1.4

940 65 200
                                    

2017, Ekim

"Tony, bana istediğin kadar bu konuda kızabilirsin. Ama problem problemdir, bazen ilişkiler yürümez. Steve ile sen de yürütemiyorsun. Belki çok daha iyi kişiler bulacaksın. Ayrılman en doğrusu, kabul et." Rhodey'nin sitemi Tony'nin tüm sinirlerini gerim gerim germişti ama yine de  Tony elinden geldiğince sakin bir şekilde arkadaşına karşılık verdi, "Ben Steve'den başkasını sevemiyorum Rhodey. Lütfen böyle konuşmayı kes, zaten iyi değil." dedi ve Rhodey arkadaşının içtiği bardağı masadan alıp başka yere koydu.

"Steve tedavi istiyor mu? Hayır. Seninle beraber oluyor mu? Hayır. Kendini onunla nişanlı gibi hissettirecek hiçbir davranışta bulunuyor mu? Hayır." Tony arkadaşının sitemine gözlerini kapattı, içinden bir ses tüm sinirini onda patlatmasını söylese de esmer adamdan çıt çıkmamıştı. Rhodey bir müddet sonra sakince oturdu, "Steve melek gibi biri olabilir, ama bazen insanlardan vazgeçmen gerekir Tony. Sadece, vedalaş işte."

Tony arkadaşının dediklerine karşı sinirle güldü, Rhodey yine sıradan saçmalıklarından bahsediyordu ve Tony bunlara katlanamayacak kadar yorgundu, "Şöyle söyleyeyim, Melonie umrumda değil. Muhtemelen bir aydır yüzüne bakmıyorum, çünkü canım hiçbir şey istemiyor Rhodey! Her gün içimde kafa bulma isteği var çünkü şu boktan stresimle baş edemiyorum! İstediğim tek şey lanet çalışma ortamımdan ayrıldığım her dakika Steve ile aynı ortamda solumak, çünkü onu seviyorum. Bundan sonra Steve ile ilgili ayrılmam hakkında saçma sapan fikirlerinin hiçbirinin muhattapı olmak istemiyorum." Rhodey Tony'nin ellerinin titrediğini fark edince sıkıntıyla nefes aldı. Tony'nin genel bir problemi olduğunu biliyordu. Yaşadığı büyük şirket yönetme stresi ona çok ağır geliyordu ve Tony süper-kahramancılığı bıraktığından beri şirket ile beraberdi, bu da oldukça uzun bir müddet demek oluyordu. Bu sırada Tony yoğun stres ile öfke kontrolü sorunu yaşamaya başlamıştı. Ve olay en sonunda ufak tartışmadan el titremesine kadar varıyordu.

"Pardon, ben- unuttum. İyisin, değil mi?" Tony hızla başını ovarken mırıldandı, "Seni kırmak istemiyorum, sen benim en iyi arkadaşımsın. Ama Steve- farklı işte, onun adı geçtiğinde dahi başka bir insana bürünmeye başladım." Rhodey kendi kendine düşündü, ilişki bile kalmamasına rağmen onu düşünüyor. Hala onu kıskanabiliyor, bu manyaklık.

"Tedavi olmalı, Tony. İstemese de bunu ona zorla yaptırmalısın." Tony arkadaşının tavsiyesine en başta gülmeden edemedi. Bir müddet sonra arkadaşının bardağı koyduğu masaya yeniden uzandı ve, "Benden daha fazla soğumasına izin vermemem, Rhodey." dedi. Aslında bu ses tonu Tony'nin çıkarabileceği en sıkıntılı tonlardan biriydi. Bunu sezen Rhodey daha çok yanıt vermedi ama arkadaşının da bir yardıma ihtiyacı olduğunu hissedebiliyordu.

"Melonie bir gün gerçekten seninle beraber olmak isterse ne yapacaksın? Hamile kalırsa?" Tony buna ne demesi gerektiğini en başta bilemedi. Bildiği tek şey arkadaşının ilk sorusunun oldukça can sıkan bir soru olduğuydu. "Melonie'yi son bir aydır görmedim diyorum Rhodey. Ayrıca Melonie hamile kalamıyor, cidden- başka neden bu kadar uzun müddet aldatmak zorunda kalayım ki? Aşık falan mı oldum sanıyorsunuz?" Rhodey bir müddet tıkanınca Tony bununla dalga geçebileceğine kanaat getirdi.

"Bence siz benim Steve'e sadece kafayı takmış onu asla sevmeyen bir obsesif olduğumu sanıyorsunuz, ama ben onu sevmesem gerçekten ayrılacağımın hala farkında değilsiniz." Rhodey arkadaşının dediklerine karşın aniden sinirle karşı çıktı, "Ya Steve artık seni sevmiyorsa?"

Bu sözden sonra ortam aniden sessizliğe gömülmüştü. Rhodey söylediği şeyin üzerine utançla dudağını ısırdı ama Tony oldukça şok olmuş bir ifadeyle arkadaşına bakmaktaydı. Bir müddet sonra esmer adamdan oldukça bir koyu ton çıktı, "Ne dediğini anlamadım, Rhodey." Rhodey aniden tepki olarak sesli bir yutkunma yaşadı ama ne demesi gerektiğini bilmeyerek etrafa bakındı. Tony'nin meraklı gözlerine dayanamayarak konuşmaya başladı.

𝘣𝘦𝘳𝘦𝘢𝘷𝘦𝘮𝘦𝘯𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Where stories live. Discover now