☽ KAÇIRILMA

66.2K 5.3K 3K
                                    

Bana ulaşmak için;

İnstagram hesabım = endless_q.r

Twitter hesabım = Endless_QR

Sosyal medyası olmayanlar Wattpad'den beni takip edebilirler

❤️

▏₰ Mana

Beton tuğlalardan örülmüş duvarlarda yer yer çökmeler meydana gelmişti. Çoğu tuğlada kuş yuvasını andıran küçük delikler göze çarpıyordu. Biri can sıkıntısından duvarları yumruklamış gibiydi. Tuğlaların eski oldukları gittikçe koyulaşmış renklerinden anlaşılıyordu. Çatı yağmur aldığı için tavan arasından sızan su damlama yapıyor, bir süre sonra zemine çarpıp duran ses işkence haline geliyordu.

İçerisi hayvan leşinin o ekşi ve burnu sızlatan kokusuna sahipti.

Saatlerdir buradaydım.

Mahsen de.

Bu pis yerde gözlerimi açtığım gibi hemen kendime gelememiş, bir müddet başımın dönmesiyle uğraşmıştım. Beni bayılmak için ne kullandığını bilmiyordum. Onu gördükten sonra hatırladığım son şey bana doğru uzanan eliydi. Ardından gözlerim kararmış ve bayılmıştım.

Derdi neydi? Beni niye kaçırmıştı? Yakutu andıran o gözler bir şeytanın eğlencesini taşıyordu. Amacının ne olduğunu söyleyemesem de çok tehlikeli bir adamla oynadığı tartışılamazdı. Bir Tanrının gelinini kaçıran başka bir Tanrı... şaka gibi. Sınırları yüzyıllardır değişmeyen Tanrı topraklarında bunu yapmak yasaklanmıştı zira bu durum Tanrılar arasında çıkacak bir savaş için yeterli bir sebepti.

Beni kaçırırken ne düşünüyordu? Sonuçlarını benden daha iyi bildiği kesindi.

Kullanılmaktan haşatı çıkmış yer yatağında uyansam da daha fazla üstünde oturamaya katlanamamış zar zor ayağa kalkarak mahsen de bulabildiğim en temiz noktaya geçmiştim. Yatağın şiltesi kirden kapkara olmuştu. Kim bilir üzerinde kaç kişi, kaç yıl geçirmişti.

Sırtımı kuru kalan duvara vermiş, dizlerimi kendime doğru çekmiş vaziyette bekliyordum. Bağırmalarım, seslenişlerim fayda etmemişti. Bende çözümü uslu uslu oturarak beklemekte bulmuştum.

Patlayan pencerenin parçalanan cam kırıkları yağmur misali üzerime yağdığından o sırada saklanacak vaktim olmamıştı. Üzerimde ki ekru rengindeki elbise camların açtığı çiziklerdeki kanı emdiğinden kumaşta benek benek kan lekeleri göze çarpıyordu. Yanağımda da minik bir sızlama hissediyordum, yüzümde çizilmiş olmalıydı.

Çenemi diz kapaklarıma yaslayarak çamura bulanmış sargılarıma baktım.

Yaralarımın üstüne bastığım için yeni yeni kapanmaya başlamış yaralar açılmıştı. Çiziklerin aksine ayaklarımın tabanına gömülmüş cam parçaları derine girmişti. Peş peşe gördüğüm kabuslardan kaçmaya çalışırken yerdeki kırık camları fark edememiştim. Aron söyleyene dek ayaklarıma battıklarından haberim dahi yoktu. Acısı da sonradan nüksetmişti zaten.

Bu pis yerde ne kadar kalacağım meçhuldü. Saraydan bir anda kaybolmam elbette herkesin dikkatini çekecekti. Beni kimin kaçırdığını bilemediklerinden apar topar aramaya çıksalar da hemen sonuç alamayacaklardır. O manyak beni gizlice kaçırmadan evvel su sarayında kargaşa çıkarmıştı. Patlamanın kaynağını, verdiği hasarı tahmin edemiyordum. Umarım herkes iyidir.

Başıma nelerin gelebileceğini iyice düşünüp taşınmadan bir yola gönüllü baş vurmuştum. Şimdi de seçtiğim yolun zorluklarıyla savaşıyordum.

SU TANRISININ GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin