☽ İHTİMALLER

65.7K 4.9K 1.4K
                                    

Bana ulaşmak için;

İnstagram hesabım = endless_q.r

Twitter hesabım = Endless_QR

❤️

Duyuruları sadece bu iki hesaptan değil WATTPAD hesabımdan da yapıyorum. Sosyal medyası olmayanlar lütfen wattpad hesabımı takip etsinler!

▏₰ Mana

Acının tarifi neydi? Acı yaraydı. Acı sızıydı. Acı göz yaşıydı. Birçok ismi, sanı vardı. Daha küçücük bir kız çocuğuyken benim için acı anne, baba demekti. O zamanlar kalbime saplanan ağrı bana böyle düşündürtmüştü. Her insan bir gün incinirdi yüreğinden biliyorum. Kimisi peşinden gelecek darbeler için taşlaştırırdı göğsünün içinde atanı, kimisiyse yabancı ellerde hırpalatırdı. Hatırlıyorumda minicik elimi bağrıma bastırır oradaki ağrının geçmesi için her gece dua ederdim. Açar ayna da bakar, ağrıyan yerde görünür bir yara arardım. Nereden bilebilirdim ki görünen yaralardansa görünmeyenlerin içe dolandığını? Öğretmişlerdi.

Ailemi o yangında kaybetmek tattığım ilk çaresizlik, içtiğim ilk elemdi.

Büyüdükçe duaların şifa olmayacağını, ilaç sürsen de, diksen de dikiş tutmayacağını anlamıştım. Dermanı yıllar olmuştu ya da ben kendimi öyle kandırmıştım. Seneler adındaki toprağı kürek kürek yaralarımın üzerine atmış, gömerek onlardan kaçmıştım. Onlar kabuk bağlamamıştı, sadece kanamaları durmuştu. Arada sızladıklarını hissederdim. Hissetsem de dönüp bakmazdım hiç bir zaman. Bir kerecik baksam yaralarımın iyileşmek yerine irin bağladığını görürdüm çünkü.

Varlıklarını yok sayarsam önüme bakabilirim sanıyordum.

Yanılmışım.

Towa'nın karın boşluğuna saplanmış mızrağı kendi kanına bulanmış, göz bebekleri çektiği acıdan küçücük kalmıştı. Mızrağın çevresine sardığı eliyle yarasına bastırarak kan çıkışını azaltmaya çalışıyordu. Çektiği acı takatinden götürdüğünden pek fazla güç uygulayamıyordu. Bayık bakan bakışları bayılmak üzere olduğunun habercisiydi.

Öksürdüğü gibi dudakları kırmızı bir çizgiye boyandı. Ağzının kenarından taşan kan çenesinden kayarak üstüne damlamaya başladı.

"T...Towa?" Hayır. Hayır. Hayır! Kapat gözlerini, gerçek değil. Gerçek olamaz.

Geçmişin tozlu sayfaları zihnimde hızlıca çevriliyordu. Önce ıslak bir ses duyuldu. Sonra yapraklardaki kurumuş kan izleri sıçrayan sıvıyı emdi. Taze kan kırmızıydı, çok kırmızıydı. Solmuş yazılar uzun zamandır bekledikleri mürekkebi sonunda elde etmişlerdi.

Gözlerime hücum etti matemin tanıdık yaşları.

Ayağım takılmasın diye elbisemin kenarından tutup eteğini yukarı kaldırdım. Arkamı hızlıca döndüğümden saçlarım kırbaç misali havaya savruldu. Salonun çıkış kapısına doğru koşturdum. Önüme çıkan her bedeni kenara ittirerek kendime yol açtım. Yaptığım kabalığı görgüsüzlük olarak nitelendirebilirlerdi. Zira yarısından çoğunun buraya açığımı aramak için geldiğini biliyordum. Sahte gülümsemelerinin, sahte tebriklerinin, hepsinin canı cehennemeydi!

Yankılanan telaşlı topuklularım salondaki yegane vaveylâydı. Gelen misafirler gördükleri şeyin şokundan çıkamadıklarından dondurulmuş heykellerden farksızlardı. Az evvelki çığlıklar durulmuştu. Topyekûn anlaşıp sessizlik yemini etmişlerdi sanki. Kimse kılını kıpırdatmıyor, yalnızca izliyorlardı.

SU TANRISININ GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin