#Prangalar

486 117 11
                                    

Mira

Gözlerimi karanlığa açtım,ya da öyle sandım..
Etrafım yavaş yavaş netleşiyor karanlık suretler nesneleşiyordu.Gözlerimi ovdum ve tekrardan etrafıma baktım. Bulunduğum yeri daha önce görmediğime emindim fakat çok tezat bir şekilde buraya aşinaydım.Ya da öyle sanıyorum..

Kendime gelmek için gözlerimi tekrardan sıkıca yumdum ve kendimi silkeledim.Gözlerimi tekrar açtığımda etrafım parıl parıl parlıyordu.Alevlerin dans ederek yükselişini görebiliyordum.Dehşete kapılmıştım.Bulunduğum odanın cayır cayır yandığını idrak ettiğimde kaçmak istedim.Ayağa kalkmaya yeltendiğimde fark edebilmiştim ancak, ayağımdaki prangaları..

Alevlerin sıcaklığını artık daha da yakından hissetmeye başlamıştım.Bir yandan yardım cığlıkları atıyor diğer yandan ise yürümeye çalışıyordum.Tek kaçış noktam birkaç adımlık mesafedeki pencereydi.Zor bela bir adım atmayı becerebilmiştim.İkinci adımı atmaya çalıştığımda başarısız olmuştum.Ben adım atmaya çalıştıkça prangalar beni geriye çekiyor gibiydi.Sanki bir bataklığın ortasına saplanıp kalmış gibiydim.Ne batıyorum ne de çıkabiliyorum.Alevler iyice etrafımı sarmaya başladığında gözlerimi kapatıp hareket etmeyi bıraktım.

Özgürle ilk karşılaşmamız gözümün önüne gelmişti..Bana ilk anne dedigi zaman icimde hisstettigim o tarif edilemez duygu..

Tekrardan bir adım atmak için kendimi zorladım. "Hadii hadi lanet olasıca sadece bir adım daha!!" Elimle bacağımı diz kapağımdan yakaladım ve bir adım daha attım.Pencereye ulaşmama artık sadece bir adım kalmıştı.Pencereyi kolundan yakaladım.Açarken gıcırdayarak ses çıkarmıştı.Ahşap ev hızla yanıp kül oluyordu.Alevler bana sıçramadan kurtulmalıydım.Dışarıda hiçbir şey gözükmüyordu.Aşağıya atlamak tek şansımdı.Ya dibini görmediğim bir boşluğa atlayacaktım ya da alevler bedenimi yakıp kül ederken şahit olacaktım.Pencerenin pervazına oturdum..

Gözlerimi kapayıp vücudumu boşluğa ittim.Hızla aşağıya doğru savrulurken nefesim kesilmişti.Kulaklarım uğulduyor hiçbirşey duymuyordum.Tekrardan ciğerlerime hava dolduğunda gözlerimi açtım.Gözlerimi açmamla kapamam bir olmuştu.Gözlerime çarpan yoğun ışık buna sebep olmuştu.Kulağıma belirli aralıklarla 'bip' sesi geliyordu.Ses yavaş yavaş netleştiğinde tekrar gözlerimi açmayı denedim.Kendime geldiğimde hastane odasında olduğumu fark ettim.

Pencereden gerçekten atlamışmıydım yoksa? Yo yo eğer öyle olsaydı kaburgalarım yada herhangi bir yerim kırılmış olurdu..

Rüzgar

Camın önünde durmuş onu izliyordum.O içeride hayatta kalma savaşı verirken tek yapabildiğim dua edip izlemekti..

En sonunda bacaklarım yorulmuş ve duvarın dibine çökmüştüm.Alper elinde iki kahveyle gelmişti.Dün geceden beri kaç kahve içtiğimi hatırlamıyorum.Doktorlar her içeri girdiğinde ecel terleri döküyordum.Vicdanım yakama yapışmış bir halde elim kolum bağlı bekliyorum.Alper beni kaldırıp koltuğa oturttu ve kahveyi de elime tutuşturdu..

"İyi olacak.."

Alperin kurduğu cümleyle kafamı kaldırıp ona baktım.İçimdeki umut biraz da olsa yeşermişti.Mira güçlüydü bu kadar kolay pes etmez , o oğlunu arkasında bırakamaz.Yapmaz.Ayağa kalkacak yeniden benimle inatlaşacak.Beni sinirlendirecek kendisi de sinirlenecek tepinecek..

Alperin beni dürtmesiyle gözümün önündeki hayal kayboldu.Ne oldu demeye kalmadan "Mira.." dedi.İsmini söylemesi de yetmişti zaten.Ayağa fırladığım gibi cama koştum.Ben gözlerini açmasını beklerken o göz kapaklarını sıkıca kapamıştı.Çarşafı parmaklarının arasına sıkıştırmıştı.Bir şeyler ters gidiyordu..

Doktorlar koşarak geldiğinde ben bir onlara bir de Mira'ya bakıyordum.İçeride anlayamadığım bir koşuşturma başladı ve Mira birden hareketsizleşti.Çarşafı tutuşu gevşedi tıpkı arabada avuçlarımın içinden elinin kaydığı gibi.Göz kapakları son kez titreştiler.Doktorlar bakıştılar ve biri kolundaki saate baktı..

ÖZGÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin