kırk yedi

11.8K 656 33
                                    

Kaf Dağının Ardında - Almora

***

Tik. Tak. Tik. Tak.

Huzursuz bir şekilde ayaklarımı halıda oynattım. Uzun bir sessizlikteydik şuan. Konuşup bu büyüyü bozmayacaktım. Fırtına öncesi sessizliği andırıyor gibiydi halimiz. Gözlerimi kucağımda duran ellerimden bile ayırmıyordum. Annem Doruk'a yan gözle baktığımı falan sanabilirdi. Gerçi gayet de yan gözle bakmıştım çocuğa, sevgilimdi sonuçta.

Annem en sonunda dayanamamış olacak ki "Ne zamandan beri berabersiniz?" diye sorarak sessizliği bozdu.

"3 ay gibi bir süredir. Fakat daha öncesinden de konuşuyorduk." Doruk'a gözlerimi büyüterek baktım. Her şeyi açık açık söylemese de olurdu.

"Demek son zamanlardaki hallerinin sebebi karşımda oturan çocuk." Yaptığı tespiti bana bakarak söylüyordu fakat aslında soruyordu.

"Şey, evet."

"Ben sana ne diyeyim şimdi?" Sitem eder gibi söylenmesi gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Neden doluyordu bunlar da sürekli?

"Anne gerçekten kötü bir şey yapmadık ki biz. Hem sana söyleyecektim ben zaten. Ben senden saklayamam ki." Sonlara doğru yumuşayan sesim annemi de yumuşatmış gibiydi. Tamam, bu yoldan ilerleyebilirdik.

"Efendim gerçekten kötü bir niyetim yoktu. Daha fazla saklamak anlamsız olacağı için geldim zaten bugün ayağınıza." Annem derin bir nefes alıp vücudunu Doruk'a döndürdü.

"Bak delikanlı. Benim kızım çok acı çekti anlatabiliyor muyum? Şerefsizin biri yüzünden çok acı çekti. Şimdi gözüm kapalı onu tanımadığım birine emanet edemem. O zamanlar kızım seviyorum dedi diye tanımadan gözümü yumdum." Sözleriyle birlikte kalbime bir sızı oturdu. Annem sadece beni düşünüyordu. Nasıl düşünmesindi ki? O benim annemdi.

"Anne ben Yamaç'ı sevmemişim o zamanlar Doruk'u tanıdıktan sonra anladım bunu. Kendin söyledin, son zamanlardaki halimin sebebi Doruk oldu anne. Bundan öncesi nasıldı? Değmeyecek biri için hayatımı mahvetmiştim. Benim eski neşemi Doruk getirdi."

"Yamaç'la tanışmadan sırf onu sevdiğin için gözümü yummuştum ilişkinize. Ama bu sefer bu olmayacak."

Ayağa kalkarak yanına gittim ve ellerini tutarak oturdum dibine.

"Anne lütfe-"

"O yüzden önce seni tanımam lazım delikanlı." Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım ve doğru anlayıp anlamadığımı ölçmek için Doruk'a baktım. O da yüzündeki gülümsemeyle gözlerimin içine bakıyordu. Az önce Yamaç'ın adını her duyduğunda bedeninin kasıldığını görmüştüm fakat şimdi o halinden eser yoktu.

"Y-yani..."

Annem bakışlarını bana indirerek ellerimi sıktı ve "Yani bir akşam yemeğine gelebilir," dedi. "Ben anneyim kızım. Ben sadece senin mutluluğunu istiyorum. Yaşın küçük, sakın sevgili yapma demiyorum sana. Hatalar yapa yapa bulacaksın doğruyu. Acı çektin evet, ama şimdi o gözlerindeki şeyi görmesem izin vermezdim size. O yüzden önce tanışalım olur mu?" Hızlıca başımı sallayarak dolan gözlerimi sildim ve anneme sarıldım.

"Seni çok seviyorum annem benim." Geri çekildiğimde onun da gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm. "İzlediğin pembe dizilerden kapmışsın bir şeyler ha?" Söylediğimle beraber üçümüz de bir kahkaha attık. Annemin bu sefer bana karşı çıkacağını düşünmüştüm ama öyle olmamıştı. Benim mutluluğum için her şeyi yapmaya hazırdı.

Annemim önünden kalkıp Doruk'un yanına oturdum ve elini tuttum. Annemin gözüne sokar gibi olmadığı için bir sıkıntı yoktu.

"Babanla konuşup halledeceğim ben. Neyseki o pis çocuğu bilmiyordu da şimdi yumuşak karşılar."

Başımı sallayarak onu onayladım ve yüzümden düşmeyen gülümsememle Doruk'a baktım. Gözleri 'seni seviyorum' diyordu. Hissediyordum. Anlıyordum.

Tıpkı kalbinde olduğumu hissettiğim ve anladığım gibi.

***

Bir önceki bölüm çok kısa olduğu için bir tane daha yazayım hemen dedim. Şuanda önümde fizik kitabım açık ve ben bölüm yazıyorum wjdjej Harika bir öğrenciyim evet ;)

Yorum ve oyları görmek istiyorum♡

GÜN IŞIĞI [ Texting ]Where stories live. Discover now