otuz

17.8K 946 159
                                    

Athena - Ben Böyleyim

***

@selinddogan : Konuşmamız gerek.

@dorukeroglu : Her zaman daa

@dorukeroglu : Şimdi ne hakkında?

@selinddogan : Bu iş artık sinirimi bozmaya başladı.

@selinddogan : Yamaç'la ne için birbirinize girdiğinizi anlatacaksın.

@selinddogan : Çünkü Yamaç'a göre bu mesele beni de ilgilendiriyor.

@selinddogan : Ve ben aptal gibi hiçbir şey anlamadan sizi izlemekten bıktım.

@selinddogan : Yamaç okulda sırıta sırıta seni izliyor, sen de onu öldürecekmiş gibi bakıyorsun.

@selinddogan : Neler olduğunu artık anlatın.

@dorukeroglu : Selin bu...

@dorukeroglu : Konuşabileceğimiz bir mesele değil.

@dorukeroglu : Henüz değil. Zamanı gelince söz veriyorum anlatacağım.

@dorukeroglu : Ama şimdi kırılırsın, çok kırılırsın.

@selinddogan : Bunları söyledikten sonra seninle konuşabileceğimi, normal davranabileceğimi mi sanıyorsun?

@selinddogan : Evden çıkıyorum. Ve sen de çıkıyorsun. Parka gel.

***

Hızlıca üzerime geçirdiğim hırkanın fermuarını çektim ve odamdan çıktım. Annemle babam salonda oturuyorlardı. Yanlarına gittim.

"Ben biraz yürüyüşe çıkacağım. Sorun olur mu?"

"Çık kızım. Geç kalma ve siteden çıkma." Babamı onayladıktan sonra spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Beni neyin beklediğini bilmiyordum. Üzülecek miydim, yıkılacak mıydım bilmiyordum. Yine de her şeye rağmen bunu istiyordum.

Parka gidip bir banka oturdum. Hava çok soğuktu bu yüzden ellerimi cebime soktum. O sırada duyduğum hışırtılar Doruk'un geldiğini gösteriyordu.

"Selam."

"Selam." Garip bir selamlaşmaydı bizimkisi. Çünkü birazdan normal bir konuşma olmayacaktı aramızda. Kırılacaktım. Gerçekleri öğrenecektim.

Sessizce yanıma oturdu. Hiç konuşmadan oturduk yaklaşık 10 dakika boyunca. Derin bir nefes alıp verdim.

"Artık anlatacak mısın?"

"Selin, vakti olmadığını söyledim." Garip bir şekilde güldüm. Neyin doğru bir zamanı vardı ki?

"Vaktinin geldiğini nereden anlayacaksın o halde? Ben kendi kendime düşünüp kafayı yediğim zaman mı vakti gelmiş olacak?" Ayağa kalktım. İnsanların beni düşünüp aslında bana hiçbir faydaları olmamalarından bıkmıştım.

"Ya şimdi her şeyi anlatırsın ya da sana bu şansı hiçbir zaman vermem. Ne yaptın bilmiyorum Doruk. Ama eğer şimdi anlatmazsan seni bir daha asla affetmem."

"Selin lütfen..." Karşımda çocuk gibi kıvranışı gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Neydi bu kalbimin çarpıntısı? Birazdan kırılacak olmamdan mıydı?

"Doruk lütfen... Ben artık kalbim paramparça bir şekilde dolaşmaktan yoruldum. Yamaç'ın beni mahvetmiş olmasından yoruldum. Normal bir hayat sürmek istiyorum. Neden buna izin vermiyorsunuz?" O da benim gibi ayağa kalkıp karşıma dikildi. Gözleri mi kızarmıştı?

"Selin yemin ederim çok pişmanım." Bir iki adım geriye sendeledim. Daha şimdiden acımıştı kalbim.

"Neden? Neden pişmansın?" Gözlerini kapatıp kendine süre tanıdı sanki.

"Böyle olacağını bilmiyordum. Yamaç'ın böyle bir şerefsizlik yapacağını bilmiyordum." Güldüm. Ona aşık olan ben bile öyle bir şerefsizlik yapacağını bilmiyordum.

"Anlat." Arkasını döndü. Sanki içinde bas bas bağıran biri varmış da onu susturmaya çalışıyormuş gibiydi. Bunun olmasını ben istemiştim. Bu hale gelmeyi ben istemiştim. Okulda geçirdiğimiz çok güzel günlerin üzerine bir hüznün yıkılacak olmasını ben istemiştim.

"Yamaç benim yüzümden sana o iğrenç şeyi söyledi." Bacaklarımın titrediğini hissediyordum. Tek bir cümle bile duygularımın alt üst olmasına neden olmuştu.

"N-nasıl? Ne d-demek o? Sen ne yapmış olabilirsin?"

"Bana sinirlendi, kaldıramadı belki de bilmiyorum. Biz Yamaç'la kardeş gibiydik." Neye şaşıracağım, neye tepki vereceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Yamaç'la o kadar yakınlardı fakat ben bunu görememiş miydim?

"Okulda çok fazla beraber takılmazdık. O da zaten genelde sizin yanınızda olurdu. Bu yüzden hiç karşılaşmamıştık belki de. Beni bu yüzden hiç görememiştin." Doğruydu, onun kendi halinde takılan biri olduğunu sanıyordum hep. Çok fazla görmezdim.

"Yamaç'ın senden hoşlanmaya başladığını gördüm. Basit bir hoşlanmaydı, geçecekti. Öyle olmadı." Olmamıştı elbette. Bana seni sevmiyordum dediği güne kadar beni sevdiğini iliklerime kadar hissetmiştim. Fakat o gün gözümde bitmiş olması sevgisini de alıp götürmüştü.

"O günden 2 hafta önce bir şey öğrendi Yamaç. Benimle ilgili bir şey. Kavga ettik, bağırdık çağırdık. O sıralar aranız bozuktu değil mi?" Gözümden düşen yaşla beraber salladım başımı.

"Ne öğrendi?" Sustu. Araya sanki ölüm sessizliği girmişcesine sustu.

"Ne öğrendi dedim sana?!"

"Seni sevdiğimi."

***

Siz şuralarda çıldıradurun ben derse gideyim lpzmwkzjel

Elim rahat durursa bölümü azıcık bekletip yarın paylaşırım :)

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın♥

GÜN IŞIĞI [ Texting ]जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें