1.3

996 64 203
                                    

2012, Aralık

"Evet millet. Biz dünyanın en meşhur kahramanları olabiliriz ama bu oturup muhabbet etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor." Clint'in ağzından biraz uzunca çıkan bu söz Natasha'yı kıkırdatmıştı ama buna gülen de tek kişi oydu. Aslında, muhtemelen Clint'i duyan tek kişi oydu. Çünkü ortam istemsizce olması gerektiğinden ayrı bir boyuta erişmişti. Bruce kenarda sızıyordu, Thor ile Jane saçma sapan bir konu hakkında görüşlerini savunuyordu, Bruce uyuyakalmıştı, Natasha ile Clint tek bir koltukta beraber içki içiyorlardı ve Steve ile de Nick Fury kenarda öylesine bir muhabbet döndürüyorlardı.

"Tony'nin zevkine bayılıyorum. İşini biliyor, şu şehrin manzarasına bak. Ve adamın evi bu, her sabah böyle bir yere uyanıyor olmalı." Steve, Fury'ye hak verircesine iç çektiğinde kendi zamanındaki şehir ile alakası olmayan bir yerde olduğunu düşündü. Sarışın adam buna aslında hala daha alışamıyordu. Bir müddet sonra Steve devam etti, "Zaman ile her şey değişiyor, sanki her şeye alışabilirmiş gibi. Bazen güzelleşiyor ama bazen de felaket oluyor. Diyebileceğim tek şey bu gece manzarasının güzel olduğu. Çok güzel olduğu." dedi ve Nick viskisini hafifçe yudumladı. Bu biraz hüzünlü bir bakışa benziyordu ama yine de Steve karşısındaki adamın gözlerine bakmayı sürdürdü. Bu sırada Nick mırıldandı, "İnan bana Yüzbaşı, şu tek göz olayına alışmak bile kolay değil. Ama zamanla olmadığın birine evrilebiliyorsun."

Steve bu sözlerden sonra merakla, "Nasıl oldu? Gözün?" dedi ama ardından bunu dediği için kızardı. Kendi kendine kızdı, burnunu dahil olmadığın konulara sokma. Nick ise buna karşın biraz böbürlenircesine bir hava yaptığında Steve hala yanıt vermesini bekliyordu. Nick tam ağzını açmıştı ki arkadan Steve'in çok aşina olduğu bir ses duyuldu, "Lütfen bir kere yalan olan ve asla gerçeğini söylemeyeceğin hikayeyi anlatma. Yaşlılara saygın var sanıyordum." Steve arkasını döndüğünde gördüğü esmer adamın dediklerine karşı kızarca kaşlarını çattı ama bu Nick'in gülmesine sebep oldu. Fury en başta Steve'e baktı ve adımlarını ortama yeni giren Maria'ya çevirirken sarışın adama son kez seslendi.

"Şimdilik, kurtuldun. Başka bir zamana!" Tony buna alaylı bir şekilde gülünce Steve'de fark etmeden gülümsemişti. Steve onun olduğu her saniye nasıl kendini iyi hissedebiliyordu anlamıyordu ama bu özel bir güçtü. Tony bir müddet sonra Steve'in tam yanına geçti ve mırıldandı, "Nick'in evime gelmesi ne kadar doğruydu emin değilim, Thor bana gayet yetebilirdi." Steve yapma, dercesine bir bakış takındı ama bu Tony'nin düşüncelerini değiştirecek kadar güçlü bir bakış değildi.

"Gelmene sevindim. Fury görevde olacağını söylemişti." Tony'nin şüpheci sesi Steve'i gerse de en sonunda sarışın adam kafasındakileri silerek bir gülümseme takındı ve Tony'nin parıldayan gözlerine bakarak mırıldandı, "Aslında, gidecektim ama sonra çok da bana uyan bir görev olmadığını fark ettim. Bu yüzden reddettim." Tony bunu kendince onayladı fakat Steve'in beyninde hala sesler dönüp duruyordu. Yalan söylüyorsun, göreve sadece Tony ile görüşebilmek için gitmedin.

Tony bir müddet sonra konuşmaya devam etti, "Umarım şehre alışabiliyorsundur." Steve ise buna gülümsedi, hayatında yapamadığı en büyük şey uyum sağlamak olmalıydı. Steve ortama, zamana, hatta kendisine dahi alışamamıştı. Sarışın adamdaki ifade değişikliğini sezen Tony biraz seslice yutkunup utançtan yere bakan Steve'i izledi. Tam anlamıyla mükemmeldi. Saçları, gözleri, gülümsemesi, ses tonu ve daha aklına ne gelirse her şey olması gerektiğinden üstün bir güzellikteydi. Tony kendi kendine engel olmak istese de içinden yükselen ses gayet barizdi. Sabah uyandığında onu yatağında görmek için şirketi üstüne yapabilirsin.

"Dürüst olmamı istersen, alışamadım. Çabalıyorum ama sanmıyorum." Tony Steve'in sesinden akan çaresizliğe karşı dudağını ısırdı ama bu çok anlık bir durumdu. Ardından esmer adam Steve'i tamamladı, "İstersen yardımcı olabilirim, biliyorum tuhaf, ama sana şehri gezdirebilirim?" Steve'in gözleri şaşkınlıkla büyüdüğünde içinde dans eden bir adam vardı ve elinde olsa ortamda başardığına dair bir zıplama yapabilirdi. Tony onu görüyordu, en azından Tony'ye biraz daha bakabilecekti.

𝘣𝘦𝘳𝘦𝘢𝘷𝘦𝘮𝘦𝘯𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Where stories live. Discover now