sorun değil gerçekten

4K 394 183
                                    

Tüm gün boyunca beni o deri koltukta sakinlikle beklemiş işim bitene kadar hareketsizce etrafı seyretmişti.
Aslında etrafı izlemesi yerine beni seyretmesini tercih ederdim ama dediğim gibi o şu an bu kadar utangaçken isteklerim veya hayallerim sadece hayal ve istek olarak kalmaya devam edecekti.

Öyle basitçe söylediğim pişmanım cümlelerime bakmayın benim pişmanlığım gerçekten büyüktü.
Hem benim taşıyamayacağım kadar hem onun hatırlayınca ömrü boyunca benden nefret edeceği kadar..

Size biraz jeongguk'suz geçirdiğim yılları da anlatmak isterdim.
Dışarıda ki insanlar tarafından zengin,akkılı ve mutlu avukat bay park jimin olarak bilinsem de onsuz geçirdiğim koca 15 yıl yüzünden kendimi hep koca bir aptal, zengin ama kalbi fakir,ve aynı zamanda mutsuzluğa mahkum park jimin olarak hayal ediyordum.

Onsuz geçirdiğim yıllar boyunca hep ona muhtaç kalacağımı bilmeden ayrılmıştım o yetimhaneden.
Ama dönseydim geriye bırakın onu terk etmek,bir saniye olsun ellerimi onun ellerinden ayırmazdım ki ben.
Onunla beraber geçirmek istediğim ne kadar çok gün vardı oysa...
Doğum günlerim, mezuniyetim
kutlamalar,partiler,gezmeler....
Onunla geçirmek istediğim o kadar güzel günler vardı oysa...
Ama benim koca aptalığım mani olmuştu her şeye.

Geçirdiğim sinir krizleri sonucunda
kaç defa intihar etmek istedim en iyi ben bilirdim zaten.
Kaç gece deliller gibi ağladım, kaç defa sessiz kaldım, kaç defa bağırdım.
Bilmiyordum.
O kadar çoktu ki inanın sayısınını bilmiyordum.

Çok pişmandım işte.
Keşke derdim her gece,keşke o lanet yetimhaneden gitmeseydim, keşke yaşadıklarımın tek sorumlusu olarak onu tutmasaydım, keşke onun o küçük omuzlarına tonlarca ağırlıktaki sözlerimi bırakmasaydım, keşke ondan gitmeseydim, keşke onu ağlatmasaydım, keşke onu üzmeseydim..

Keşke, keşke, keşke
Sadece ....
Keşke...
Çünkü keşkeden başka kuracak tek bir cümlem bile yoktu.

Çünkü geçmişi değiştiremeyeceğim gibi geleceğe de yön veremicektim.
Aslında geleceğe yön veremezdim ama şart ve koşullar değişirse sonuçlar da değişirdi biliyordum.
Ve ben bunu anladığım zaman jeon jungkook'u kendime yeniden aşık etmeye adamıştım.

Akşam saat 19:40....
Telefonumda çalan yüksek sesli alarm ile ellerimi bilgisayarın klavyesinden çekmiş,ve hızla ekranı kapatmıştım. Bakışlarımı hala oturmaya devam eden adama çevirdiğimde aptal bakışları ile etrafı inceleyen çocuğa karşı sadece gülümsemiştim.
Dışarıdan koca bir adam gibi görünmesine bakmayın kalbi daha küçüktü onun.
Tıpkı masum bir çocuk gibiydi.
Tıpkı benim sevgime yaraşıcak masum bir çocuk gibiydi....

Dönen tekerlekli sandalyemden kalkarken çıkardığım ses ile onun da bakışları beni bulduğunda askıya doğru yürümeye devam etmiş,askıdan aldığım siyah koyu ceketimi beyaz renk gömleğimin üzerine geçirirken başımı ona doğru çevirip gülümsemiştim.
Gözleri dudaklarımdan çıkacak cümleyi bekler gibi dudaklarımı izlediğinde anın heyecanına kapılmış sesimin titremesine sebep olmuştum.

"J-jungkook işim bitti,hadi dışarı çıkalım.."

Sözlerim ardından o da benim gibi gülümserken hızla benim gibi doğrulmuş üzerinde ki kot ceketin düğmelerini iliklemişti.
Üzerinde olan pek te kalın sayılmayan ceket onu süzmemi sağlarken ona doğru yürümüş iliklemeye devam ettiği ceketinin yakasına değdirmiştim ellerimi.

"Bu çok ince değil mi?Dışarısı çok soğuk üşüyeceksin ama."

Sözlerime şaşkın bakışlar ile karşılık verdiğinde yakasındaki son düğmeyi de iliklemiş utangaçca ensesini kaşırken başını yerden çekmeden konuşmuştu.

God's Plan°Jikook Where stories live. Discover now