"Hanımım bence gitmeye hazırsınız." Eski anılarımı hatırlayınca biraz da olsa özgüvenim yerine gelmişti. Bazen koskoca bir ülkenin hanımı olarak hareket etmeye özen gösterdiğim için sorumluluk duygusu ağır basıyor, asiliğimi zapt etmeye çalışıyordum. Düzgün davrandığım sürece ya da kimsenin haberi olmadığı sürece istediğimi yapmakta özgürdüm! Bu yaşıma kadar kimlerle uğraşmıştım ben! Birkaç gün rol yapmayı mı beceremeyecektim?

Aynadan Saya'ya doğru neşem yerine gelmiş bir şekilde dönerek "Hadi şu işi halledelim." dedim.

Odamdan çıktıktan sonra yönümüzü Aronun çalışma odasına çevirdik. Su Tanrısı bizi hazırlanmak için toplantı salonundan gönderdikten sonra odasına gelmemizi söylemişti. Geçtiğimiz yolları aklıma kazımak için yol boyunca kafamda bir harita çizmiştim. Her seferinde birilerinin bana eşlik etmesini bekleyemezdim ya.

Saya'nın yönlendirmesiyle Aronun çalışma odasının önüne geldiğimizde muhafızlar kapıyı bizim için açarak geçmemiz için beklediler. Normalde içeri girebilmek için muhafızların ilk önce Su Tanrısından izin alması gerekiyordu lakin ben Tanrılarının karısı olduğum için izne ihtiyacım yoktu. Şey, küçücük bir ihtimal Aron geleceğimi önceden muhafızlara bildirmişte olabilirdi tabii. Eh ben ilk seçeneğin doğru olmasını tercih ederdim.

Çalışma odasından içeriye girdiğimizde beklediğimin aksine ferah bir oda beni karşılaşmıştı.

Siyah ve mavi. Her yer bu iki rengin istilasına uğramış gibiydi. Kapıdan içeri girdiğiniz anda karşısınız da geniş bir çalışma masası buluyordunuz. Masanın sağına iki kişilik bir koltuk ve koltuğun karşısında da tek kişilik iki koltuk yan yana koyulmuştu. Üçlü bir koltukta rafların karşısına koyulmuştu. Odanın bir duvarına baştan aşağıya kitap rafları dizilmişti. Rafların içi ise kalın kitaplarla doldurulmuştu. Su Tanrısı kitap okumayı seviyordu demek ki. Duvarlar siyaha boyanmış üstlerine ise mavi renginde su dalgaları çizilmişti. Dalgalar hırçın görünüyordu. Nedense bu görüntü bana iki rengin bir savaş içerisinde olduğunu düşündürtmüştü.

Garip.

Ayrıca odaya içine belgelerin dizildiği, kapaklı birçok dolap yerleştirilmişti. Yerde pahalı olduğunu söyleyen büyük bir halı, tavandan ise elmaslarla dolu kocaman bir avize asılıydı.

Çalışma masasında oturan Aron "Oda konumuzdan daha ilgi çekici geldi herhalde." deyince avizedeki elmasların gerçek mi yoksa taklit mi olduğunu anlamayı sonraya bırakmaya karar vermiştim. Onu takmayarak tekli koltuklardan birine geçip oturdum.

İkili koltukta Ragnar ve Caster oturuyordu.

"Saya kıyafet konusunda iyi iş çıkarmış. Seni tanımasam Vak'a kadınlarından biri olduğunu sanırdım." Ragnarın övgü dolu sözleri Saya'nın gülümsemesini sağladı. Yanaklarındaki pembelik ve bakışlarındaki parıltı dikkatimden kaçmamıştı. Ragnar mı? Gerçekten mi Saya?

Aron sandalyesinden kalkarak "Konuştuğumuz gibi ben olmadığım için sarayın bütün sorumluluğu senin üzerinde Ragnar." deyince Ragnar buna alışıkmış gibi kafasını sallayarak "Gözün arkada kalmasın." demişti. Su Tanrısı veda konuşması yaparken hala saray kıyafetlerinin üstünde olduğunun farkında mıydı acaba? Ben hazırlanmaya giderken niye üstünü değiştirmemişti ki? Ben bir an önce Vak'a şehrine gitmemiz gerektiğini söylemesine rağmen oyalanmasına anlam veremezken Aronun üzerindeki kıyafetler kağıt söküğü gibi havaya uçuşarak hiçliğe karıştırlar.

Gece mavisi... bu renk adeta onun için yaratılmıştı.

Benim giydiğim tek parça elbiseye benzeyen keten bir tunik belirmişti üzerinde. Vak'a şehrinin sakinleri kadın-erkek fark etmeksizin aynı türden kıyafetler giyiyorlardı zira üstlerindeki şey basit keten örtülerden başka bir şey değildi. Giysilerin amacı da sıcak ve kumdan korunmaktı zaten. Elbette yüzümdeki peçe gibi erkeklerinde kadınlardan farklı olarak giydiği şeyler vardı. Bunlardan biri başlarımızdaki örtülerdi. Benim örtüm daha inceyken onunki kalındı. Başörtüsünün bir kısmı bürülerek kafasına ince bir hat şeklinde dolanmıştı. Örtü gözleri hariç yüzünü ve omuzlarını tamamen örtüyordu. Kehribar rengindeki gözler gece mavisi örtünün altından kudretle bana bakarken yüreğimde zonklayan bir ağrı baş gösterdi.

SU TANRISININ GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin