yirmi

17.9K 987 50
                                    

Esen - Yüzyüzeyken Konuşuruz

***

Bilinmeyen : Hayatımda ilk defa,

Bilinmeyen : Kendimi çaresiz hissediyorum.

Bilinmeyen : Senin benimle konuşmaya ihtiyacın var ya hani,

Bilinmeyen : Benim de sana sarılıp 'her şey geçecek' demene ihtiyacım var.

Bilinmeyen : Kalbim çok acıyor gün ışığım.

Bilinmeyen : Hayatımdaki en önemli insanı kaybedebilirim.

Bilinmeyen : Ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.

Selin : Konum at.

Selin : Geliyorum.

***

Bilinmeyen'in attığı konuma gittiğimde buranın özel bir hastane olduğunu gördüm. Hızlıca bahçeye yönelirken telefonum titremişti.

Bilinmeyen : Arka bahçede bekle.

Söylediği yere geçip beklemeye başladığımda soğuktan üşüyen ellerimi birbirine sürttüm. Ben kendimi kötü hissettiğim zaman o hiç düşünmeden gelmişti yanıma. Şimdi ondan günlerce haber alamadıktan sonra onu yalnız bırakamazdım. Hayatında en önemli insanı kaybedebileceğini söylemişti. Böyle bir şey olursa, dayanamazdı.

Telefonum bir kere daha titrediğinde ellerimi yüzümden çekip telefonuma yönlendirdim.

Bilinmeyen : Gözlerini yum, tam arkandayım.

Arkamda olduğunu bilmek kalbimi hızlandırsa da söylediğini yaptım. Gözlerim sımsıkı kapalıyken üşüyen ellerimi birbirine bastırdım.

"Kapattım." Önüme esintisinin düştüğünü hissettiğimde daha da hızlandı kalbim. Görmediğim bir insanın varlığını hissediyor olmak bu kadar heyecanlandırmamalıydı beni.

"Konuşmayacak mısın?" Sustuğu birkaç dakikanın sonunda sormuştum bu soruyu. Hiçbir şey söylemeden bekliyorduk öylece.

Belime dolanan kollar ile fazlasıyla şaşırırken çok geç olmadan karşılık vermiştim ona. İyi değildi, bunu nefes alışverişlerinden bile anlayabiliyordum. Ama neden bu haldeydi, onu bilmiyordum. Hafifçe burnunu çektiğinde bunun soğuktan olabileceğini düşündüm fakat değildi. Allah'ım lütfen, şuan ağlıyor olmasın.

Kollarımı belinden ayırıp onu kendimden uzaklaştırdım. "Bilinmeyen..." Ellerimi yüzüne doğeı götürdüm. Parmaklarıma o ıslaklıkların değmemesi için her şeyimi verirdim. Ama değiyordu...

"Neyin var senin? Kim var bu hastanede?" Gözlerimi açıp ona bakmamak için zor tutuyordum kendimi. Bu çok zor bir şeydi.

"Lütfen sadece sarılayım." Kırık ve fısıltılı sesi kulağıma ulaştı. Ben de ona ayak uydurdum, bana sarılmasına izin verdim. Kendini iyileştirmesine izin verdim.

***

Bilinmeyen : Aniden gittiğim için üzgünüm.

Bilinmeyen : Sadece kendimi iyi hissetmedim.

Bilinmeyen : O hastanede annem yatıyor.

Bilinmeyen : Bir kaza geçirdi, durumu çok ağır.

Bilinmeyen : Ben,

Bilinmeyen : Ona bir şey olursa dayanamam Selin.

Bilinmeyen : Ona bir şey olursa babam dayanamaz.

Bilinmeyen : Kardeşim dayanamaz.

Bilinmeyen : Bizi bırakmaz değil mi?

Selin : Bilinmeyen ben...

Selim : Neden daha önce söylemedin? Sen orada çırpınırken ben kendi derdime düştüm.

Selin : Elbette seni, sizi bırakmayacak.

Selin : Arkasında çok güzel bir aile var, sizi bırakabilir mi o?

Selin : Her şey geçecek Bilinmeyen.

Selin : Senin gibi birinin annesi fazlasıyla güçlü olmalı.

***

Bilinmeyen'in nerelerde olduğunu gördünüz, neler düşünüyorsunuz?

Cidden ben mizah yazamıyorum ya hep bir tarafım kasvetli wkskskdş

Bir insanın sevdiğinden o kadar uzak kalması için böylesine önemli bir nedeni olmadı diye düşündüm, başka bir şey gelmedi aklıma açıkçası. Umarım sevmişsinizdir♡

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın♥

GÜN IŞIĞI [ Texting ]Where stories live. Discover now