bölüm iki (2)

8.7K 717 803
                                    

yorum yapanlar ciğerlerimsiniz, sizi yierim, iyi okumalar!
、、、

Ve şimdi Jimin o konuşmadan birkaç hafta sonra, saatlerce arkadaşça davranıp güvenini kazanmaya çalıştığı komşusunun evinde endişeyle bir mindere kurulmuş oturuyor, zemine yakın masaya koyduğu ellerini birleştiriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ve şimdi Jimin o konuşmadan birkaç hafta sonra, saatlerce arkadaşça davranıp güvenini kazanmaya çalıştığı komşusunun evinde endişeyle bir mindere kurulmuş oturuyor, zemine yakın masaya koyduğu ellerini birleştiriyordu. Bütün bunlar tamamen düzenbazlıktı. Anlaşma Jimin'in polisin ihbarcısı olması yönündeydi. Jimin, Chanyeol'un iş görüşmelerine sızmalı ve işin içinde olan isimleri öğrenmeliydi.

Jimin ilk Seoul'e geldiğinde Chanyeol'un böyle kasvetli bir apartmanda yaşamasını garip bulmuştu. Adam, Armani takımlar giyip Mercedes sürüyordu. Yine de Jimin'in kafası seneye gitmeyi planladığı üniversitesi için yeteri kadar para biriktirebileceği bir iş bulmakla dolu olduğundan başkalarının hayatını yaşayış biçimini takıp sorgulamak onun haddine değildi.

Ve şimdi bütün bunlar mantık çerçevesine yerleşmeye başlamıştı. Memur Ji ve Kang'a göre Chanyeol birkaç illegal işle uğraşan bir iş adamıydı. Bir çete olarak tanımlamıştı polisler, içinde zenginlikleri ve statüleri ile korunan bir sürü güçlü şehir şirketlerinin bulunduğu. Çoğu anahtar oyuncu hakkında özet geçilmişti Jimin'e, ne söyleyip ne söylememesi gerektiği hakkında da uyarılmıştı.

Organizasyonu kademe kademe yok etmeliydiler.

Jimin hem korkuyordu hem de kızgındı. Ve de çaresiz. Onlar iğrenç, çürümüş polislerdi, 20 yaşındaki sıkıntılı bir genci kendi emelleri doğrultusunda kullanan. Gerçekten nazik davranan ve hatta Jimin'e birkaç kere finansal yardımda bulunmayı teklif eden Chanyeol'a göre onlar Jimin için gerçek suçlular olmaya daha yakınlardı.

Ama kim iki tecrübeli ve övülen polis yerine Jimin'e inanırdı ki?

Buna karşı savaşmaya çalışsa sonu büyük ihtimalle kendisine yöneltilen suçlamalar ve iddialarla biterdi. Hiçbir üniversite onu kabul etmezdi. Geleceğini yok edebilecek gücü ellerinde tutuyorlardı.

Jimin boğazı kururken dudağını ısırmıştı.

Polislerin aşırı baskısı sonucu, en sonunda Chanyeol'dan yardım -daha doğrusu iş- isteme cesaretinde bulunabilmişti, bu ihbarcı görevini hemen tamamlamak istiyordu. Polis daha sonrasında onu koruma altına alacaklarını söylemişlerdi. Jimin her şeyin yolunda gideceğine inanmak zorundaydı.

"Ürünlerimizi dağıtmak için yeni bir yer bulmamız lazım." Chanyeol, Jimin'in yanına oturup telefonuna bakarken konuşmuştu. "Sen şu çiçekçide çalışıyorsun değil mi? Bence güzel bir kılıf olur."

Jimin yutkunmuş ama başıyla da onaylamıştı. Onu işe alan sevimli çifti düşünmüştü. Ya onların başı da derde girerse? Onları çok seviyordu. Bütün bu olanların içine sürüklenmelerini istemezdi. Ona fazlaca güveniyorlardı, bazen onlar diğer çiçekçileriyle ilgilenirlerken sakin saatlerde dükkanda tek kalan o olurdu. Jimin bunu yapmak zorunda olmasından nefret ediyordu. O alçak polislerin kendisini tamamen aptal bir şans eseri sonucu bulmuş gibi davranmasından da nefret ediyordu. Hatta utanmadan eğlence için kendi aralarında Jimin'in 'uyuşturucu dağıtımı' konusunda da iğnelemeler yapıyorlardı. Ne sikik bir şaka ama.

the lesser evil | jikook [çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin