Ah kesinlikle tam bir ahmaktı!

Sürgülü kapı tam karşımda belirdiğinde derin bir nefes aldım. Demir sürgüyü yavaşça kenara doğru sıyırdım ve kapıyı aralayıp midemi bulandırmaktan başka bir işe yaramayan mekana ayağımı atmış bulundum. Bir anda koluma dolanan eller ile dişlerimi sıkmaktan kendimi alamasam da sabırla tutan kişiye çevirdim.

-Sıla ben gerçekten üzgünüm boş bulunup Bahar'ın gazına geldim.

Yüksek müzik sesine rağmen alışkın olduğumuz konuşma şekline ortam itibariyle geri dönmüştük. Kolumdaki elini saniyeler içinde kopartırcasına iterken bana dokunmaması gerektiğini defalarca kez ona söylemiştim. Kahve gözleri pişman bir şekilde bana bakan Murat'a karşı başımı hafifçe omzuma doğru yaklaştırdım.

Bahsettiği kişi yetimhanenin ki bizi kibarca yollamadan önce onsekiz yılımı geçirdiğim daha doğrusu bana zehir zemberek geçirten kişiydi.
Nedenini bilmediğim şekilde bana beslediği nefreti yıllar boyunca canımı yakmasına sebep olmuş olsa da ona hiçbir zaman karşılık vermemiş aksine bu işe bile girmesini ben sağlamıştım. Nedeni ise basitti aslında. Nefretim ona olan bağlılığımı tetikleyecekti ve sürekli etrafında ya da etrafımda olmasını sağlayacaktım ama ona karşı olan vurdumduymazlığım sayesinde o da geri adım atmış sadece küçük çaplı sorunlar çıkartır hale gelmişti.
Ayrıca zamanında hayatımı bilmeyerek de olsa kurtarmış olması sessiz kalmamın ikinci sebebiydi.
Murat'ın onu affetmem için beklentiyle bakan gözlerini dümdüz bir şekilde baktığımda ileride içkileri dağıtan Bahar'ı başımla işaret ettim.

-Açıklamanı yaptığına göre sana gaz veren kişinin yanına geri dön.

Ona arkamı dönüp beni bekleyen işime doğru yürüdüm. Her gün aynı işkenceyi yaşasam da hem burada çalışıyor hemde kalıyordum. Tavan arasındaki küçük oda ne kadar yaşanmayacak gibi olsa da barı kapatmam karşılığında kira vermeden orada kalabiliyordum. Ne harika değil mi! Üstelik sıcak suyu olan bir banyosu bile var!

-Sana kolay gelsin!

Elindeki önlüğü beni görür görmez bana doğru fırlatan Çağla'ya karşı gözlerimi devirdim. Benim gelmemle beraber her zaman olduğu gibi kaçıp bir yerlere sürtmeye gidiyordu. Olumsuzca kafamı iki yana sallarken önlüğü yavaşça belime bağladım ve elime aldığım beyaz bezle bardakları silmeye başladım. Bir yandan kafaları güzel olmuş insanlara bakarken bir yandan da yine olduğu gibi siparişleri yetiştirmeye başladım. Kısır döngü içinde sürüp giden hayatıma bir gün daha ekliyordum yine. Bana sorunlarını anlatanları dinliyormuş gibi yapıp, akıl veriyor ve mutlu olmaları için bir bardak daha doldurup önlerine veriyordum. Her geçen saniye daha da kalabalıklaşan bara karşı elimden geldiğince hızlı hareket etmeye çalışıyordum. İleriden bana iki elinin işaret parmağını birbiri etrafında çevirerek daha da hızlı hareket etmemi isteyen Şevket abiye ne kadar gözlerimi devirmek istesemde bunu yapacak vaktim bile yoktu. Bir adam daha almak yerine beni canımdan bezdirene kadar çalıştırmaktan kesinlikle zevk alıyor olmalıydı.

-Sana yardımcı olmamı ister misin?

Hemen önümden yüzüme doğru bağırarak kurulan cümle karşısında bakışlarımı o tarafa çevirdim.
Karşımda sırıtmaktan neredeyse ağzı yırtılacak olan Tolga'yı gördüğümde çileden çıkmak üzereydim.İki yıl önce burada ilk işe başladığım sıralarda istediği içkiyi üzerine yanlışlıkla döktüğüm için istemeyerek de olsa tanışmıştık. O günden bu yana her gece bara gelir ve bana sarkıntılık yapmaktan kesinlikle çekinmezdi.

-Ne istiyorsun?

Doldurduğum biraları tepsiye yerleştirirken iç çekerek kollarını bar tezgahına doğru dayadı ve bana doğru daha çok eğildi.

BULUT SUYU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin