18. Bölüm

124K 7.3K 1.7K
                                    

Uykusuzlara selam olsun. Bir linçlik bölümde daha birlikteyiz shkfjhsk



Önceki gece bir dakika bile uyuyamadım.

Olanlar sanki benim kendi kafamdan uydurduğum bir senaryo gibi geliyordu.

Nasıl olabilirdi ya nasıl?

Fatih Abi ya!

Koskocaman Fatih-ABİ!

Kendimi bildim bileli abi dediğim adam kendi tabiriyle bana hastaymış!

Bir de tutup beni abime şikayet etmişti!

Tam bir hödük! Tam bir pislik!

Kan beynime sıçrıyordu aklıma geldikçe.

Nasıl bir mantık kurduğunu anlamak mümkün değildi.

Böyle yapınca boynuna atlayacağımı bekliyorsa daha çok beklerdi!

Durağı kaçırmama ramak kala Şehreküstü'de metrodan indim hemen.

Babam o akşam eve misafir geleceğinden gecikmememi söylemişti.

Koştura koştura metro merdivenlerini çıktım.

Şanslıydım ki 35-C de hemen otobüs durağında beni bekliyordu.

Vakit kaybetmeden aceleyle BursaKart'ımı okutup dolu otobüsün arkalarına doğru ilerledim.

Milletin arabasına binmem bu sabah itibariyle yasaklanmıştı ne de olsa.

Kahvaltıda 'Baba bundan sonra bu çirkin eve gece gelmeyecek,' demişti evde terör estirmeye bayılan abiciğim.

Babam 'Dersi oluyor oğlum. Sen karışmasana,' dese de abimin susup oturması beklenemezdi elbette.

Güzel yerden vurmuştu kımıl zararlısı. 'Zaman kötü baba. Haberleri izlemiyor musun?' Babam genelde diziydi tabii. 'İnsanın arkadaşına bile yeri gelir güven olmaz. Geçen gördüm, kızın teki kandırmış arkadaşını, kadın ticareti yapan mafyaya satmış!'

Zavallı pamuğumun gözleri büyüdü, ödü koptu. 'Allah korusun oğlum, o nasıl konuşmak?'

'Gerçekler bunlar, baba. Arkadaşı filan da eve bırakıyor arada. Bırakmasın! Gerekirse alırız biz kardeşimi!'

Senin kardeşin batsın Kürşat!

Babam gerçekler karşısında beni de üzmek istemediğinden kendince orta yolu buldu.

Ne şiş yansın ne kebap.

Babamın hayattaki mottosu!

'Kızım, sen işini olabildiğince erken bitirmeye çalış. Bitmedi diyelim. Söyle bize, biz seni alırız gerekirse.'

Babam kibar kibar olağanüstü hal ilan etmiş olsa da 'Okuldan gelirken pasta da al e mi yavrum?' diye tatlış tatlış söyleyince reddetmek pek mümkün olmuyordu.

Atatürk Caddesi'nde otobüsten inip Kafkas'a girdim.

Kasanın arkasında duran görevli kız gülümsedi. "Hoş geldiniz. Ne arzu etmiştiniz?"

Camekanın içinde sıra sıra dizilmiş rengarenk pastalara baktım. "Pasta alacağım da..." Birkaç saniye düşündükten sonra sonunda çikolatalı pastalardan birinde karar kıldım. "Şu pastayı rica edeceğim."

Madem pasta işi bana kalmıştı, herkes benim sevdiğim pastayı yiyecekti!

****

Fatih tüm günü kalp çarpıntısıyla geçirmişti.

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin