☽ MECUS

92K 5.2K 3K
                                    

Multimedia: LEOWOLF- Criminal

Kış Öpücüğünün final bölümünü yazmadan önce bir bölüm daha atacağım. İyi okumalar :)

▏₰ Mana

Altın sarısı rengindeki irisleri sönecek gibi durmuyordu.

Bir Tanrıyla sevişeceğimi bilsem de bir Tanrıyla sevişmenin nasıl bir şey olduğunu henüz bilmiyordum. Bu da az da olsa beni çekindiriyordu. İnsanlarınki gibi olmayacağını başından kabullenmiştim. Gerçi insanların nasıl yaptığını da deneyimlemiş değildim ya neyse.

Onların ki daha mı acısız olurdu acaba?

Aron yüzüme yaklaşarak ilk önce alnımı sonra şakağımı en sonda da burnumun üzerini öperek "Sadece biz. Şu anda düşünmene müsaade edebileceğim tek şey biziz." dedikten sonra dişleriyle çenemin ucunu kıstırarak ısırdı. "Aklında ne varsa sustur o sikik çenesini." derken kehribarlarında gördüğüm heyecana bir yanım şuh bir kahkaha atarak tepki vermiş ve memnuniyetle sırıtmıştı. Diğer yanımın ise benzer bir heyecanla dili damağı kurumuştu. Bakışları ilk yüzümü taradı ardından gözleri dudaklarına düştü. Yaklaşmaya başladığında bu sefer bende ona doğru uzanmıştım. Dudaklarımız buluştuğu anda alt dudağımı ağzının içine alarak dilini iç tarafında gezdirip emdi ardından aynı işlemi üst dudağıma da uyguladı.

Soluklanmaya çalışırken nefes seslerimiz odanın içerisinde duyulan yağmurun sesine karışıyordu. Yağmur dışarıda şakır şakır yağmaya devam ediyordu.

Hafifçe geri çekilip "Dudaklarını arala" dediğinde tecrübesiz olan kişi ben olduğum için ona uymaya karar verdim. Aralanmış dudaklarımdan içeriye dilini sokunca aldığım tatla inleyerek daha fazlasını istemiş, ellerimi ensesindeki saçlarına atıp kafasını daha çok kendime çekmiştim.

Ağzının içi serindi.

Soğuk dilinin sıcak dilimle buluşması onu kana kana içmek istememe sebep olmuştu, deli gibi susamıştım. Dilini dilimin etrafına sürterek döndürüp ucunu damağıma değdirirken, parmaklarını kimin giydirdiğini bile bilmediğim geceliğimin askılıklarına götürmüştü. Gerçi şu anda beni kimin soyduğu mühim değildi, şayet Aronsa az sonra çok daha fazlasını görecekti. Benden başka kimsenin görmediği yerlere kehribarları değecek, benden başka kimsenin dokunmadığı yerlerde elleri gezecekti.

Askılıkları omuzlarımdan aşağıya ittirerek düşürdü ardından saten geceliğin eteğinden çekiştirerek belime kadar indirdi. Dilini ağzımdan çıkarıp uzaklaştığında itiraz edercesine mızmızlanmıştım. Aron serseri bir gülüş atarak "Sabret." demiş ve bakışlarını sütyenimin açıkta bıraktığı göğüslerimde açlıkla gezdirerek yavaş yavaş aşağıya inmiş ve geceliğimde durmuştu. Dişlerini sıkarak 'Sabret.' diyerek kendini tekrarlamıştı ama bu kez teskin ettiği kişi ben olmamıştım.

Beni soymak istediğini anlayınca yardımcı olmak için kalçamı yukarı kaldırdım.

Geceliği bacaklarımdan sıyırarak çıkarıp odanın bir köşesine attıktan sonra eğilerek dudaklarını kasıklarımın kenarına bastırmıştı. Bu, her nedense içimde panik duygusunu uyandırmıştı. Beni bekleyen bilinmezliğin korkusuyla ellerimle çarşafı kavrayıp sıktığımda Aron korkumu sezmişçesine aşağıdan kehribarlarını leylaklarıma çiviledi.

Gözlerinde tehlikeli bir ihtiyaç belirmişti.

Tanrım, bu manzara insanı çığırından çıkaracak kadar güzeldi.

"Gevşe, ilkin olduğu için fazla ileri gitmeyeceğim." Üzerime gelip boynuma doğru eğilerek kulak mememi yaladı. Söyledikleri daha ilkimi yaşamadan hevesle ikinci gecenin merakıyla yanıp tutuşmamı sağladı. Dudaklarını kulağıma bastırıp "Sana yavaş yavaş öğreteceğim." dediğinde göğsüm körük gibi inip kalkarken aldığım kesik nefeslerin arasında ağzımdan "Neyi?" sorusu kaçmıştı. Doğru düzgün düşünemiyordum. Kıkırdadı. Kıkırtısını bu kadar yakından duyan kulaklarım zevkle titrediler.

SU TANRISININ GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin