çiçeklerim sana emanet

3.3K 418 232
                                    

Bu iş nereye doğru gidiyordu inanın ben de bilmiyordum.
Sırf onu görmek adına bir kaç gündür şu yalan boks derslerine giriyor,onun yüzüne doğru gülümsemeye her ne kadar korksamda içten içe onu yeniden gördüğüm için yeniden nefes almamı sağladığı için her saniye ama her saniye gülümsüyordum.

O bana izin verene kadar ona kalbimdeki çiçekleri yeniden sunmayacaktım hem.
Ona aşık olduğumu belli etmeyecek,ona aşık gözler ile bakmayacak,onu tanımıyor gibi yapacaktım.Bunları yapmaktan her ne kadar nefret etsemde onun dediği gibi eğer bunları yapmazsam benden gideceği ihtimali veya yüzünü bir daha görememe ihtimali sebebiyle sessizce esir olmuştum isteklerine.

Sırtıma geçirdiğim spor çantam ile arabama bindiğimde yolda pek dikkatimi çekmeyen fakat şu an gözlerimi büyüleyen o kırmızı çiçekler,o sarı papatyalar,o güzel kokular arasında kaybolmuştum.
Arabamı yavaşlatırken el frenini çekmiş yolun kenarına öylesine park ederken,arabamdan inmiş beni kendine çeken o güzel kokuya doğru adımlamıştım.

Önümde duran onlarca çiçek arasında otların üzerine diz çökerken en beğendiklerimden,bir kaç adet koparmış, avuç içimde kendimce bir çiçek buketi oluşturmuştum.
Jeongguk'da benim gibi çiçek severdi hem belki.Acaba ona bu çiçekleri uzattığımda bana çiçeklerden daha güzel olan gülüşünü sunar mıydı?

Otların üzerinde ki dizlerimi kaldırırken elimdeki çiçekleri pek fazla sıkıp yıpratmamaya özen göstererek hızlıca arabama yönelmiş,ön koltuğa kendi bedenimi oturturken elimde duran çiçekleri de yanımda ki boş koltuğa sermiştim.
Pek uzun olmasa da taşlı yolları geçerek spor salonunun önüne geldiğimde sırt çantamı sırtıma alırken, nazik bir şekilde koltuğa serdigim çiçekleri tek tek toplamış sağ elimde gevşekçe tutarken ellerimi arkaya saklayarak içeri girmiştim.

Henüz erken geldiğimden olsa gerek içeride sadece 2-3 kişinin olması rahatlamamı sağlarken sessiz adımlar ile yürümeye devam etmiş, sırf çantamı çalışma alanımızın dışında bir yere koyarken rastgele bir yere oturmuş elimdeki neredeyse yıpranmak üzere olan çiçekler ile jungkook'u beklemeye başlamıştım.

Geçen uzun dakikalar sonrası demir kapı ardından onun sesini duyduğumda oturduğum yerden kalkmış ellerimi arkamda saklarken bana doğru gelmesini beklemiştim.
Üzerinde ki sade tişört ve siyah kot pantolon ile buraya doğru yaklaştığında gözlerimi onun ortadan ikiye ayırdığı o koyu kahverengi saçlarında gezdirmiştim.

O seksi hâliyle bile bana hâlâ koca bir bebekmiş gibi geliyordu.
Onu her gördüğümde ona jeon jungkook olarak bakamıyordum zaten o benim için hala o küçük kalpli,benim koruyucum,beni yaralarımdan öpen sevgilim jeongguk olarak geçiyordu.

elleriminin terlemesi çiçeklerin neredeyse elimden kayar gibi olmasını sağlayacakken daha hırçın bir şekilde tutunmuş,bu sefer başımı yere eğerken gözlerimi kapayarak bana doğru yaklaştığı her adım için çıkardığı ayak seslerini dinlemiştim.
Tam önümde durduğunda ani heyecanıma yenik düşerek arkamda sakladığım çiçekleri onun yüzüne doğru iterken farketmeksizin sesli bir şekilde konuşmuştum.

"Günaydın, bunlar senin için."

Yüzüne doğru tuttuğum çiçek ile bir adım geriye gittiğinde başımı yerden çekerek vereceği tepkiyi beklemiştim.
Hala havada duran elimi tutarken elimdeki çiçekleri nazik bir şekilde tutmuş bana doğru gülümsemişti.
Yüzündeki gülüş affalamamı sağlarken bir anda elimden aldığı çiçekleri yere sertçe fırlatığında korku ile gözlerimi büyütmüş sessiz kalmıştım.
Yere fırlattığı çiçekleri ayağında ki spor ayakkabı ile ezerken eliyle omzuma doğru vurarak geriye doğru sendelememe sebep olmuştu.

God's Plan°Jikook Where stories live. Discover now