11.BÖLÜM

212K 9.5K 2.3K
                                    

Hayatın, üzerimden oynadığı oyun bu sefer bana pahalıya patlamıştı. Yapmış olduğum hata yüzünden yerin yedi kat dibindeydim ve oturmuş daha da derine inmeyi bekliyordum. Ruhum oldukça yorgundu. Çaresizce, içimdeki karanlığın aydınlanmasını istiyordum. Elle tutulur, gözle görülür, somut hatam beni çaresiz bırakmıştı. Bu sefer faka basmanın dozajını biraz abartmıştım ve işin içinden nasıl çıkacağımı hiç bilmiyordum.

 Uyanmış tavanıma bakarken, telefonumun alarmı tam olarak yarım saattir çalıyordu. Gözlerimi, kırpmak için bile kapatmak istemiyordum çünkü kapatırsam gözümün önüne Barlas'la öpüşmemiz gelecek diye korkuyordum. Düşünmek istemiyordum. Aklıma gelmesini, beni nasıl öptüğünü, öperken ne hissettiğini, aptal gibi neden karşılık verdiğimi düşünmek istemiyordum.

 Başım alarm sesinden çatlayacak derecede ağrımaya başladığında okula gitmemeye karar verdim. Yatıp dinlenecektim. Hiçbir şey düşünmeden günümü geçirecektim ve kendimi biraz toparlayacaktım. Bu şekilde Barlas'ın karşısına çıkarsam ne diyeceğime, ne yapacağıma dair en ufak fikrim yoktu. Sarhoş olduğum için onun öpüşüne karşılık vermem şimdi deli gibi utanmama neden oluyordu. 

Beynimi o kadar yormama rağmen dün gece en son hatırladığım şey öpüşmemizdi. Sanki ondan sonrası yok gibiydi. Barlas ona karşılık vermeme ne demişti? Ben ne demiştim? Ne konuşmuştum? En son nasıl vedalaşıp eve girmiştim hiçbir şey hatırlamıyordum. Delirecek gibiydim. Kendime o kadar kızıyordum ki Barlas'a karşılık vermiş olmama inanamıyordum. Evet, sarhoştum ama kendimi bu kadar kaybetmiş olamazdım. Aklım ve fikrim yokmuş gibi davranamazdım. Ne olacaktı şimdi? Kendimi toparlayıp onun karşısına çıktığımda ne diyecektim? Beni neden öptün diye hesap soramazdım da artık.

 Öfkeliydim ve öfkemi geçirecek, her şeyin rüya olduğunu kanıtlayacak bir şeyler olsun istiyordum. Değilse bile Barlas'ın bu şehri terk edip bir daha karşıma çıkmamasını istiyordum. Çünkü çıktığında diyecek bir şeyim yoktu. Ben bile neden ona karşılık verdiğimi bilmezken ona ne diyebilirdim ki? Şu saatten sonra umut ettiğim tek şey Barlas'ın dün geceyi hatırlamıyor olmasıydı. Sonuçta o da benim gibi sarhoştu. Ben nasıl öpüştükten sonrasını hatırlamıyorsam belki o da öpüştüğümüzü hatırlamazdı.

 Olabilir miydi böyle bir şey acaba? Gerçi olsa bile bunu nasıl anlayacaktım ki? Beynini okuyamazdım ya. Yanına gidip hatırlayıp hatırlamadığını da soramazdım. Alarmım hâlâ çalmaya devam ederken annem esneyerek odama girdi ve çalan alarmımı kapattı. "Kızım duymuyor musun?" Gözlerim tavanımdayken kısık sesle, "Duyuyorum anne," dedim. 

"Neden kapatmıyorsun o zaman?"

"Kendi kendine kapanmasını bekliyorum." Sözüm üzerine annem birkaç saniye konuşmadı. Sanırım yeni uyandığım için saçmaladığımı düşünüyordu. "Sen hâlâ neden yataktasın? Hemen kalk yoksa okula geç kalacaksın!" deyip üzerimdeki yorganı açtığında, "Hayır!" deyip yorganı tekrar örttüm, "Bugün okula gitmeyeceğim." 

"Ne demek okula gitmeyeceğim?" diyerek yüzüme şaşkınca baktı. "Bu nereden çıktı şimdi?"

"Kendimi iyi hissetmiyorum."

 "Hasta mısın?" deyip avucunu alnıma bastırdığında ateşime baktı. "Ee ateşin de yok, iyisin. Neden okula gitmek istemiyorsun?"

"Hasta değilim ama olacak gibiyim, hiç halim yok." "Bu okula gitmemek için bir bahane değil biliyorsun değil mi Öykü? Hemen kalk ve hazırlan. Okula gideceksin," deyip tekrar yorganımı açtığında huysuzca, "Gitmeyeceğim!" dedim. 

Kaşları çatıldı. "Kalk dedim!"

 "Hayır, anne kalkmayacağım okula gitmek istemiyorum!" Şu an okula gitmemek için annemle inatlaştığıma inanamıyordum. "Öykü sana kalk dedim!" Annem başımda durmuş bana sinirle bakmaya devam ederken yavaşça yatağımdan kalkıp söylenerek banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odama gelip üzerime formamı geçirdim. Ne yapacaktım şimdi ben? Barlas'ı gördüğümde ne diyecektim? Benimle o konu hakkında konuşmak isterse utancımdan tek kelime edemezdim herhalde. Umarım hiçbir şeyi hatırlamıyor olurdu.

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin