Evet efendim benim hatam

5.3K 562 380
                                    

Ben onun emrine amedeydim.Onun yüzüne bakmak istemeyen gözlerim onun emirlerine boyun eğecekti.O bana emir vermeyecek olsa da istekte bulunacaktı ama ben yinede onun sözlerini emir gibi işitecek benden arzuda bulunduğu her şeyi yapacaktım.Ben bir köle değildim ama onun için köle olacaktım.Ve tanrıya yemin olsun ki onu asla üzmeyecek ve mutluluğuna katkıda bulunacaktım.

Islak yanaklarını silip bana masumca gülümsediğinde kalbimin neden bu denli teklediğine anlam verememiş yine naif bir ses tonuyla konuşmuştum.

"Ne konuda yardım almak istiyorsun?"

Sorduğum soruyla ışıl ışıl gözlerini gözlerimden çekip,önünde duran deftere bir şeyler yazmıştı.Siyah kurşun kalemle yazdığı şeyi kucağıma bırakıp heyecanla beklemişti cevabımı.

"Yazı yazmada ve okumada kötüyüm."

Yazdığı şeyler ile gülümsemiştim. Aslında belli oluyordu şuan yazdığı yazı stilinden bile kötü yazdığı ama okumada sorun yaşaması beni bile şaşırtmıştı.Onu ne zaman görsem kitap okuyordu,okumada kötü olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti.Kucağıma uzattığı defteri sıraya yaslayıp minik elinde duran kurşun kalemi onun elinden çekmeden kendi parmaklarımı yaslamış, kurşun kalem ikimizin eli arasında dururken boş beyaz sayfaya koca harfler ile yazmıştım.

"SANA YARDIM ETMEK ÇOK GÜZEL HİSSETİRECEK."

Kurşun kalem onun ve benim ellerim arasında dururken ellerinin titreyişi kalbimi yumuşatırken onu daha fazla heyecanlandırmamak adına elimi geri çekmiş hemen yanına ki boşluğa bedenimi sıkıştırmıştım.
Kısık gözlerini saklayan sarı saçlarını gözünün önünden çekip kulağının arkasına sıkıştırırken yaptığım her hareketin bende bıraktığı etkinin farkındaydım.

Öyle ki en az o da benim kadar heyecanlanmıştı.O beyaz yanakları gözlerim önünde pempeleşirken tutup sıkmamak için kendimle cebeleşiyordum.Sırada duran defteri önüme çekip adımı yazmıştım.

"Jeon jungkook. "

Gördüğü isim ile kağıdı tekrar kendi önüne çekip pek de güzel olmayan yazısıyla yeniden bir şeyler yazmıştı.

"Neden söylemek yerine yazıyorsun ki sen konuşabiliyorsun sonuçta."

Bilmiyordum ki neden yazdığımı ben de bilmiyordum.Neden adımı dilimle söylemek yerine deftere yazdığımı inanın ben de bilmiyordum.
Sanırım onun dilsiz olduğunu ona hisetirmek istemiyordum. Eğer onun gibi hareket edersem belki de benden bir farkı olmadığını eşit olduğumuzu düşünmesini sağlardım.

Onun bir anlığına da olsa kendinde var olan konuşamama yetisini unutmasını istemiştim.
Onu anlamak istemiştim.
Çünkü kulaklarım onu duymadıktan sonra sağır olsa da umrumda olmazdı.
Çünkü ben onun için hem sağır hem dilsiz olurdum.

Bu sefer sorduğu soruyu konuşarak cevaplamıştım.

"Sadece böyle yapmak istedim.Böyle yapmak da eğlenceli gözüküyor."

Tek iletişim bağlantımız olan defteri önüne çekip kaşlarını çatarak önüme uzatmıştı yeniden.Defterde yazan şey beni bir ömür boyu mutlu hissetirecek kadar güzel bir şeydi..

"Sen yazma,sen konuş.. Konuşurken tavşan dişlerinin gözükmesini daha çok sevdim."

Ben vuruluyordum ben bu masum çocuk tarafından binlerce parçaya bölünüyordum.Aklım almıyordu bir insan nasıl bu kadar güzel düşünebilirdi bir insan nasıl bu kadar masum olabilirdi.
Ben aşık oluyordum.
Ben pembe yanaklarını sıkmak istediğim bu sarı saçlı çocuğa aşık oluyordum.

God's Plan°Jikook Where stories live. Discover now