23.BÖLÜM

191K 8.5K 2.1K
                                    

Okuldan sonra eve gelince yemeğimi yiyip hemen kendimi duşa attım. Sıcak su zihnimi boşaltmama yardımcı olurken uzun süre oradan çıkmak istemedim. Gevşemiştim. Uzun bir duştan sonra oradan çıkıp giyinmek için odama gittim. Güzel bir şeyler giymek istiyordum ama bu buluşmanın bir tartışmayla sonuçlanacağını bildiğim için boşuna uğraşmamam gerektiğini düşünüp siyah bir kot ve mor kazağımı giydim. 

 Ne yani bir de güzel görünmek için elbise giyip makyaj mı yapacaktım? O benimle tartışmayı düşünürken ben onun için burada hazırlık yapamazdım. Her zamanki gibi sıradan giyinip öyle çıkacaktım karşısına. Makyaj yapmak istemiyordum ama solgun yüzüme biraz canlılık katmak için az da olsa bir şeyler sürmeye karar verdim. Gözlerime rimel ve kalem yanaklarıma da hafif bir allık sürdükten sonra vanilya kokulu bir parfüm sıktım. Artık hazırdım. Abartmamıştım ve iyi görünüyordum.Acaba nereye çağıracaktı beni? Belki de beni gelip alır, bir yere götürürdü. 

Ne yapacağını bilmediğim için mesaj atmasını bekledim ama atmadı. Bir süre sonra kapı çalınca Barlas'ın geldiğini düşünüp koştum. Heyecanlandığımı hissedip sakin olmak için derin nefes alarak kapıyı açınca karşımda duran Samet ve Ali'ye baktım. "Çocuklar, sizin ne işiniz var burada?" Birbirlerine bakıp gülüşürlerken onlara bakıyordum. Bir şey mi vardı? Neden gülüştüklerini anlayamamıştım. Tekrar bana baktıklarında Samet "Seni bir yere götürmek için geldik," dedi."Nereye?" "Soru sorma, hadi gel," deyip arabaya doğru yürümeye başladıklarında, hemen montumu alıp yanlarına gittim.

 Arabanın arka koltuğuna geçip meraklı bir şekilde, "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Beni duymamış gibiydiler. Yola koyulduk. İkisinin de Barlas'ın arkadaşı olduğu nasıl da anlaşılıyordu. Soru soruyordum ama cevap alamıyordum. En son sinirlendiğimi hissettiğimde bunu sesime de yansıtıp, "Artık bir şey söyler misiniz, nereye gidiyoruz?" diye sordum. Yine cevap vermeyeceklerini düşünüyordum ama Samet omzunun üstünden bana bakıp, "Seni Barlas'ın yanına götürüyoruz," deyince şaşırdım. 

Sanırım sesimi fazla yükseltmiştim ve bu yüzden soruma cevap verme gereği duymuştu. Neden Barlas'ın gelip beni almadığını düşündüm. Ya da olduğu yeri söyleseydi ben gidebilirdim. Bu yüzden Samet ve Ali'yi yormasına gerek yoktu.Çok uzun sürmeyen bir yolculuktan sonra Ali arabayı durdurup bana doğru döndüğünde "Geldik Öykü, inebilirsin," dedi. "Nereye geldik? Barlas nerede?" diye sordum. Ali biraz ilerimizdeki halı sahayı gösterirken, "Orada, seni bekliyor," dedi. Maç yapmayacaktık herhalde, değil mi?"Teşekkürler çocuklar."

 Elimde tuttuğum montu üzerime giyip halı sahaya doğru yürüdüm. İki takım maç yapıyor, Barlas da kenarda onları izliyordu. Üzerinde yine siyah şişme montu vardı. Altına da kot pantolon giymişti. Maçı izleyen birkaç kişi sahanın dışında durmuş oyuncular hakkında konuşurlarken Barlas'ın yanında durdum. Geldiğimi fark edince bana doğru döndü. Ona meraklı gözlerle bakarken, "Neden buradayız?" diye sordum. Kahverengi gözleri beni büyüleyecek kadar güzel bakarken, "Seninle bir tahmin oyunu oynayacağız," dedi. 

Kaşlarımı çatıp yüzüne anlamsızca bakarken, "Oyunu mu? Neden ki?" diye sordum."Çünkü öyle istiyorum," deyince gözlerim hayretle büyüdü. Dalga geçiyor olmalıydı. Ben buraya konuşmak için geldiğimi zannediyordum, "Sen ciddi misin Barlas?"

 "Evet ciddiyim." 

"Pekâlâ," deyip omzumu dikleştirdim, "Nasıl bir oyun bu?" Ne yapmak istediğini hiç anlayamamıştım ama dediğini yapacaktım. "İki takımdan hangisinin yeneceğini tahmin etmeye çalışacağız," dedi. Yüzüm birden düşerken oyunculara baktım, "Baştan kaybettim o zaman."Güldü, "Neden?" 

"Çünkü sen buraya benden önce geldin ve hangi takımın daha iyi oynadığını gördün. Kazanan belli yani..." 

"Evet, gördüm ve haksızlık olmaması için seçimi sana yaptırıyorum. Hadi, seç."

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin