♠Özel bölüm 2 ♠

271 21 4
                                    

Dong yul şimdiden üç aylık olmuşken Ela ve Yong hwa nın hayatları hayli yoğun geçiyordu. Bir yandan konserler, imza günleri, basın konferansları derken oğullarına çok az zaman ayırabiliyorlardı. Ela Güney amerikaya konsere gitmiş dört gün boyunca Dong Yul a Yong hwa bakmıştı. Bugünde konserden dönüyorlardı. Oğlunu Yong hwayı özleyen Ela oldukça heyecanlıydı. Dong yul daha çok küçüktü onu yalnız bırakmamalıydı ama bu işiydi ve buna mecburdu. "En kısa zamanda annemi çağırmalıyım..." diye geçirdi içinden. Evde ne yaptıklarını merak ettiğinden telefonla aramaya karar verdi. Yanında Nil vardı. Onun haricindekilerin hepsi bir koltuğa geçmiş yorgunluklarını üzerlerinden atmak için uyuyorlardı. Telefonu Yong hwa açtığında ekranda önce beyaz bir ışık belirdi ardından karşısında kocasının yüzü belirginleşti. Üstünde beyaz beyaz lekeler olan Yong hwa yorgunluktan zar zor gülümsedi Ela biraz endişelenmişti "Yong hwa-ya önemli bir şey yok değil mi oldukça kötü görünüyorsun. Üzerindeki beyaz lekeler ne?" Yong hwa endişelenmemesi için ufak bir tebessüm sergiledi "Merak etme. Dong yul mamasını içtikten sonra üzerime biraz kustu. Şimdi daha yeni uyuttum. Her şey yolunda. Ama lütfen çabuk gel!" Yong hwanın dedikleri üzerine rahat bir nefes alan Ela aynı zamanda gülümsemesini saklayamıyordu Yong hwa bu haliyle oldukça sevimli görünüyordu. "Merak etme sabaha ordayım hayatım. Dong yul u benim içi öp onu seviyorum." Yong hwa tam konuşacaktı ki Nil arada kaynadı "Enişte küçük aşkımı benim içinde öp !" Nil in cırtlak sesiyle gülümseyen Yong "Ben onu öperim sizin yerinize siz hızlı gelmeye bakın. Çok yoruldum." Yong hwa halinden yakınırken Dong yul un ağlama sesleri duyuldu "Aishh.. Yine ağlıyor.Şu an kapatıyorum. Dediğim gibi lütfen çabuk gel Ela." Telefonun kapanmasıyla kahkahaya boğulan Nil ve Ela, Esra nın suratlarına yolcu yastığı atmasıyla susup uyumaya çalıştılar. Ne kadar mümkünse....

..

Sabah havaalanına geldiklerinde kontrol noktasından geçtiler. Hayranlarla biraz konuşup imza dağıttıktan sonra valizlerle ilerlemeye başladılar. Havaalanı tıklım tıklım dolu olduğundan güvenlikle bile yürürken zorluk cekiyorlardı. Bu yüzden Vıp çıkısına ilelediler. Kapıdan cıktıklarında 3 yakısıklı adam ve birde prenses onları bekliyorlardı. Herkes kosup eşine sarıldıgında Ela yalnız hissetmişti. Ama o da bir saate görebilecekti bu yüzden herkesin kolundan tutup acele ettirdi. Jong hyun ve Selen Ela yı eve bırakacaklardı. Jong hyun arabayı kullanırken gülerek Ela ya bir seyler söylemeye başladı. "Yah ! Ela Dong yul inanılmaz tatlı! Siz gelmeden daha dün fotografçıya gidip fotoğraf çekildik. Hyung da bizimle çekildi mükemmel bir fotoğraf oldu eve gidince bakmayı unutma!"(Foto medyada) Jong hevesle bunları söylerken Ela da gülüyordu. Yong hwa Dong yul a baktıgı için havaalanına gelememişti. Şu an Ela nın kalbi dakikada 360 atıyordu. Onları fazlasıyla özlemişti. Arka koltukta Selen ve Jong un kızıyla şakalasırken eve gelmişlerdi.

Jong hyun Ela için valizi bagajdan çıkarınca Ela arkadaşıyla ve Jongla vedalasıp evine dogru yol aldı. Asansörden inince kapının oraya geldiginde zile basmayıp sifreyle kapıyı acmayı tercih etti. Uyuyorlardır diye düsündü saat sabahın 7siydi. Kapıyı actıgında kapının elektronik sesiyle sessiz bir küfür savurdu.

Valizini kapının köşesine bıraktığında yavaş adımlarla yatak odasına girdi. Orada kimsenin olmadığını görünce salona gitti. Gördüğü manzarayı hayranlıkla izliyordu. Yong koltuğa sırt üstü uzanmış Dong yulsa Yong hwa nın göğsünde yüzüstü yatıyordu ve yüzüstü yattıgından dudakları balık seklini almıştı. Şu an ikisinide alıp yiyip bitirmek istiyordu. Yanlarındaki tekli koltuğa oturup onları izlemeye devam ettti Ela. İçindende şunlar geçiyordu "Ben sizi haketmek için ne yaptım!.."

İyi bir kahvaltıyı haketmişti Yongie. Ela koreli bir kocası olmasına rağmen hala kore kahvaltısını sevmiyordu. Yong hwa ise Türk kahvaltısına zaten bayılıyordu. Dolaptan tava çıkarıp güzelce sucuklu yumurta yaptı, yanına domates dogradı ve bir kaç tanede de kahvaltılık koydu Ela masaya. Çay da olduktan sonra Yongie yi uyandırmak üzere salona tekrar girdi. Baba ve oğul hala uyuyorlardı. Ela yavaşça kucağına aldı oglunu daha üç aylıktı ve o kadar güzel kokuyordu ki kokusunu içine çekerek yatak odasındaki beşiğine yatırdı. Geri döndüğünde Yong hwa nın yanına hafif bir şekilde oturdu ve kulagına fısıldadi "Aşkım. Ne zaman kalkmayı düsünüyorsun." Yong bir kaç defa kıpırdadı ama hala ses soluk yoktu. Ela daha etkili bir şey denedi ve Yong hwa nın dudagına masum bir öpücük kondurdu. Onu oldukça çok özlemişti. Bu öpücük karşısında Yong yarım ağızla gülümsemişti ama daha fazlasını istiyordu. Ela yı tuttuğu gibi üzerine düşürdü ve bir süre tutkulu bir şekilde öptü. Ayrıldıklarında sonunda gözünü açabilmişti. Ela kıkırdayarak konuştu "Simdilik bu kalkman için yeterli mi?"

Yong hwa biraz düşünür gibi yaptı ve "Sadece şimdilik..." dedi ve el ele mutfağa girdiler. Yong hwa cennete düşmüş gibi bütün her şeyden yemeğe basladı Ela bu haline gülerken bir yandanda cayları dolduruyordu. Masaya Yong un karşısına oturduğunda Yong hwa nın özlemle kendisine bakışlarını hissetti. "Seni özledim." Yong un içten gelen bu sözü karşısında Ela yerinde hafif doğrularak Yong un yanağına bir öpücük kondurdu "Bende seni özledim..."

.....

Koridorda Dong yul a doğru giderken duvarda Yong ,jong ve dong yul un remini gördü. Oldukca tatlı çıkmışlardı. Hemen yanında da Dong yul yeni doğduğunda hastanede Yongla çekildikleri fotoğraf vardı. Ücü cok tatlı çıkmışlardı. Karşı duvarda Dong yul un ilk banyo resmi vardı. Yanında da Yongla Dong yul uyurken çekilen bir fotoğraf vardı. Her an her saniyeleri fotoğraf çekilmekle geçmişti.

Ela yatak odasına geldiğinde masumca uyuyan Dong yul u kucağına aldı ve yatağa yanına yatırdı. Onunla daha huzurlu uyuyordu. Yorganın altında sarıldı oğluna. 5dk. sonra tanıdık bir parfüm kokusu doldurdu odayı. Yatağa yanlarına yatan Yong hwaydı. "Yah! Ela kıskanmaya baslıyorum oğlunla benden daha fazla ilgileniyorsun! " Ela Dong yul u uyandırmamaya calısarak güldü "Gel buraya koca bebek!" dediğinde Yong hwaya mümkün olabildiği kadar sarıldı. Üçü beraber uykuya dalarken Yong hwa nın dediği tek bir kelime Ela nın yüreğini hoplatmaya yetmisti " Bana bu güzel hayatı hediye ettiği çin teşekkür ederim Ela..."

Evvet bir özel bölüm daha yazmayı o kadar cok istedim ki! Yong hwanın baba olması ne biliyim bana çok tatlı geliyor. Yzarken aynı zmaanda hayal ettim o anları ve inanın yürek dayanmıyor :D

ONE NIGHT DREAMWhere stories live. Discover now