3. Bölüm

141K 7.5K 2.2K
                                    

Fatih uykusuz bir gecenin sabahında çıraklardan önce dükkana gelip kepenk kaldırdı.

Patik de dahil olmak üzere çarşıda henüz hiçbir dükkan açılmamıştı.

Kasanın başındaki koltuğa oturup boşluğa tam on dakika süresince baktı, baktı, baktı.

Sonunda çay söylemeye karar verdi. Canı aslında çay istemiyordu. Kahvaltı da etmemişti ya.

Interkomun tuşuna bastı. "Günaydın, Haydar Abi. Bir çay yollasana."

"Günaydın Fatih. Erkencisin bugün." dedi cızırtılı ses.

"Uyku tutmadı abi, çok sıcak."

"Öyle valla. Ben de balkonda yatayım dedim, sivrisinekler yedi her tarafımı. Bu sefer de kaşıntıdan uyuyamadım."

"Geçmiş olsun abi. İyi misin şimdi?"

"Valla uyuz gibi kaşınıyorum oğlum. Allah başka dert vermesin. Çay demini alsın yollarım birazdan. Haydi hayırlı işler."

"Sağ ol abi, sana da."

Bugün Nil gelir miydi acaba?

Tatildi. Neden gelmeyecekti? Gelirdi.

Belki de gelmezdi.

Dirseklerini tezgaha dayayıp başını ellerinin arasına aldı.

Sabah bir umut her şeyin normale döneceğini, bu bir haftalık delilik halinin son bulacağını ummuştu ama bir gece daha geçmişti ve görünen oydu ki mallık son sürat devam ediyordu.

Kumandaya uzanıp duvara monte edilmiş televizyonu açtı.

Genelde gün boyu ekranda ekonomi kanallarından biri olurdu.

Herhangi biri izlediğinden değil. Sesi hep kısık olurdu zaten.

Gazete başlıklarının okunduğu bir haber kanalında karar kılıp bilgisayardan muhasebe kayıtlarınını incelemeye koyuldu.

O iş bittikten sonra bir bileklik kulbu değiştirdi, dağılmış bir kolye topladı, taşı düşmüş bir broş yeniledi. Vitrinlerin tozunu bile aldı.

Bir saat içinde muhasebecilerine ya da çıraklara yapacak bir iş kalmamıştı.

İlk çırak, Sadi dükkanı açmak için geldiğinde şaşkındı. Etraf bal dök yala kıvamındaydı. "Abi erken gelmişsin?"

Fatih omuz silkti. "Uyku tutmadı." Hala aç hissetmiyordu ama gözleri kararmaya başlamıştı artık. "Sadi sana zahmet bana bir porsiyon patatesli börek bir de tahinli pide al. Kahvaltı etmediysen kendine de al. Tunç da yer belki."

Sadi'nin canına minnetti. "Tamam abi. Alır gelirim hemen."

****

Dokuzdan sonra gelen giden eksik olmadı. Böylelikle Fatih de kendini oyalamak için iş icat etmek zorunda kalmadı.

Öğlene doğru yan apartman komşuları Zeliha kapıdan girdi. İnce uzun, beyaz tenli kumral bir kadındı. Sıcaktan olacak yanakları pembe pembe olmuştu.

Fatih hemen ayağa kalktı. "Hoş geldin Zeliha Abla." Çocukken az pasta, böreğini yememişti.

"Hoş bulduk, Fatih."

"Geç otur abla. Nasıl çocuklar? Kazım Abi?"

"İyiler hepsi hamdolsun. Sizler de iyisiniz?"

"Şükür abla. Bir şey ikram edeyim?"

"Bir soğuk suyunu içerim."

"Hemen." Interkomun düğmesine bastı. "Haydar Abi, Muhammed bize iki soğuk su kapsın gelsin."

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin