16. Bölüm

125K 7.4K 2.7K
                                    

Berlin'e dönünce işler yığılmış olduğundan biraz neye uğradığımı şaşırmış vaziyetteyim. Hocalarım artık beni süpürgeyle kovalayacak kıvama geldiler (bir miktar sizin gibi belki???). Kendime sosyal medyayı yasakladım, ottan halliceyim, her gün aynı şeyleri yaptığımdan bir hafta bir gün gibi geçiyor :))

Bugün yarın derken Cuma olmuş. Pazar günü bir bölüm daha paylaşacağım.

Bu arada Şirket Oyunları benden tamamen çıktı, editörüm yarısından fazlasını bitirmiş durumda (üzerinden 7 yıl geçince inanmakta biraz güçlük çekiyorum sfjshkf) - kitabın kapak hazırlıkları da başlıyor <3

Bugün itibariyle Esnaf İşi Aşk'ın ilk kitabına resmi olarak girişmiş bulunuyorum shkjfshkj (bunu demeyi de bi 3-4 yılda ancak başardım herhalde ahahah)

Şirket Oyunları hem geç hem güç oldu ama iyi oldu, içime her şeyiyle sindi - sağlam altyapısı olan, sabun köpüğü olmayan bir hikaye oldu. 2016 civarı çıksaydı böyle bir hikaye olmayacaktı.

Aynısı Esnaf için de geçerli olacak umuyorum. Kolları sıvadım, alıştığınız gibi kolay okunan ama altı boş olmayan bir hikaye olması için çalışıyorum.

Benden şimdilik bu kadar. Görüşmek üzere, kocaman öpüyorum! :*

Hikayemizde karlar düşmeye devam ediyor..



"Anne akşam tavuk yapacaksın ve tavuk almayı mı unuttun?"

İnsan hayret ediyordu.

Yılbaşı alışverişine çıktığını iddia etmişti bir de bugün.

"N'apalım canım? Karda kışta bu kadar oldu. Aklımdan çıkıvermiş."

O öğleden sonra televizyon önündeki olağan pozisyonumuzu almıştık.

Abimle Fatih Abi playstation oynuyordu, ben de tekli koltukta kitap okuyordum.

Annem elindeki bıçağın tersiyle abimi dürttü. "Kalk Kürşat hadi, Nil'le gidip geliverin. Birkaç bir şey daha lazım."

Abim anneme bakmadı bile. "Önemli bir telefon bekliyorum, ben gidemem."

Duyan da kendisini çok mühim bir işadamı filan sanırdı.

Ama kimi kandırıyoruz??

Sadece Hilal Abla birkaç gündür arayıp sormuyordu.

Abim de gururuna yedirip arayamıyordu.

Pis pis güldüm. "Bu sefer gelmez o telefon, boşuna bekleme."

"Konuşma uğursuz uğursuz. Arayacak," diye söylendi televizyon ekranına doğru.

Pis pis gülmeye devam ederken her nasılsa aklıma gelen şarkıyı mırıldanmaya başladım. "Telefonun başında çaresizzz bekliyoruuum. Bekliyoruuum amaa çalmayacakkk biliyorumm..."

Abimin "Kes sesini!" diyerek fırlattığı yastık aramızda oturan Fatih Abi'yi es geçip bana çarpacak gibi oldu ama ayağımla savuşturdum.

Annem gelip bu sefer beni bıçağın tersiyle dürttü. "Kızdırma sen de şunu!"

Hiç tınmadım. "Yüreğğiiim diyorr kii boşunaa beklemeee...."

Bu sefer kafama kumandayı fırlattı hayvan.

Gözlerimi yumup son duamı ederken beklediğim halde darbe gelmeyince gözümü açtım.

Fatih Abi'nin burnumun dibindeki elinin tersine bakıyordum.

Kumandayı havada yakalamıştı.

Bir şey olmamış gibi anneme döndü. "Necla Abla, ben hemen markete götürür getiririm Nil'i?"

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin