9.Bölüm

9.2K 482 60
                                    

Baekhyun kapının önünde durmuş zili çalıp çalmamak konusunda tereddütlü bir biçimde dikiliyordu. Hâlbuki geleli yarım saatten fazla olmuştu ve bir türlü cesaretini toplayıp kapıyı çalamıyordu. Yaptığının aptallık olduğunun elbette ki farkındaydı fakat korktuğu şey Jongin ile yüzleşecek olması değildi. Onun kendisini artık istememe olasılığıydı.

Bunu kabullenmek istemiyordu. Son bir kez derin bir nefes alıp gözlerini kapatarak hamle yaptı ve zili çaldı.

Fazla beklemesine gerek kalmadan kapı açılmış ve orta yaşlı bir adam onu karşılamıştı. Baekhyun'a nedense soğuk ve sinirli bir ifade ile bakıyordu.

"Evet?"

Baekhyun boğazını temizleyerek karşısındaki adamın önünde hafifçe eğildi ve kendisini tanıttı.

"Özür dilerim efendim. Ben Byun Baekhyun Kim Jongin'i görmeye gelmiştim. Evde ve müsait ise görüşebilir miyim?"

Karşısındaki adamın kaşları iyice çatılmış, bu da yetmezmiş gibi kollarını göğsünde bağlayarak dik dik Baekhyun'un gözlerinin içine bakıyordu.

"Demek sen oğlumu üzen işe yaramaz Byun Baekhyun'sun!"

Baekhyun kulaklarına kadar kızarmış ve başını mahcup bir şekilde sallamıştı.

"Madem kabul ediyorsun hangi yüzle onu görmeye gelebiliyorsun? Oğlumun onu üzen biri ile görüşmesini istemiyorum!"

Bu laflara karşın Baekhyun üzülse de söylenenleri hak ettiğini düşünüyordu.  O yüzden başını olumsuz bir biçimde sallayarak;

"Üzgünüm efendim ama Jongin ile görüşmeden hiçbir yere gitmiyorum."

Jongin ise sesleri duymuş ve salondan çıkıp babasının kiminle konuştuğunu görmek için kapının yanına geldiğinde Baekhyun'u görünce oldukça şaşırmıştı.

"B-Baekhyun? Senin burada ne işin var?"

Baekhyun önün de duvar gibi dikilen Bay Kim'e rağmen kaldırıp kafasını Jongin'e baktı. Jongin'in gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Üstelik uykusuz ve yorgun görünüyordu. Onu öyle görünce kendi kendisine küfür etti. Bu hale gelmesinde kendisinin payı olduğunu biliyordu.

"S-seninle konuşmam gerekiyordu. B-benim sana söylemem gereken bir şey v-var."

Jongin'in gözlerinde önceden kendisine bakarken gördüğü parıltıyı aradı Baekhyun ama Jongin bunun aksine kırgın ve üzgün bakıyordu. Gözlerinde sadece acı vardı pırıltılardan eser kalmamıştı.

"Baba lütfen izin ver içeri girsin. Onu böyle kapıda bekletmen çok kaba bir davranış."

Bay Kim Joonmyeon oğlunu daha fazla üzmeden kenara çekilmiş fakat Baekhyun'u hedef alan düşmanca bakışlarını çekmeyi reddetmişti.

Şimdi karşılıklı koltuklarda oturmuş babasının onları yalnız bırakmasını umut ediyordu.

"Baba lütfen! Bize biraz izin verir misin?"

Bay Kim sağ elinin işaret parmağını Baekhyun'a doğrultup sonra da "gözüm üzerinde" işareti yaparak onları salonda yalnız bırakmıştı.

Baekhyun söze nereden başlayacağını bilmiyordu ama bir şekilde başlaması gerektiğinin farkındaydı. Onun için oldukça zor bir durumdu ve davranışları konusunda emin değildi.

"Konuşmak için geldiğini sanıyordum?"

Baekhyun utançtan kıpkırmızı olsa da Jongin'in gözlerinin içine baktı ve çatlayan sesine aldırmadan;

TATLI CADIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora