☽ KAHİN

101K 5.4K 2.7K
                                    

Multimedia: Pieces - Red

Bana ulaşmak için;

İnstagram hesabım = endless_q.r

Twitter hesabım = Endless_QR

❤️

▏₰ Mana

Gri, düz ve sade elbisemi tutan pütürlü kumaşın belimdeki bağını çözdüm. Elbisenin tenimi yalayarak yere düşüşünü izlerken çıkardığı tok ses kulağıma ilişti.

Beyaz içliğimle kalmıştım.

Hafiften yeşile çalan gölün üzerine vuran göz kamaştırıcı güneş ışığı tenimi ısıtıyordu. Cıvıldayan kuşların ötüşü yakınlardan geliyordu. Sabahın serin ve taze havasını derince içime çektim. Ayağımın ucunu suya değdirerek ısısını kontrol ettim.

Ilıktı.

Ayağımın tamamını suyun içerisine sokarak gölde ilerlemeye başladım. Kat ettiğim her adımda suyun bedenime dokunuşunu şevkle karşılarken bir yandan da ürperti hissi ile baş etmeye çalışıyordum. Derinlik gittikçe artıyordu. Parmak uçlarım yere değdi değecek konuma geldiğindeyse büyük bir kulaç atarak kendimi suyun kollarına bıraktım.

Suyun bedenimi yüzeyde tutarken vücudumdaki kirleri alıp götürüşünün tadını çıkarıyor, gölün vaat ettiği nimetlerden yararlanıyordum. Kıyıdan aşağı yukarı on metre uzaklıktaydım. Şimdi gölün izlediği manzaraya bende eşlik ediyordum.

Sığ nehirlerle kollara ayrılan gölün yüz metre kadar ilerisine tapınak inşa edilmişti. Tapınağa ulaşmak için kırk merdiveni tırmanmanız gerekiyordu. Ardından o muhteşem dağın tepesine yerleştirilmiş su tapınağıyla karşılaşıyordunuz. Dağa yerleştirilen tapınağın içinden gürül gürül akan şelalenin sesini dikkat kesildiğinizde buradan bile duyabiliyordunuz. Sütunları çevreleyip sarmaşık görüntüsü veren yapraklar tapınağı süslemekteydi. Tanrının mabedi manzarası en güzel yere yerleştirilmişti.

Yaşadığım köyün adı Kibele.

Su Tanrısına bağlı köylerden biri olduğumuz için ikamet ettiğimiz evleri kuzeye bakan yönlere inşa etmeye özen gösteriyoruz. Bu geleneği sürdürmemizin iki sebebi var. Bunlar; Himayesi altına girilmiş Tanrıya göre satış yapacak tüccarların işini kolaylaştırıp insanların zevklerine göre mal çıkarmasını sağlamakla, sınırları bilerek diğer Tanrıları gücendirmemekti. Bölge bölge ayrılan topraklarda kimse kimsenin Tanrısına saygısızlık etmek istemezdi. Doğruyu söylemek gerekirse bu konuda gerektiğinden fazla alıngan olabiliyorlardı.

İnsanların inanışına göre Dünya'yı yöneten dört büyük Tanrı vardı;

● Kuzey - Su Tanrısı

●Güney - Ateş Tanrısı

●Doğu - Toprak Tanrısı

●Batı - Hava Tanrısı

Tanrıların kendi aralarında paylaştıkları topraklar gibi bizde köylerimizi bu şekilde ayırmaya başlayarak durumu alışkanlık haline getirdik. Tabi bu kadarla da kalınmadı. Köylerimizde evler için kullandığımız kerpiçten tutun, diktiğimiz çiçeğin rengine kadar her şeyi inancımıza göre ayarladığımız için Kuzey; Maviler diyarı, Güney; Kırmızı ve turuncular diyarı, Doğu; kahverengi ve yeşiller diyarı, Batı da; beyazlar diyarı olarak göze hitap eder hale geldi.

Köyümüz dışarıdan bakıldığında şen şakrak bir yer gibi gözükse de esasen aylardır büyük bir derdin pençesindeydik. Gökyüzünde her zamanki gibi tek bir bulut tanesi bile yoktu. Yakıcı güneş ışınlarına direkt maruz kalan yeryüzünün kazanı kaynıyor, etrafın cayır cayır yanmasına vesile oluyordu. Ne zamandır yağmur yağmıyordu? En son sonbaharda çiseledikten sonra izini kaybettirmişti. Şimdiyse yaz aylarının son günlerindeydik. Kışı da karsız geçirdiklerinden halk uzun zamandır su sıkıntısı çekmeye başlamış, kullanılan küçük göletler çoktan kurumuştu. Yakın zamanda yağmur yağmazsa hayvanlar susuzluktan ölecek, ekilen tarlalar ise telef olacaktı. Tabi bu da beraberinde kuraklıkla birlikte kıtlığı da getirecekti. Art arda gelecek musibetler durgun suya atılan taşın yarattığı dalgalar gibi dalavere edecekti herkesi.

SU TANRISININ GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin