DOĞU KARTALI| 7

15.1K 552 79
                                    

Adamlar - Acının İlacı
Keyifli okumalar

"Geceleri güzel giyin. Üşütüp hastalanma Akşın."

Saatler önce çöktüğüm yerde tüm günün yorgunluğunu boşaltırcasına göz yaşı dökmüş ve bir nebze de olsa rahatladığımı hissetmiştim. Ben uyurken evime girmişti. Bunu asla dert etmezdim neticede o en yakınımdı. Abimden farklı değildi benim için(!). Odama girmiş çok mu? Ama şimdi öyle değildi. Her şey değişmişti. Ben değişmiştim. O değişmişti. Hatta o, bambaşka biri olmuştu.

Olabilir miydi? Geceleri gelip beni izliyor olabilir miydi? Nasıl girebiliyordu?

Tabi ya... O yalnızca 3 yıldır onların arasındaydı. Öncesinde çok başarılı bir Türk askeriydi. Almadığı eğitim kalmış mıydı? İstediği an evime girebiliyordu. Ne yapacaktım? Aman Allah'ım ne yapacaktım? Hiç mi uyumayacaktım?

Göz pınarlarımın kuruduğunu, gözlerimin kırmızının en acı tonuna büründüğünü biliyordum. Bacaklarım uzun zamandır yerde oturmaktan uyuşmuş ve üşümüştü. Umursamadım. Bitik hissediyordum. Düşüncelerimi bölen telefonumun tipik zil sesi holde yankılanırken duvardan destek alarak yerden kalktım ama bacaklarım karıncalanmıştı. Ağır adımlarla hole geçtim. Yerden çantamı alıp içinden bin bir güçlükle bulduğum telefondaki aramayı cevaplandırıp telefonu kulağıma yasladım.

"Neredesin kız sen?!"

Annemin sorgucu ve bir o kadar da endişeli sesi biraz da olsa iyi hissettirmişti. Boğazımı temizledim. Sesim çok çatlaktı. "Uzanıyordum anne."

"Hasta mı oldun sen?" Annemin endişeli sesi kendimi kötü hissetmeme sebep olmuştu. Yaşadığım şeyleri onlara belli etmemem gerekiyordu. Hiçbir şey bilmeden hayatlarına devam etmelilerdi.

"Yok be annecim. Sadece çok yorgunum bugün tüm gün dersim vardı."

"Ay kuzum benim, kolilerin birinde ıhlamur olacaktı. Yap da iç kızım. Yarın da dersin var."

Sanki görecekmiş gibi başımı salladım. "Tamam anne."

Annem nasihatlerini sıralarken odama geçtim. "Anladın mı?"

"Anladım anne." Aslında neyden bahsettiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama bunu onun bilmesine gerek yoktu.

"İyi güzelim benim Hatice teyzenin de selamı var. Kendine iyi bak. Ara tatilde görüşürüz."

Hatice teyze... Hiçbir şeyden habersiz oğlunun yasını tutan koca yürekli kadın. Yutkunamadım. "A-Aleykümselam. Sen de selam söyle. Görüşürüz annem."

Annemle karşılıklı vedalaşıp aramayı sonlandırmıştık. Telefonu yatağıma attım. Aşırı yorgundum. Ama onun içeri girebilecek olma düşüncesi beni dehşete düşürüyordu. Aklımdaki düşünceyle önce banyoya girdim. Sıcak ve hızlı bir duşun ardından siyah taytımı ve bol uzun sweetimi üzerime geçirdim. Islak sarı saçlarım omuzlarımı da ıslatıyordu. Tepemde büyük bir topuz yaptım. Ayaklarıma spor ayakkabılarımı geçirip evin anahtarını ve spor çantamı alıp evden çıktım. Merdivenleri sızısı epey azalan bileğim yüzünden daha yavaş indim. Apartmanın ağır kapısını açıp dışarı çıktım.

Kulübede birkaç asker vardı. Hem nöbet tutuyor hem de konuşuyorlardı. Adımlarımı oraya yönelttim. Yaklaştığımı görünce ayağa kalkıp konuşmayı kestiler. Genç duruyorlardı. Benden çok çok 2-3 yaş büyük olmalılardı. "Buyurun öğretmen hanım? Bir sorun yoktur umarım."

Uzun boylu, yapılı, esmer ve kahverengi gözlü iyi görünüşlü askere gülümsedim. "Kolay gelsin. Bir sorun yok ama size danışmak istediğim bir konu var."

DOĞU KARTALINơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ