pixels || taekook

11. Eskiler

İçimde birkaç tane Jeongguk ile yaşıyorum. Cidden. Mesela Yoongi sanki bir devlet sırrını açığa çıkarmış gibi Jimin'in eski sevgilim olduğunu söylediğinde göz deviren Jeongguk, Taehyung'a bakmamak ve yüzündeki ifadeyi görmemek için direnen Jeongguk, Jimin'in bu olay karşısında nasıl hissettiğini merak eden Jeongguk... Fakat en baskın olan Jeongguk patronunun yanında albümün "dj"inin eski sevgilim olduğu söylenildiğinde yerin dibine giren Jeongguk'tu.

En kötüsü de Taehyung'un baştan aşağı Jimin'i süzüp dudak büzmesiydi. O kadar çok yanlış anlaşılmaya müsait bir mimikti ki korktum. Jimin'e döndüm. Jimin'in de rahatsız olduğu apaçıktı ama belli etmemeye çalıştı. Yoongi'ye seni öldürmek üzereyim bakışlarından attı sadece.

Evet, Jimin ile böyle bir geçmişimiz daha vardı. Çok fazla üstüne düşünmediğim, unutmaya çalıştığım zamanlar.

Jimin ile lisenin ilk yılında ben kantinde tek kişilik protestomu yaparken tanıştık. "Gerizekalı gibi gözüküyorsun." demişti bana. O zamanlar çok daha dışadönük bir insandım. Hormonların da etkisiyle deli şeyler yapardım. Başkalarının düşündüklerini takar, insanlara göre şekillendirirdim kendimi. O civarlarda doğal olmayan yiyeceklere savaş açmak modaydı. Benim gibi birkaç enayiyi toplayıp okuldakilerin dikkatini çekmeye çalışırdım ara sıra.

Jimin benim yerime utanç duyduğunu ve yaptığım saçmalığı hemen kesmem gerektiğini üstüne basa basa söylemişti. Onun da kötü çocukları topladığı geniş bir çetesi vardı. Okulun havalı kızlarıyla beraber gezerlerdi. Herkesin birbiriyle sevgili olduğu gruplardandı. Ben de o grubun liderinin sevgilisine aşıktım... Kızın adını anımsayamıyorum şimdi. Klasik isimlerdendi.

Grubun lideri Jimin'in güya en yakın arkadaşıydı, dönem boyunca bana sataşmak için yer aramışlardı, ben ve gerizekalı arkadaşlarımın protestoları da onlara fırsat vermişti.

Jimin "bu konuyu konuşmak üzere" çıkışta bizim ekibi okulun yanındaki pizzacıya beklediğini söylemişti. Gözlerinin ta içine meydan okurcasına bakmış ve orada olacağımı söylemiştim.

Şimdi düşünüyorum da, Jimin'in bu kadar salak bir insan olduğunu bilseydim o gün pizzacıya titreye titreye gitmezdim.

Jimin'in attığı beceriksiz yumruğun izi hala yanağımda duruyor. Senelerdir ona vicdan yaptırmak için kullandığım bir şey. Pişmanlık içinde, her seferinde milyonlarca özür sıralayarak tam yara izimden öper beni. Ben de affetmiş gibi yaparım.

Lisenin ikinci yılında aşık olduğum kızla çıkmaya başladık. Çok mutlu zamanlarımdı. Lisenin ilk yılında o saçma çetenin lideriyle beraber olmasına rağmen onlara benzer hiçbir yanı yoktu kızın. Kafalarımız çok uyuşuyordu, zevklerimiz birbirine benziyordu. Beraber derin sohbetler yapmayı severdik. Onların evinde bahçede bir salıncak vardı, orada o benim kucağıma yatar, ben de onu izlerdim.

Kızın benden sebepsiz yere ayrılışına kadar her şey güzeldi. Okulda zombi gibi geziyordum. İnsanlarla diyaloğu kesmiştim. Sadece Kiya ile görüşüyordum. Kiya bu duruma içten içe seviniyordu çünkü beni paylaşmayı hiçbir zaman sevmezdi.

Jimin ile arkadaşlığımız ikinci sınıfın yaz tatilinde başladı. Okula yakın, oğlanların kaykay kaydığı ve kızların el işleri sattıkları tezgahları kurduğu bir yer vardı. Kiya ile her akşam oraya giderdik. Kiya'nın güzelliğini fark edip bunu diğerlerine de fark ettirmeye çalıştığı zamanlardı.

Şimdi düşünüyorum da, Jimin'i asla yalnız görmezdim. Her zaman bir arkadaş grubu olurdu. Bazen o kadar alakasız insanlarla arkadaşlık ederdi ki ona acımaktan kendimi alıkoyamazdım.

Kaykay kayarken yorulup suyumuz var mı diye bize sormaya gelmişti. Kiya'nın cilve yapacağını düşünmüştüm. Jimin'den sadece laf arasında bahsetmiştim ve nasıl gözüktüğünü de bilmiyordu. Kiya onu tersleyip başka yere defolmasını söylemişti. Yanağımdaki yaradan dolayı hala gocunan ben kahkahalara boğulmuştum. Kiya da beni gülerken görünce gülmüştü ve kesintisiz beş dakika boyunca Jimin'in yüzüne baka baka gülmüştük.