48.BÖLÜM

145K 5.9K 6.6K
                                    

Dışarıda ip gibi yağmur yağarken odada sessizlik hâkimdi. Aysun, Öznur ve Koray matematik sınavı için nefes almadan çalışırlarken ben dirseğimi masaya koymuş, çenemi avucuma yaslamış onları izliyordum. Aysun'un evinde toplanmıştık. İki saattir aralıksız ders çalıştığımız için yorulmuştum. Onların da yorulduğundan emindim ama çalışmaya devam ediyorlardı.

"Koray, şu soruya baksana." Öznur önündeki defteri alıp Koray'ın önüne koydu. O sırada Aysun'un bakışları bana kaymıştı. "Öykü?"

"Efendim Aysun?"

"Ne oldu, neden devam etmiyorsun?"

"Yoruldum, biraz dinlenmek istiyorum."

Koray, Öznur'un önüne koyduğu defteri hızla kapattı. "Sana katılıyorum, benim de dinlenmeye ihtiyacım var."

"Yarınki sınavdan iyi not almak istiyorsak dinlenmememiz gerekiyor. Devam etmeliyiz," dedi Aysun. Koray hafifçe kaşlarını çattı. "Hayır, ara vermeliyiz." Onu onaylayıp, "Bence de," dediğimde Aysun sesli bir nefes verip elinde tuttuğu kalemi kitabının arasına bıraktı. "Pekâlâ, biraz ara verelim o zaman."

O sırada Aysun'un annesi Neşe Teyze yanımıza geldi. "Nasıl gidiyor çocuklar?" Elinde tuttuğu tepsiyle bize doğru yaklaşırken gülümsüyordu.

"İyi gidiyor anneciğim, şimdi ara verdik."

"Madem ara verdiniz size yaptığım kurabiyeleri yiyin bakalım."

Koray hızla bir tane kurabiye alıp yemeye başladı. Lokmasını bitirmeden, "Elinize sağlık, çok güzel olmuş," dedi.

"Afiyet olsun canlarım. Bir şeye ihtiyacınız olursa seslenin ben mutfakta olacağım."

Herkes kurabiyelerden yemeye başlarken Neşe Teyze salondan çıkmıştı. Aysun'un telefonu çalmaya başladı. Aysun telefonunu eline almadan ekranına bakıp, "Of yeter ama ya!" diye bağırdı. Ağzımdaki lokmayı yutup ona baktım. "Ne oldu?"

"Yine telefon sapığım arıyor!"

"Açmayacak mısın?" Öznur ona merakla bakarken Aysun telefonu meşgule attı. "Açsam ne olacak ki, cevap vermiyor." Koray kurabiyesini yerken çatık kaşlarıyla Aysun'a bakıyordu. "Kim bu acaba?" Aysun sıkıntıdaymış gibi arkasına yaslandı. "Bir bilsem..."

"Yeni bir Doğan vakası olmasın sakın?"

"Bilmiyorum Koray..."

"Baksana Koray, sen Aysun'u arayanın kim olduğunu bulamaz mısın?" dedim. Bu iş çok uzamıştı artık. Onu bulursak rahatlayacağımızdan emindim. Koray önündeki kahveden bir yudum aldıktan sonra kendinden emin bir şekilde, "Bulurum," dedi.

"Gerçekten mi?"

"Benim kim olduğumu unutuyorsun galiba Aysun."

Aysun gülümseyerek Koray'ın yanına gidip kıvırcık saçlarını karıştırdı ve ellerini yanaklarına koyup onu kafasından öptü. "Unutur muyum hiç ya, sen dünyanın en iyi hackerisin!" Biz Öznur'la birbirimize bakıp gülerken Koray, Aysun'un ellerini yüzünden indirdi. "Ha şunu bileydin."

"Demek sonunda seni arayanın kim olduğunu bulacağız."

"Evet bulacağız ve bulduğumuzda da hepimiz birden hesap soracağız. Benden size izin, ona istediğinizi yapabilirsiniz."

"Gerçekten mi?" Koray şaşırmış gibiydi.

Aysun ona baktı. "Evet."

"Zenginse de yapabilir miyiz peki?"

"Koray!"

Koray gülümseyerek kahvesini tekrar eline alırken Aysun dirseklerini masaya yaslamıştı. "Doğan'dan sonra akıllandım. Artık hayatımda zengin biri olmayacak." Aysun'un almış olduğu karar beni sevindirirken Koray gözlerini devirdi, "Buna Yaver'den sonra karar vermiş olsaydın şimdi kendine denk biriyle mutlu bir hayat yaşıyor olabilirdin."

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin