12. Bölüm

115K 6.9K 1.8K
                                    

Bu tatlış çalışma için defne_353 'ye yine yeniden çok teşekkür ediyorum! :D

Bu tatlış çalışma için defne_353 'ye yine yeniden çok teşekkür ediyorum! :D

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Fatih bilgisayarın başından kalkıp gerindi.

"Baba siz çocuklarla kapatırsınız. Annemin aktardan istediği birkaç bir şey var, onları alıp eve geçerim. Arabayı bırakıyorum. Yürüyeceğim."

Hafta geçmek bilmiyordu.

Dükkanda gelen gidenden başını alamamıştı o çarşamba günü. Çıkmak için bahane ararken annesinin siparişi hızır gibi yetişmişti.

Cezmi Bey önündeki hesap defterinden başını bile kaldırmadı. "Tamam oğlum, biz kapatırız. Görüşürüz evde."

Fatih montunu üzerine geçirip kapıya yöneldi. "Görüşürüz."

Dört duvar dükkandan bir başka dört duvar arasına girmek istemiyordu hemen.

Yolu uzatmak için havlucuların arasından Cumhuriyet Caddesi'ne indi önce.

Günler kısalmıştı.

Daha altı civarı olmasına rağmen Bursa'ya hafif hafif karanlık çöküyordu.

Elleri montunun ceplerinde sallana sallana yürürken insanların telaşesini izledi uzaktan.

Kimi pazarlık peşindeydi, kimi bir yerlere yetişmeye uğraşıyordu.

Rengarenk züccaciye dükkanlarını, tuhafiyeleri, çeyizcileri geçti bir bir.

Cemal Nadir Caddesi'ne çıktığında etraf iyice kalabalıklaşmış, trafik korna sesleri arasında durma noktasına gelmişti.

Ani bir kararla Çakırhaham tarafına geçtiğinde, otobüs durağında bekleyen okuldan yeni çıkmış liseliler, mesaiden çıkmış kalabalık kucakladı onu.

Aralarından güç bela sıyrılıp Tophane'ye çıkan yokuşu tırmanmaya başladı.

Dakikalar içinde kaldırımda yürüyen insanlar seyrelmiş, korna sesleri hiç değilse katlanılacak düzeye inmişti.

Saat kulesine vardığında boş banklardan birine oturup ayaklarının altına serilen, ışıkların, çöken geceyle birlikte bir bir yanmaya başladığı ışıltılı Bursa'yı izlemeye koyuldu.

Günlük koşuşturmalar, insana etrafına bakıp şükredecek ve güzellikleri takdir edecek zamanı vermiyordu.

Doğup büyüdüğü şehir hala çok güzeldi.

Derin derin birkaç nefes alıp verdi.

Biraz daha iyi hissediyordu şimdi.

Cebinden telefonunu çıkarıp en çok aradığı numarayı tuşladı yine. "N'aber Kürşat?"

"İyilik, dükkanı kapatıp eve geçiyorum."

"Yusuf'a gidelim mi?"

Kız kardeşi yüzünden bunalıma girip, kendisiyle içerek bunalımdan çıkmaya çalışmak kaderin bir oyunu, evrenin olmayan espri anlayışının bir işaretiydi.

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin