25. Bölüm

119K 7.8K 1.8K
                                    

Bölüme dair bir uyarım var: Çalıkuşu'nu okumadıysanız ufak spoilerlar var sona doğru. Nasıl olacak bilmiyorum ama okumaya niyetiniz varsa şayet, bir koşu kitabı okuyup geri gelebilirsiniz buraya  sfjlskfjl



Hayriye Teyze'nin "Hırsız var! Yetişin komşular!" diye ciğerlerini sökercesine bağırışıyla gözlerimi açtım.

Saniyesinde mahallede evlerin ışıkları bir bir yandı, kimi camlara kimi sokağa fırladı.

Ben cama fırlayanlardandım.

"N'oluyor Hayriye Abla?" diye bağırdı Yusuf Amca üst kattan.

Hayriye Teyze detaycıydı. "Camı açık unutmuşum. Yattım. Bir baktım bir yerden üfürüyor. Kalktım. Baktım açık cam. Onu kapatayım dedim..." Hayriye Teyze titrek bir işaret parmağıyla sokağımızın biraz aşağısını işaret etti. "Baştan aşağı siyahlara bürünmüş. Balkondan atlayıverdi. Yüreğim hop etti!"

"Nereye gitti?" diye sordu Hüseyin Amca aşağıdan. Yine tuvalet terlikleri ve çizgili pijama kombiniyle hırsızı karşılamaya karar vermişti.

O sırada Fatih de Kaan Abi'yle birlikte çıkıp etrafı kolaçan etmeye başladı.

"Beni görünce yokuş yukarı koştu. Boyu devrilesice!" diye söylendi Hayriye Teyze.

Hüseyin Amca karanlık yokuşu süzdü. "Tek başına mıydı? Gördün mü başka birini Hayriye Abla?"

"Ben bir kişi gördüm oğlum."

Beklenildiği üzere abim ancak çıkabildi cama. Ama tabii ki olaya yine çok hakimdi. Bir dedektif edasıyla kollarını pervaza dayadı. "Kesin işbirlikçileri olmalı. Bu işleri tek yapmazlar. Böcekevi Sokağı'na filan da bakın. Oralarda gizlenmiş olabilirler."

Hüseyin Amca şahin bakışlarını abimin üzerinde odakladı. "Kürşat çok biliyorsan insene aşağı büyük hafiye kabiliyetinden faydalanalım! Cam güzeli gibi durma orada da bir işe yara kırk yılın başı."

Ni-ho-ha-ha-haaaa! Cam güzeli Kürşat. Ben bunu sonra kullanırım.

Abim bir kaldı öyle.

Toplanma nedenimiz balkonlardan Tarzan gibi atlayıp zıplayan bir hırsız olmasa kahkahayı koyacaktım.

Nuri Dede kafasında takkesi üzerinde pazen entarisi karşı camdan sarktı. "Vah vah. Görüyor musun sen? Olacak iş değil. Millette haysiyet kalmamış..." Hüseyin Amca'ya el etti. "Bekleyin ben de geliyorum."

Münevver Nine kocasına yan camdan çıkıştı. "Hırsız bekler mi ayol seni? Bırak gitsinler onlar. Düşüp kalacaksın bir köşede Allah'ım korusun. Sana mı kaldı hırsız kovalamak gençler varken?"

Aşağıdan "Polisi aradınız mı?" diye sordu Kaan Abi haklı olarak.

Yusuf Amca üst kattan bağırdı. "Ben arıyorum şimdi."

Abime sırıttım. Sabredemedim. Hemen kullandım. "Aşağı in istersen Cam Güzeli. Hava şartları müsait. Narin bedenin incinmez."

****

Beklenildiği üzere Niyazi Abi bakkalda yine içecek servis ediyordu.

Mağdurlardan Huriye Teyze yarı baygın inlerken, Kemalettin Amca çayını içiyordu. Kemalettin Amca'nın bir şeyini çalmamıştı hırsızlar herhalde.

Annem Huriye Teyze'nin bileklerini kolonyayla ovarken "Var mı çalınan bir şey Huriye Abla?" diye sordu. Korkudan mı inliyordu yoksa bir şeyler gerçekten gitmiş miydi anlamanın peşindeydi.

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin