DOĞU KARTALI| 12

15K 521 144
                                    


Current Joys - Blondie
Hedef 20 oy 50 yorum
Keyifli okumalar
(Bölüm sona doğru +16 rahatsız olanlar atlasınlar)

Current Joys - BlondieHedef 20 oy 50 yorumKeyifli okumalar(Bölüm sona doğru +16 rahatsız olanlar atlasınlar)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Hazır mısın güzelim?"

Yok ben bu adamın ağzını yırtmadan bize rahat falan. Dün gece o, o sözleri ettikten sonra kendimi salondan dışarı atmıştım çünkü sözleri beni huzursuz etmişti. Tamam kabul ediyorum bunca sene onun da ne yaşadığına dikkat etmemiş sadece değiştirdiği tarafla ilgilenmiştim ama Allah aşkına benim durumumda olan hangi insan onun da yaşadıklarını düşünürdü ki? Ben cevap vereyim hiç kimse.

Koyu mor tişörtümü düzeltip siyah taytımı da bacaklarımdan geçirdim. Dün ben çıktıktan sonra nerede uyumuştu ne yapmıştı bilmiyorum ama evden çıkmadığına da eminim. Neyse ki bir çılgınlık yapıp yanıma yatmamıştı. Hoş benimki de laf mı çok değil birkaç hafta önce beylik laflar etmiştik ve halimize bakın! Değişen tek bir halt yoktu. Güya mezarımıza dahi gitmeyecektik.

Düşündükçe delireceğime kanaat getirip odamdan çıktım. Odamın karşısındaki banyonun kapısına omuzunu yaslamış ve kollarını da göğsünde birleştirmiş bir halde odamın kapısına bakıyordu. Az önce kapıyı açtığım içinde bakışları bana dönmüştü. Aslında bir yolunu bulup onu bu kahvaltı işinden çıkarabilirdim ama Koray Bey'in karşısında ne yapacağını o kadar merak ediyordum ki sırf bunun için bile rol yapabilirim.

"Gidelim."

Ona bir kez daha bakmadan yanından sıyrılıp geçtim. Malum adamdaki boy endam o biçim olunca bütün koridoru kaplıyordu. Şükür ki sesini çıkarmadan peşime takıldı. Ben ayakkabılıktan terliklerimi çıkarırken o mutfağa girdi. Bunu neden yaptığını anlayamamıştım ki elinde pastane poşetiyle dışarı çıktı. Bakışlarımı fark etmiş olacak ben sormadan aklımdaki soruyu cevapladı. "Sabah gittim aldım. Elimiz boş gitmeyelim diye."

Omuz silktim. "Size bir ödeme yapıyorlar mı ki?"

Kaşları çatılırken ifadesi buz kesti. Fazla mı ileri gitmiştim? Bence hayır. Mesleği olmayan bir adamdan bahsediyoruz elbette ki parayı nereden kazandığını merak ediyordum. Pardon mesleği teröristlik olan bir adamdan. Allah'ım aklıma mukayyet ol.

"He, her kill 100 dolar." Dedi ve sinirli bir soluk verdi. "Sikeceğim ha!"

Konuştuğumuz konular kırk yıl düşünsem aramızda lafı bile geçmeyecek konulardı. Göz devirdim artık böyle bir hayatımız vardı demek ki.

"Gidelim öğleden sonra dersim var."

Terliklerimi ayağıma geçirip dışarı adımımı atarken o da kapının önündeki ayakkabılarına uzandı. Bu görüntü çok... anlamlı olabilirdi. Mesela ben Cihan'a duygularımı itiraf etmiş o da bana karşı hisleri olduğunu söylemiş ve ani bir kararla evlenmiş olabilirdik. Çünkü Cihan da ben de ani kararların insanıydık. Ayakkabılarını giyerken bir anda yeşil gözlerini mavilerimle buluşturdu. Hala az önceki konuşmamızın siniri üzerindeydi ama bunu gizlemeye çalışıyordu. Cihan tipik bir Trabzonlu gibi hatta belki de çok daha fazla sinirliydi. Ama onun siniri saman alevi gibiydi. Bir anda parlar çabuk sönerdi. Ama o parladığı an o ortamda kimse durmazdı çünkü istemeyerek de olsa çok kalp kırardı. O ortamda bir tek ben bulunurdum çünkü gözlerime baktığı an sakinleşirdi kalbimi de kırmazdı. Bekledim sabırla bakışlarımın onu sakinleştirmesini. Ama hayır yeşil gözleri hala hırsla parlıyordu. Cihan değişmiş miydi?

DOĞU KARTALIWhere stories live. Discover now