♠1.bölüm♠

1.7K 68 12
                                    

Bugün sabah erkenden zorda olsa, ağır bir şekilde yataktan kalkmayı başarabilmişti Ela. Lavaboya doğru gidip yüzünün ve saçının haline baktığında korku filmlerinden çıkma bir hali vardı. O kadar ki aynada kendisini gördüğünde resmen yerinden hoplamıştı. Hemen sıcak bir duşa girmişti rahatlamaya herşeyden çok ihtiyacı vardı. Sıcak suyun o rahatlatıcı etkisini hiç bir şeye değişemeyacaği gün gibibde ortadaydı. Duştan çıktıktan sonra üzerine uygun bir şeyler giydi. Her ne kadar yaz mevsiminde olsa da İstanbul, sabahları serin oluyordu bu yüzden yanına ince hırka tarzı bir ceket aldı. Artık hazırdı ve aşağıya inme vakti gelmişti. Merdivenlerden yavaş ama evinden ayrılmanın verdiği üzüntü ile aşağıya iniyordu. Bir yandan da o kadar heyecanlıdı ki koreye gideceğine hala inanamıyordu, babasıyla annesini ne kadar zor ikna ettiğini bir tek kemdisi bilebilirdi. Sonuçta dünyanın diğer bir ucuna gidecekti ve bunun için izin almak dünyanın en zor işi olsa gerekti.

Aşağıya indiğinde Ayşe Hanım arkası dönük ama omuzları çökmüş bir şekilde evlerindeki yardımcı ile birlikte kahvaltı hazırlıyordu. Yavaş yavaş ilerleyip annesinin arkasından birden sarıldı Ela. Başta korkmuştu ama sonradan gülümsediğini hissedebiliyordu. Hala aynı pozisyondayken kırkırdadı "Nabersin Ayşe sultan?" Ela nın annesi de gülüyordu. "İyi sen nabersin Ela hanım? Bakıyorum da Kore ' ye gidiyorum diye için içine sığmıyor." sesi oldukça sitemkardı. Elaysa ciddi olmayan ses tonutla annesinin kırgınlığını azaltmaya çalıştı "Ama anne bunun hep hayalim olduğunu biliyorsun." . Anlayışlı bir yüz ifadesiyle Ayşe Hanım elindeki bıçağı bırakıp kızına dönüp sankibaon defa görecekmiş gibi sımsıkı sarıldı.Sarılırken bir yandanda eliyle kızının sırtını sıvazlıyordu."Biliyorum kuzum. Ama ben senden şimdiye kadar hiç ayrılmadım ki şimdi nasıl ayrılacağım?" Gülümsemeye çabalayarak cevap vermeya çalıştı Ela. "Sanırım artık ayrılmanın vakti geldi. Hem artık ulaşım o kadar zor değil ki uçağa atlar gelirsin." Ayşe Hanım ın yüzünü buruk bir gülümseme sararken kızının kafasına hafif bir şekilde vurdu "Tabii ki de gelirim. Orada seni yalnız bırakacağımımı sandın?"

Ela annesiyle tatlı tartışmalaranı devam ederken babası merdivenlerden inip yanlarına geldi. "Benim iki meleğim ne yapıyorlar burada ?" .Annesine munzurca gülen Ela babasına sıkıca sarıldı. Babası neredeyse ağlayacak bir sesle konuşmaya çalıştı "Biz sensiz ne yapacağız Ela? Söyle bana ?" . Babasını daha önce böyle görmemişti. Bundan dolayıdır ki hemen gözleri dolmaya başlamıştı. Anne babasına bakarken boğazından yumruyu göndermeye çalışıyordu. "Bakın beni üzmeyin lütfen. İstediğiniz zaman gelirsiniz."Hadi kahvaltıya oturalım artık. Bu kadar dram yeter."

Kahvaltıda bir kuş sütü eksikti. Güney kore de Ayşe Hanımın yemeklerini özleyeceğine Ela nın kuşkusu yoktu.

....
Bir güzel kahvaltıyı yaptıktan sonra artık gitme vakti gelmişti. Tabi anneainin gözleri musluk gibi akmaya hemen hazır olduğundan ağlamaya başladı. Çok şaşırmıştı Ela , hayatında hiç ağladığını görmediği babasının şu an gözünden tek tek damlalar düşüyordu. İkisine de sıkıca sarıldı. Artık Ela da ağlıyordu. Ailesine bakıp derin bir nefes aldı " Bilirsiniz vedaları sevmem. Bu yüzden havaalanına kendim gideceğim." Tuğrul Bey itiraz eden bir ses tonuyla konuştu "Olur mu kızım hiç öyle?". Ela da ise kabul etmeyen bir tavır hakimdi "Lütfen, beni zorlamayın." O kadar itirazın üzerine zorda olsa evden çıkabilmişti.

Ailesi ile vedalaştıktan sonra evin önündeki arabaya binip havaalanına doğru gaza bastı. Havaalanına gelip bilet kontrol noktasından geçti. Uçağa binerken vazgeçecek gibi oldu ama bu düşünceyi kafasından attı zaten bu kararı vermek, Ela için de kolay olmamıştı.

Uçak havalanmaya başladı. Her geçen sürede ailesinden uzaklaşıyordu ama kendini onlara daha da yakın hissediyordu. Bir süre sonra yorgunluğun etkisiyle uyuyakalmıştı.

ONE NIGHT DREAMWhere stories live. Discover now