0.9

934 68 79
                                    

*uyarı bir, bu bölüm şiddet eylemleri içerir, lütfen göz önüne alarak okuyun.
uyarı iki, bölüm bittiğinde ne okuduğunuzu sorgulayabilirsiniz, bu normal bir durum.*

Haziran, 2017

Steve eve girdiğinde Scott'u bir şekilde Friday mazeretiyle eve yollatabilmişti. Tony çıkan bir iki aksaklık sebebiyle Friday'i devre dışı bırakmıştı bu yüzden evde rahat adımlar attığında izlenmediğini bilmek içinde ilginç bir his bırakmıştı. Ama Steve'in bu hissi çok üzün sürmedi çünkü midesi deli gibi bulanıyordu, bu yüzden aniden bir yere oturmak zorunda kalmıştı. Düşünmeden edemedi, Tony iki gün evde yoktu. İki gün onunlaydı. Steve güldüyse de haline yandığı içindi. Bazen olanlara inanmak istemiyordu. Gördüğü şey gayet barizdi, Tony iş gezisi maksadıyla genç sevgilisiyle takılıyordu. Steve yetersiz geldiği düşüncesiyle bir daha sarsıldı. Tamamen buydu, Steve ona yetersiz geldiği için Tony başkasını bulmuştu. Steve yanağından akan minik yaşı sildi, kızın elinde normal bir çanta vardı. Bu bile olayın ne kadar monotonlaştığını kanıtlardı. Steve hiçbir şeyi irdelemek istemiyordu. Her şeyden uzaklaşmak istiyordu, bir daha asla sorun yaşamamak üzere kaybolmak istiyordu. Aldığı nefes batmaya başladığında mide bulantısı dayanılmaz bir hal almıştı. Steve bu yüzden yine kendini banyoya atmıştı. Sarışın adam midesinde ne varsa geri çıkarttığında zorla ayağa kalkabildi ve soğuk bir su ile kendine gelmek istedi.

Aynada kendine baktığında Steve, bu eve ilk geldiği zamanı düşündü. Her şey ne kadar umut vericiydi, güzel bir hayatın başlangıcı gibiydi. Şimdi ise sadece uyanmak istediği bir kabus haline bürünmüştü. Kendi kendiyle çelişti, gerçekten de bunun suçlusu Tony miydi? Ya Steve onu bunu yapmaya ittiyse?

Steve kendini bırakıp duvara yaslandığında öylece kalakalmıştı. Kapıya uzanarak kilitlediğinde evde yalnız olduğunu biliyordu ama sadece kendini güvende hissetmek istiyordu. Rahatsız edilmeyeceğini bilmek, bu Steve'in kendini iyi hissetme sebebiydi. Seslice yutkundu, içindeki hüzün ve kırgınlık yerini derin bir öfkeye bırakıyor gibi hissettiğinde gülümsedi. Bu çok saçma, diye düşündü. Ben bu kadarını hak etmedim. Kimse hak etmez.

Saatlerce yerden oturup hayat gayesini düşündükten sonra, artık Steve pes etmişti, her şeyden tamamen vazgeçmişti. Kendisini yapan her şeyden kurtulmak istiyordu. Bu yüzden aniden kitlediği kapıyı açtı ve ilaç çekmecesini buldu. Bunu yaparken tuhaf bir haz almaya bile başlamıştı. Bulduğu iki ilaç şişesini de tuvalete döktükten sonra değişeceğine karar verdi. Hiç olmadığı bir insan olmak, bir daha canının bu kadar yanmasına izin vermeyecekti. Bambaşka karakterli biri olup canını kimler yaktıysa hepsini teker teker kendisine yalvartacak hale getirmek istiyordu.

Kalbi o kadar yanıyordu ki Steve tüm göğsünü kanatsa hiçbir acı hissetmeyeceğini düşündü. Aslında bu olması gerektiğinden daha çok doğruydu, Steve'in bunu yapmamak için hiçbir sebebi yoktu. Hiçbir amacı yoktu, o zaman gerçekten canının nasıl yandığını gösterebilirdi. Sarışın adam aynada kendine bakınca etrafı kırmızılaşmaya başlamış gözlerini inceledi. O kadar yorgunlardı ki Steve o gözlerin dinlenmeleri gerektiğini düşündü.

Steve'in yorgunluğunu üzerinden gerçek anlamda atabilmesinin ve temizlenebilmesinin tek bir yolu vardı. O da kan çıkarmaktı. Her zaman kenarda bu isteğin giderek büyüyeceğini biliyordu ve bu yüzden çekmecenin kenarına bir jilet saklamıştı. Steve belki bu denli aldatılacağını düşünememişti ama bir krize tutulursa ve durmazsa en azından sonunun kendi isteği çerçevesinde bitmesi gerektiğini varsayabilmişti. Jilete dokunduğunda soğukluğu Steve'e kendini iyi hissettirmişti. İşi en kısa yoldan bitirebilirdi ama bunu yapmayacağını biliyordu. Bu yüzden üstünde ne varsa kenara koydu. Kalbini zaten hissetmiyordu, Steve her yere acısından bir parça bırakmasının mükemmel bir yansıtma olacağını düşündü. Birinin görüp görmemesi bile artık umrunda değildi, sadece canını en üst seviyelere kadar yakıp bir değişiklik hissedip hissetmeyeceğini merak ediyordu.

𝘣𝘦𝘳𝘦𝘢𝘷𝘦𝘮𝘦𝘯𝘵 ∝ 𝘴𝘵𝘰𝘯𝘺Where stories live. Discover now