Bu palyaçoyu...????

3.5K 373 288
                                    

Uykusunda bu kadar güzel göründüğünü bilmiyordum ki ben yoksa inanın doyumsuzca izlerdim çoçukluğumdan itibaren onun yüzünün her detayını..

Koyu siyah kısa kirpikleri ne güzel saklamıştı zeytin gibi kara olan gözlerini.Ne güzel inmişti o saçlarında ki perçemler alnına,ne güzel dudaklarını büzmüştü öyle.

Ne kadar huzurlu bir ifade vardı o her ayrıntısından öpmek istediğim çocuğun yüzünde.
Kollarıyla yaslanmış olduğu masa üzerinden, yorgunca bastırmış başını ne güzel yumuşatmıştı hem kalbimi hem ruhumu.

Ruhum güzelleşiyordu.
Kalbim güzelleşiyordu.

Aynı onun gibi masanın kenarında ki sandalyeyi çekip tam da yanına oturduğumda ben de onun gibi kollarımı masaya yaslamış omuzlarında ki yorgunluk ile başımı da koluma yaslamış, sanki bir anda biri gelip de onu benden alacakmış gibi onu ezberlemeye çalışmıştım.

Şu an fark ediyordum.
Tam olarak yanağın üstüne küçük bir yara izi daha vardı bir çizik gibi.
Fark ediyordum ki kusurları onu kusursuzlaştırıyordu.

Korkak elim yavaşça yerinde kıpırdanırken farketmeksizin onun yanağında ki yaraya yol almıştı.
Ellerim altındaydı yarası...
Hafif bir çizik gibi bile içimi sızlatmıştı.Acaba bensiz nasıl yaralar almıştı,ne kadar ağlamıştı,ne kadar gülümsemişti...

Hepsini merak ediyordum...
Onun hakkında onlarca şey merak ediyordum.Sorsam nafileydi ama çünkü ne o hatırlardı ne de benim kalbim duyacağı şeylere sakin kalırdı.

Ona ne kadar muhtaç olduğumu şimdi anlıyordum sanırım.
Tam dibimdeydi işte, bir adım atsam öpebilirdim belki..
Öpmüştüm bugün onu ama doyamamıştım işte...
İnsan nasıl içtiğe suya doyardı ki, insan nasıl aldığı nefese doyardı ki ben de aynen öyle doyamıyordum ona.

Yanağında gezen elim bu sefer onun saç tutamlarını yakaladığında saçlarında bulduğum yumuşaklık ile mayışmış,gözlerimi kapatmıştım. Gözlerim hala kapalı dururken bir elimle de sanki onun saçını tarıyor gibi sürekli geriye doğru sermiş, güzel alnını ortaya çıkarmıştım.

Geçen bir kaç dakika sonrasında ellerim tekrar onun yüzüne sürüklendiğinde, yüzündeki soğukluk ile ürpermiş ve zor da olsa aklıma dank ettiğinde mutfağın oldukça soğuk olduğunu anlamıştım.
İlk olarak aklıma gelen şey onu kucağıma alıp odaya taşımak olmuştu.
Ama bu fikir inanın bana bile korkutucu gelmişti.Çünkü azıcık kendimi tanıyorsam onu havaya kaldırmam ile indirmem bir olacaktı.
Zaten bu aralar kendime iyice saldığım için vücudum ayrıca güçsüz kalmıştı.Böyle bir hareket şu an için kulağa aşırı saçma geliyordu.

Oturduğum sandalyeden kalkarken önce üstüme çeki düzen vermiş daha sonra elimi onun omuzlarına koyarken hafifçe dürtmüştüm.

"Jungkook burası çok soğuk haydi yatağa geç."

Gözleri ağır ağır açılırken şaşkınca bana bakmış başını uyuşmuş kolları üzerinden kaldırırken gözlerini benden ayırmadan sandalyeden doğrulmuştu. Elim ile onun elbisesinin eteğini çekiştirerek onu odasına kadar-kendi odama kadar götürmüş yatağa yatırdıktan sonra da üzerini örterek odadan çıkmıştım.

Yeniden mutfağa adımlayıp dezgahta ki yemeği buzdolabına kaldırmış sonrasında ise uykulu gözlerim ile oturma odasına yönelmiş,vücudumu kanepeye doğru uzatırken yastığı kollarım arasında sıkıştırarak gözlerimi yummuştum.




........... 3 ay sonra ..............


Bugün'de güne jungkook ile başladığım için kendimi dünyanın en şanslı adamı olarak ilan ederken gülümseyerek uyanmış,ayağıma geçirmiş olduğum sarı civcivli terliklerime rağmen onun yatağına doğru koşmuş,yine bu sabahta onu yanağından öperek uyandırmıştım.

God's Plan°Jikook Where stories live. Discover now