0.8

1K 61 120
                                    

2016, Ağustos

"Sana inanamıyorum." Tony'nin sesi o kadar öfkeli geliyordu ki, Steve bunun üzerine sadece seslice yutkunmuştu. Tony yanıt gelmeyince sinirlerine hakim olmaya çalışarak konuştu, "Seni binlerce defa uyardım, o kafana sok diye ama sen ne yaptın? Cidden Steve, onsuz yaşıyamıyor falan mısın, ne bu senin Bucky aşkın? Eğer bu kadar rahatsızsan, defol git o yüzüğü de at, onunla özgürce yaşa. Duydun mu?" Steve dediklerinin üzerine hırlamaya yakın bir ses tonuyla konuştu, "Bucky ile ne zorun var bilmiyorum ama senin yüzünden en en iyi dostlarımdan birinden vazgeçtim ben. Senin benim için vazgeçmeyeceğin şeylerden vazgeçtim. Ve onunla da buluşmamıştım, talihsiz bir tesadüftü hatta tiksinç bir tesadüftü." dediğinde Tony sinirden titreyen ellerini belli belirsiz durdurmaya çabalıyordu.

"Umrumda değil. Sen ve tesadüflerin zerresine umrumda değil. Tek bir konuda hassasiyetim var ve sen inadına onu çiğneyip duruyorsun! Kim bilir ne kadar zamandır gizlice görüşüyordun." Steve bunun üzerine gülünce Tony yanıt vermedi. "Ben mi gizlice görüşüyorum Tony? Senin eski sevgilin olan Pepper ile çoğu yere gitmen sorun değil de benim mi en yakın arkadaşımla görüşmem sorun? Ayrıca görüşmedim bile." Tony bunun üzerine hızla iç çekince Steve yine sabır zorladığını biliyordu.

"Senin amacın ne? Gerçekten, Steve. Neden her konuyu kendi çıkarına döndürmek zorundasın? Sana dediğim şey gayet barizdi, algılayamıyorsan bir daha söyleyeyim. O herif ile görüşemezsin." Steve bunların üzerine bir müddet dursa da ardından konuştu, "Buna neden sen karar veriyorsun? Ben sana şunları söyleyeyim Tony, ben de senin Pepper ile görüşmeni istemiyorum. Ama görüşür müsün? Tabii ki. Hatta yatmak istersen yatarsın bile." Tony anlamazca bakınca Steve ekledi, "Yatacağını biliyoruz, Tony. Eninde sonunda olacak bu. Çünkü sen...beni böyle cezalandıracak kadar acımasızsın." dedi ve Tony karşısındaki adamı şuracıkta boğabileceğini düşündü.

Tony sabırla konuştu, "Bence sen sapıtmışsın. Senin tek olayın bu. Sen tam bir manyaksın." Steve dediklerimin arkasındayım havalarında bakmaya devam ediyordu, ki bu Tony için kuduruş anı falan demekti. Steve, "Benim için yapmayacağın onca şeyi ona yapabilirsin sen. Çünkü artık senin için cepte falan olmalıyım, nasılsa nişanlınım." dedi ve Tony'nin yüzünde belli belirsiz anlamsızlık oluştu.

"Pepper benim eski sevgilimdi tamam ama şu an sadece arkadaşız. Pepper şu anda başka biriyle beraber bu yüzden aramızda bir şeyler geçmemiş gibi arkadaşça devam ediyoruz. Ve sen bunu biliyorsun ama Bucky öyle değil." Steve saniyelik bir boşluğa düşünce Tony ekledi, "Sadece ne kadar yakınlaşabileceğinizi gördüm diyelim. Rahatsızlık verici." dedi ve sarışın adama baktı. Steve sadece şaşkınlıkla bakıyordu. Bu dünyanın en saçma şeylerinden biriydi.

"Sırf sen rahatsız olma diye en yakın arkadaşımı mı terk ettim ben? Neydi Tony, birkaç ay önce kavga ederken o herif umrumda değil diyordun? Aniden bu radikal kararını neye borçluyuz? Ben çok sıkıldım artık. Nişanlanmamız gerçekten bir işe yaradı mı? Artık kabullenmelisin belki de kabullenmeliyiz ben...bilemiyorum. Ama bildiğim tek şey artık ev arkadaşından farksız bir konuma geldik."  Tony'den yanıt gelmediğinde Steve devam etti, "Benim yüzümden, biliyorum. Ama benim intihar girişimimden sonra biz yolunda gitmedik. Zaten olmadı, olmuyor." Tony sinirle güldüğünde Steve çaresizce mavi gözlerini nişanlısına dikti. 

Tony bitmişçesine konuştu, "O zaman da sordum, bana sadece yalan söyledin. Biri daha var değil mi?" dedi, aslında bu söylemde bir çaresizlikte vardı. Çünkü Tony bununla yaşayamazdı. Steve'in artık onu sevmediği gerçeği onu yerle bir etmekten başka hiçbir sonuç vermeyecekti ve Tony istemiyordu. Belki de Steve onun için takıntıydı veya vazgeçilmeziydi, neyse neydi. Sadece, asla ama asla gitmemesi gereken bir nokta olmalıydı. Bu yüzden sesinden gelen çaresizlik aşikârdı.

𝘣𝘦𝘳𝘦𝘢𝘷𝘦𝘮𝘦𝘯𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Where stories live. Discover now