bölüm on dört (14)

5.1K 548 114
                                    

İpucuyla birlikte, polis Jeonlara çalışan birisi ile Kim ailesinin bir üyesinin arasındaki anlaşmayı engellemeyi başarabilmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İpucuyla birlikte, polis Jeonlara çalışan birisi ile Kim ailesinin bir üyesinin arasındaki anlaşmayı engellemeyi başarabilmişti. Sorguya alınmışlardı, daha sonrasında avukatlarını harekete geçirmiş olsalar da sonuçta artık ellerinde bir kanıt vardı.

"İyi iş başardın, evlat." Memur Ji onu kutlamıştı.





Jimin, karşısındaki genç bayana bir buket hazırlarken aynı zamanda da sıkıntıyla nefes vermiş, ardından da en canayakın gülümsemelerinden birisini bahşederek kadına iyi günler dilemişti.

Jungkook anlaşmadan sonra geri gelmişti- sıkıntıda gözükmüyordu. Jimin onun da polis tarafından alınmamış olmasına sevinmiş ve hemen sonrasında da böyle düşündüğü için berbat hissetmişti.

"Her şey iyi gitti mi?" diye sormuştu Jimin nazikçe, Jungkook'u apartmana alırken yarı ayıktı.

Jungkook siyah yakalı kazağıyla ve pantolonuyla çok yakışıklı gözüküyordu. Çok güzel ve tehlikeli. "Neredeyse." Burnunu Jimin'in hafif nemli, daha yeni şampuanlanmış saçlarına sokmuştu. "Güzel kokuyorsun. Bütün gün seni düşündüm."

Jimin uyuşuk hareketlerle Jungkook'un keskin çene çizgisine öpücükler kondurmuştu. "Ben de."

Jimin başını iki yana sallayarak daldığı anı dünyasından kendisini çıkarmış ve birkaç sulu meyvenin dizili olduğu dükkan köşesine ilerlemişti, camdan içeri ışık süzülüyordu. Burada çalışmayı seviyordu- parası çok da iyi değildi ama en azından stressiz bir işti ve bu dükkanın sahibi olan çift nazik insanlardı.

Jimin belini ovmuştu, birkaç akşam öncesinden gelen ağrıları hala devam ediyordu. Camdan dışarı baktığında ise duraklamış ve irkilmişti.

Dışarıda bir adam vardı, Jimin'e bakıyordu. Hafif dalgalı kestane rengi saçları ve soğuk bakan, delici gözleri vardı.

Jimin bütün vücudunu sarsan titremeyi hissetmişti.

Ardından adam arkasını dönüp gitmiş ve köşeyi dönünce ortadan kaybolmuştu.

O kimdi?

Jimin titrediğini fark etmişti. Jungkook onun kim olduğunu anlamış mıydı? Aman tanrım. Lanet olsun, o kimdi?

O tamamen bir hiçkimse olabilir, belki de sokaktaki rastgele bir adamdı.

Jimin camdan uzaklaşmıştı, nefesleri kısa ve düzensizdi. Abartıyor muydu? Jimin o gün dükkanı erken kapatmış ve eve farklı bir rotadan gitmişti, arka sokaklardan aşağı inmiş ve ara sıra arkasına dönüp kimsenin onu takip etmediğinden kesinlikle emin olmak istemişti.

Ertesi akşam Jungkook gelene kadar bunu düşünmeyi bırakmamıştı. Her zamanki gibi bir gece geçirmişlerdi ve Jungkook'dan Jimin'i takip etmesi için birisini gönderdiğine dair herhangi bir işaret de gelmemişti.

Jungkook rol mu yapıyordu? Jimin'in iç kargaşasını izlemekten zevk mi alıyordu?

Jimin bilmiyordu.

"Havanda değilsin galiba?" demişti Jungkook, Jimin'in sırnaşmasını reddedip vücudunu ondan utançla uzaklaştırmasının ardından.

"Sadece uzun bir gün geçirdim." Bunu söylerken Jungkook'a baktığından emin olmuştu, belki ağzından herhangi bir şey kaçırabilirdi.

Kaçırmamıştı.

Gerçekten böyle bir şey olabileceğini düşünmüş müydün ki?

Jimin şu an kime güvenmesi gerektiğini bilmiyordu. "Gidebilir misin? Ben sadece- Bugün biraz alana ihtiyacım var."

Jungkook kaşlarını çattığında Jimin bitmiş gibi hissetmişti- Jungkook biliyordu.

Ama beklediğinin aksine aldığı tek şey Jungkook'dan gelen bir nefes verme sesi ve gitmesi olmuştu, Jimin'i şu ana kadarkinden çok daha fazla bir kafa karışıklığı içinde bırakmıştı.

、、、
+38 vote ve 30 yorum

the lesser evil | jikook [çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin