DOĞU KARTALI| 4

16.8K 591 40
                                    

The Cranberries - Zombie

Keyifli okumalar...

"Unuttun mu? Ben zaten ölüyüm. Ama her şey istediğin gibi olacak. Sadece kapılarını iyi kilitle. Kendi önlemini al. Çünkü bundan sonra ne ölün ölüme ne de dirin dirime Ak kızım..."

Cihan'ın bir hışımla evden gidişinin üzerinden ne kadar süre geçti bilmiyordum fakat çoktan hava kararmıştı. Ağlayarak çöktüğüm duvar kenarından duvara tutunarak kalktım. Bitmişti işte. Onu bulmuştum, görmüştüm, hatta konuşmuştum bile ama bu kadardı işte. O benim aradığım, tanıdığım, sevdiğim en önemlisi de hayranı olduğum adam değildi. Ben burada günlerce yıllarca ağlasam da bu değişmeyecekti. Ellerim önüme düşen uzun sarı saçlarıma giderken yıllar önceki o anı aklıma geldi.

06.07.2014

"Anne! Ben kuaföre gidiyorum."

Annemden onaylar mırıltılar gelince zaten kapıda olan bedenimi iyice dışarı çıkarıp kapıyı ardımdan kapattım. Arkamı dönmemle onu görmem bir olmuştu. Ne zaman arkama gelmişti ne ara bu kadar yakınlaşmıştı anlamamıştım. Yeşil gözleri parıldıyordu. Görevden yeni gelmişti.

"Cihan! Ödümü patlattın."

İçimi eriten gülümsemesini bana bahşederken eridim. Her şeyine hayrandım. "Seslendim. Duymadın."

Duymamış olabilir miydim? Olabilirdi tabi ki. Gülümsedim mahcup bir şekilde. "Kusura bakma."

Önemli değil anlamında başını salladı. "Bir yere mi gidiyorsun?"

Başımı salladım. "Evet. Kuaföre gidiyordum."

Yeşillerine sorgu kıvılcımları yerleşirken benden gizleme gereği görmedi. "Neden?"

Kuaföre neden gidilir? Demek istesem de saman alevi sinirinden nasibimi almamak için sustum ve gayet nazikçe açıkladım. "Saçlarımı kestireceğim."

Bakışları sarı saçlarıma çevrilirken başını iki yana salladı. "Neden?"

Aman be adam saç neden kestirilirdi? "Bunaldım?"

Şiddetle başını iki yana salladı. "Olmaz. Kestirme."

Yazın ortasındaydık ve Trabzon sıcağın yanında nemliydi de. Ve yaz aylarında uzun saç kullanmayı sevmezdim gerçi bunu o da biliyordu. "Ama çok sıcak."

Elleri saçlarıma gitti. Uzun saçlarımı okşarken yeşilleri ikna etmek ister gibi gözlerimin içine bakıyordu. "Biraz daha böyle kalsın. Hadi seninle bir oyun oynayalım."

Onunla olan her şeye vardım ki ben. "Olur."

Sıcacık gülümsedi. "O zaman... Hani ben anlamaz adamın tekiyim ya. Eğer günün birinde olur da seni üzersem ve seninle bunu çözemezsek saçlarını tam buranda." Deyip elleriyle omuzlarıma dokundu ve devam etti. "Kestir."

Başımı tamam anlamında salladım. Neden olmasındı ki? Aslında doğru diyordu. Çok kibar sayılmazdı ama beni kırmamak için uğraşmadığını söyleyemezdim. O da her Karadeniz erkeği gibi sinirlenince kalp kırabiliyordu ve çoğu zaman bunu farkında olmadan yapıyordu. Daha öncede buna benzer oyunlar oynamıştık. O zamanda kırıldığımı belli etmek için başka şeyler yapıyordum ve o bir şekilde gönlümü alıyordu.

"Hadi dondurma yemeye gidelim."

Neşeyle söylediğim sözler üzerine kocaman gülümsedi. Kolunu omzuma atıp bedenimi bedenime yasladı. "Gidelim Ak kızım."

DOĞU KARTALIWhere stories live. Discover now