2.Bölüm

10.7K 537 99
                                    

Luhan ne diyeceğini bilemez bir halde Sehun'un karşısında dikilmiş beklerken, Sehun ise ciddi bir yüz ifadesi ile Luhan'ın gözlerinin içine bakıyordu. İçinden olası tüm küfürleri geçirmemek için kendisini zorladı. Sonra derince bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı.

"Bu konuşmayı sonlandırmak istiyorum tabii sizin için de bir mahsuru yoksa Bay Oh"

Sehun gözlerini kısıp başını hafifçe yana eğdi. Sanki bir şeye karar vermeye çalışır gibi bir hali vardı. Birkaç adım geri çekilip ellerini göğsünde birleştirerek bakışlarını tekrar Luhan'ın gözlerinin içine kilitledi.

"Son almış olduğumuz reklamın taslaklarını ve reklam metnini sizin hazırladığınızı öğrendim Bay Kim."

"E-evet ben bununla ilgili Bay Huang'a bilgi vermiştim. Yarından önce bitirmem mümkün değil demiştim kendilerine de."

Sehun sağ elini çenesinin altına koyup alaycı bir şekilde tebessüm etti.

"Taslakları bugün 15.00'e kadar masamda istiyorum Bay Kim ve itiraz ya da erteleme hakkınız bulunmamaktadır."

Sehun toplantı odasında etekleri tamamıyla tutuşmuş bir Luhan bırakarak çıkıp gitmişti. Luhan yakınındaki sandalyeye çöker gibi oturdu. Sonra saatinin kaç olduğunu kontrol etti. Saat 10.00'a geliyordu yani bir aksilik olmazsa 5-6 saatte ara vermeden çalışıp bitirebilirdi. Ya da gücünü kullanabilirdi.

Tam o bunları düşünüp rahatlarken Sehun tekrar toplantı odasından içeri girmiş ve eğilerek Luhan'ın kulağına,

"Gücünüzü kullanarak bitirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin Bay Kim, yoksa gerçekte ne kadar yetenekli olduğunuzu başka türlü öğrenemeyiz değil mi?"

Diyerek geldiği gibi gitmişti. Luhan sinirle saçlarını karıştırırken şu akıl okuma işini engellemek için öncelikle bir şeyler yapması gerektiğini düşündü.

 "Ağız tadıyla gücümü kullanmama da izin yok, eve gider gitmez bir yolunu bulup şu akıl okuma durumuna son vermeliyim yoksa başım bu bay kendini bilmez ile derde girecek."

Toplantı odasından hışımla çıkıp kendisini odasına attı ve hemen çalışmaya başladı. O kadar dalmıştı ki kapısının çalındığını duymadı. Jongin içeri girip de kuzeninin işe gömülmüş olduğunu görünce sormadan duramadı.

"Hey kuzen neler konuştunuz yeni şefle? Ne dedi sana?"

Luhan bütün öfkesini gözlerinden yansıtarak kuzenine baktı.

"Şu anda 15.00'e kadar yetiştirmem gereken bir proje var, aklımı okuyup beni sana anlatma derdinden kurtarsan nasıl olur kuzen?"

Jongin tam Luhan'ın karşısındaki tekli koltuğa oturup Luhan'ın aklını okumaya başlamış iken bundan vazgeçip geri çekildi.

"Wooooow kuzen sakin ol biraz bunca küfrün arasında olanları okumamı nasıl bekliyorsun Allah aşkına? Neler oldu da böyle kuyruğuna basılmış bir şekilde saydırıp duruyorsun! Ne geçti aranızda? Ve neden sen gücünü kullanmak yerine ellerini kullanıyorsun?"

Luhan dişlerini sıkıp yaptığı işe bir ara verdi. Ellerini beline koyarak bu sefer odada bir oraya bir buraya yürüyüp duruyordu.

"O...O odundan bozma adam benim cadı olduğumu biliyor Jongin!"

Jongin gözleri şoktan büyümüş bir şekilde kuzenine bakarken bunun nasıl mümkün olabileceğine anlam verememişti. Cadıların insanlara kimliğini açıklaması yasaktı. Öğrenildiği takdirde cadı konseyi süresiz güçlerinizi sizden alırdı. Jongin Luhan'ın bunu isteyerek ya da bilmeden yapmayacak kadar iyi tanıyordu onu, asla dikkatsizlik etmezdi. Ne olmuştu da yeni gelen adam hemen onun cadı olduğunu anlamış ya da öğrenmişti.

TATLI CADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin