15. Bölüm

129K 7.4K 2.4K
                                    

Berlin'den herkese selam. 

Ortadan kaybolup kaybolup son birkaç günde neler yaptığımı yazayım hemen: Şirket Oyunları edisyonda (insanın inanası gelmiyor! editörüme parça parça gönderiyorum - elden geçirdiğim son kısım kaldı sadece!), Esnaf İşi Aşk'ın kaynak ve okuma listesi de büyük ölçüde oluştu. Feminizmle ilgili metinler, Bursa'yla ilgili metinler, atıf yapacağım birkaç roman/hikaye/oyun bir dolu şey toparladım, bir iki ek sahne de kurguluyorum. Önümüzdeki hafta (bir terslik olmazsa!) ilk kitabı yayına hazırlamaya başlayacağım. Hem Şirket Oyunları hem de Esnaf için ayrı ayrı çoook heyecanlıyım :d 

İkisi çok farklı hikayeler. Kafam böylelikle iyi dağıldı. Başka başka hayatlar hayal etmek iyi geliyor insana.

Yorumlarınız için, ufak yazım hatalarına bile dikkat ettiğiniz için çok teşekkür ederim canlar.

En sevdiğim bölümlerden biri bu benim <3

Buyrunuz :')



O karlı kış günü, dersim olmadığından evde keyif yapıp ders çalışmayı planlıyordum ki yoluma yine taş kondu.

Annem ve babam, birden bastıran kar fırtınası yüzünden ablamlarda gece mahsur kaldıklarından, geceyi onlarda geçirip sabah eve gelmeye karar vermişlerdi.

Abim olacak Kürşat, 'Sen önden Kapalıçarşı'ya git, ben babamla birlikte belki Cumhuriyet Caddesi'ndeki dükkana giderim,' demişti.

Kar filan biriktiyse kürümek için.

Bunları söylerken yastığına salyaları akıyordu tabii.

Kandırıldığımın biraz bilincinde kahvaltı etmeden evden çıktım.

Apartmandan dışarı adımımı atmamla popo üstü oturmam bir oldu.

Hava soğuk olduğundan yerler kaygandı.

Gerçi olmasa da kayardım ya ben!

Yumuşak bir düşüş olmuştu neyse ki; genelde düşmelerim geçen kış da olduğu gibi kırıkla sonuçlanırdı çünkü.

Hemen ayağa kalkmaya çalışırken apartmanların pencerelerine, boş sokağa baktım.

Etrafta görebildiğim kadarıyla kimse yoktu.

Bu düşüşü de kimse görmeden atlatmıştım çok şükür.

****

Ben kış insanıydım.

Düşmelerime rağmen yılın bu zamanları en sevdiğim zamanlardı.

Dükkanlardaki yılbaşı süslerini, etrafta hakimiyetini ilan etmiş kar örtüsünü aval aval izlerken bizim dükkana gelene kadar sadece bir kere ve popomun üzerine düşmüş olmam bir mucizeydi.

Kapalıçarşı sakindi. Çoğu dükkan hala kapalıydı.

Dükkanı açıp ışıkları yaktım.

Radyoda bir kanal tutturup taburenin üzerine tünedim; gelen giden olacağından şüpheliydim.

Ne yiyeceğimi düşünürken, Fatih Abi kapıdan içeri girdi.

O gün o da iş olmayacağını düşünüyor olacak, kot üzerine açık renk boğazlı bir kazak giymişti.

Beni görünce suratı asıldı hemen.

Kimi görmeyi ummuştunuz acaba?

Selamsız sabahsız geçti karşıma. "Seni mi gönderdi Kürşat?"

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin