özel 1

12.1K 579 106
                                    

Sedef Sebüktekin - Sen İstersin

Şey, biz geldik!

***

"Belim koptu lan belim!" Uzaklardan gelen inilti terimi silip doğrulmama neden olmuştu. Elimdeki bezi kenara koyarak hızlı adımlarla ona doğru ilerledim.

"Ağır eşyaları en son beraber çıkaracağız demedim mi ben? Ne diye kendini yoruyorsun?" Yardımımla birlikte koliyi kapının önüne bıraktı ve belini tutarak doğruldu. Gerçekten yorulmuşa benziyordu ve terlemişti. Kenardan aldığım peçeteyle alnını sildim ve karşısına dikildim.

"Hadi oturalım biraz." Sıcak ellerini elime dolayarak koltuklara yöneldi. Salonu çoğunlukla toparlamıştık ve sadece temizliği kalmıştı.

"Çok mu yoruldun?"

"Senin için değer." Başını arkaya yaslayarak bana yine o aşık olduğum bakışıyla baktı. Parmakları elimi okşuyor, kalbini kalbime akıtıyordu.

Doruk...

Hayatıma girdiğinden beri çok şeyi değiştirmişti bende. Tek tek sayamazdım bu değişkenlikleri ama öyleydi işte. Kalbimi değiştirmişti en başta. Boş olan kalbimi açmış ve içine tahtını kurmuştu.

"İstersen yemek siparişi verelim, ondan sonra biraz daha toplar günü bitiririz." Cümlemi yorgunluktan gözleri kapalıyken başını sallayarak onayladı. Koltuğun arkasına yasladığı başına elimi götürüp saçlarını okşadım. Yüzünde hemen bir tebessüm oluştu. Bunu sevdiğini biliyordum, seviyordum.

"Teşekkür ederim."

Üniversitede ilk yılımızı bitirmiş, ikinci yılımıza başlamıştık bile. Kararını verdiğim gibi yurtta kalmıştım ilk senemde. İkinci yılımın ilk bir iki ayı yurtta kalmaya devam ederken şu günlerde çıkışımı yaptıracaktım. Alışmak ve yeni hayatıma ayak uydurmak için vakit yaratmıştım kendime. Küçük bir kafede çalışarak biraz birikim yapmış ve ihtiyaçlarımın çoğunu karşılamıştım. Ailemden tamamen kopmam mümkün değildi elbette. Benim bu şekilde hayatımı sürdürmek istemem onları aynı zamanda gururlandırıyordu. Başlarda babam çalışmama gerek olmadığını, onun bana zaten yettiğini söylemişti ama onu bir şekilde ikna etmiştim. Kendimi anlatmıştım.

Doruk benim aksime ilk yıldan itibaren bir evde yaşıyordu. Benim karşı dairemde... Bu evde benden önce bir grup erkek öğrenci yaşıyormuş ve geçen yıl son seneleriymiş. Bu yüzden yıl biter bitmez evden ayrılmışlardı.

"Teşekkür etmeni gerektirecek hiçbir şey yok Gün Işığım. Hadi karşıya geçelim ve yemek siparişi verelim. Kurt gibi acıktım. Burada toz içinde yemek istemezsin." Onu onayladıktan sonra evin anahtarlarını alıp ışıkları kapattık ve bir iki adım ötedeki diğer daireye geçtik. Evimde çok fazla eşya yoktu aslında. Taşınmadan önce zaten birkaç parça bir şey vardı fakat benden önce de burada öğrenciler yaşıyordu ve ben onları kullanmak istememiştim. Sadece masa, televizyon ünitesi gibi eşyalar kalmıştı. Ev sahibi aşağıda bir depo olduğunu, sorun olmayacağını söylemişti.

"O kadar yoruldum ki... Sonunda değecek ama." Yüzümdeki tatlı tebessümle kurduğum cümlenin ardından Doruk ışıkları yaktı ve birlikte ezbere bildiğim salonun yolunu tuttuk. Dağınık erkeklerden hiçbir zaman olmamıştı bu yüzden evi hep düzenli ve ferahtı. İçeride kendisine has kokusu yer edinmişti ve bu, her seferinde buraya girdiğimde huzurla dolmamı sağlıyordu.

"Yemekleri söyleyeyim, o zamana kadar birer bardak kahve yapayım yorgunluğun üstüne iyi gelir." Doruk oturmadan mutfağa yönelecekken hızla kalkıp kolunu tuttum.

GÜN IŞIĞI [ Texting ]Where stories live. Discover now