık kaldığını ve gözlerimin sonuna kadar pörtlediğini görünce açıklama gereği duydu:

"Maya hayatım, yoksa bu tanrı hikayelerine inanıyor muydun? Zeus, Poseidon, Hades ve diğerleri, yani dünyanın dört bir yanında inanılmış tanrılar ya da yarı tanrılar, hepsi bizim bir zamanlar başımıza gelen hastalık konusuna çözüm bulmak için evrenin ve dünyanın farklı yerlerine gönderdiğimiz Coldorlulardan oluşuyordu. Tabii ırkımızın üstün özellikleri nedeniyle bir anda dikkat çektiler ve güçlerinden dolayı da korkularak bir anda tanrı olarak ilan edildiler."

"Zeus ve diğer tanrılar... Demek hepsi gerçekti. Hala gerçek mi efsane mi diye tartışılıyor dünyada."

"Evet gerçektiler. Ama ırkımızın erkeklerinin yakalandığı hastalığa onlar da yakalandılar ve evrenler arasındaki boyut farkından dolayı, dünyada uzun bir süre yaşamış gibi görünseler de ne yazık ki genç yaşta aramızdan ayrıldılar. Ama dünyanın gelişmesinde oldukça önemli bir rol oynadılar. Onlar olmasaydı insan ırkı şu anda hala mağaralarda yaşıyor olurdu.

KADER YAZICIМесто, где живут истории. Откройте их для себя