Anamız Babamız Yok Deriz {BxB}Tamamlandı

12•

~Le ertesi gün~

Tedirgin bir şekilde Çınarın yanına doğru ilerledim. Ne yaparsa yapsın hep bu tedirginliğim devam edecekti galiba.
"Günaydın." Dedim neşeli bir ses tonu ile ve yanına oturdum.

"Günaydın."

"Ne yapıyorsun? "

"Oturuyorum gördüğün gibi. Sen? "

"İyi." İyi olmasına iyi de bizim aramız nasıl? Dünkü konuşmadan bir şey anladın mı? Aşırı diken üzerindeyim zaten. Gezi kolu başkanlığı da yoruyor. Bir de küçük yeğenime bakacağım bu aralar. Canavar gibi bir oğlan ömrümü yiyiyor. Aynı senin gibi Çınar.

"N'oldu? Daldın gittin. "

"Başkanlık işleri falan. Yorucuymuş, bir ton şey aklımda dönüp duruyor. "

"Sahi sen neden başkan olmuştun?"

"Ayşe gezi kolu başkanıydı ya o okul değiştirince ondan sonra en çok emek veren benim diye beni seçtiler. "

Dün gece çok düşünmekten uyuyamamıştım. Başkanlığın bu kadar yorucu olduğunu bilmiyordum. Doğru dürüst iletişime geçemeyen bana iki kat zordu zaten.

"Hiç bir şeye emek vermediğim için çok şanslıyım. " Dedi Çınar.

Uykulu olduğum için kafamı sıraya koydum ve mırıldandım. "Hmm hm. "

"Off çok yorgunum. Uykum var. " Dedim boğuk çıkan sesimle.

Rahat uyumam için Çınar kapişonumu kafama geçirdi.
Kafamı hafifçe kaldırıp ona gülümsedim ve geri yattım.
Kalbimin sesini umarım duymuyordur. Yaptığı şey gerçekten çok tatlıydı. İnce düşünmüştü. Umut, umutlanma.

Yarı açık olan sağ gözümden Çınarın ayağa kalktığını ve ellerini cebine koyduğunu gördüm. O sırada Alp'in sesini duydum.
"Çınar, sıraya koy lan! "

Çantası olduğunu düşündüğüm şeyi Çınara fırlatınca kafamı kaldırdım. Uykum da kaçmıştı.

"Çocuğu uyandırdın lan piç! " Dedi ve çantayı geri Alp'e fırlattı.

"Sen de fırlat diye mi çantayı sana attım lan. " Gülerek ensesine vurdu. Hangi ara buraya gelmişti ki?

Bir dakika, biz Alple aynı sınıfta mıydık?
Çok da fazla düşünmeden bunu sesli olarak dile getirdim.

"Aaa, Alp biz seninle aynı sınıfta mıydık? "

"Evet bebeğim. " Dedi göz kırparak.

"Çok çabuk kaynıyorsun lan. " Dedi çınar.

Çınarın çümlesinden sonra sınıfa ilk dersin boş olduğunu söylemeyi unuttuğum aklıma geldi. Tarih hocamız bu gün gelmemişti.

"Ben söylemeyi unuttum lan. İlk ders boş. " Dedim sınıfa doğru bağırarak. Kırk yılın başı cesaretli davranmıştım. Vay canına.

Alp, "Evvet!" Diye böğürdükten sonra pantolonun pislenmesini umursamadan dizlerinin üzerinde kaydı.

Bunu gören Şeyma yüzünü buruşturarak Alp'e baktı.
"Bir kere de hayvanlık yapma Alp ya. "

Kıkırdayarak Alp'e doğru döndüm. Cevap vermek yerine omuz silmişti.

"Alp, gezide özellikle kalmak istediğin biri varsa ayarlayabilirim. "

Bir süre düşündükten sonra yanıtladı beni.
"Bir önemi var mı? Sadece uyuyacağız zaten. "

Abi deliriyordum şu an. Cidden deli yatanlar vardı. Selimle denk gelmemişti hiç biri heralde. Ben onunla uyuduğumda sabahında çocuğun ayağı ağızımdaydı lan. Ağızımda.

"Amık." Dedim ve sinirle kahkaha attım.
"Size hiç Selim denk gelmesi herhalde? "

"Sen daha önce kalmalı geziye mi gittin? "

Alp'in sorusuyla Çınar tüm dikkatini sohbete odakladı.

"Evet, gittim. "

Ayçıl ve Derinin fazla ısrarı yüzünden geçen sene gitmiştim ve Selim'e denk gelmiştim. Güzelim gezi mahvolmuştu. Zaten Ayçılla Derin son anda gelememişlerdi. Ay başıymış, hiç keyif alamazlarmış. Öyle demişlerdi bana ama hiç bir şey anlamamıştım. Ne tuhaf bir bahaneydi böyle.

"Yalnız sıkılmadın mı ya? " Dedi Çınar gülerek.

Bunda dalga geçilecek ne vardı ki şimdi?

"Sıkılmadım." Dedim ama sesim beklediğimden daha kısık çıkmıştı.
Galiba biraz kırılmıştım.

"Tabii, insan alışıyordur bir süre sonra. " Diyerek kırgınlığımın üzerine mum dikmişti

"Oğlum ne diyorsun amk? " Dedi Alp.
Gerçekten yani.

"Neyse ne. " Diye mırıldandım ve gidip kendi sırama oturdum.

"Bahçeye inelim. " Diyerek kolunu Alp'in omuzuna attı Çınar.

Alp başını sallayarak onu onaylerken bana doğru döndü.
"Umut gelecek misin? "

Her ne kadar kırılmış olsam da ikisini yalnız yollamak istememiştim. Çınarın Alp'in omuzunda ki koluna şöyle bir baktım.

"Olur."

Çınar boş boş bana bakınca dayanamadım.
"N'oldu? Daldın gittin? "

''Yo. Sana bakıyordum. "

Ne? Neden? Garip olan bir şey mi vardı? Burnumda sümük falan mı gözüküyordu acaba?

"Yüzümde bir şey mi var? "

"Hayır." Dedi ve önüne döndü.