İyi mi yapmıştı?

O an bir hafiflik gelmişti ama olayın sıcaklığı geçtiğinden artık çok da emin olamıyordu.

Nil ne yapacaktı?

İnadına o Mert'in arabasına binmeye devam eder miydi?

Yok yok. Olmaz öyle şey.

Kürşat bakardı onun çaresine.

Ama artık Nil biliyordu her şeyi.

Ya yine bucak bucak kaçarsa Fatih'ten?

İstedi mi toz oluyordu hain.

Peki daha da kötüsü ve acil olanı gece gelecek görücüler ne olacaktı?

Bir şey yapmalıydı ama ne?

Fatih kasanın başındaki sandalyesini arkaya itip ayağa kalktı. "Tunç, ben bi' Kürşat'lara uğrayıp geleceğim."

Şayet taş koyacaksa son dakika gelişmelerini öğrenmek gerekirdi.

"Tamam abi."

****

"N'aber Kürşat?"

Kürşat dikkatle gazetenin spor sayfasını okuyordu; Fatih'i duymadı bile.

Fatih de usulca yaklaşıp omzunun üzerinden sayfaya baktı.

Bursaspor'da büyük kriz!

Hep kriz sürekli kriz!

Fatih sıkılmıştı artık. Bursaspor'a dair hiçbir şey okuyup izlemiyordu.

"Kürşat diyorum!" diye bağırdı Kürşat'ın kulağının dibinde.

Kürşat birden sıçardı. "N'oluyo lan?!"

Fatih umursamadı.

Akşam geleceklerden de haberi yokmuş gibi sordu. "Akşam çıkalım mı?"

"Bu böyle mi sorulur! Sen bu kadar mal değildin eskiden!" Kürşat silkindi, toparlanmaya çalıştı. "Akşam önemli misafir geliyor bize. Çıkamam ben."

"Ne alaka? Sen ne zaman akşam oturmasına kaldın da bu gece kalacaksın?" diye ısrarla devam etti Fatih.

"Bu başka oğlum. Bizim müstakbel damat olabilir!"

Maşallah kızdan hevesliydi hepsi!

"Allah Allah. Hani vazgeçmiştiniz o işten?"

"Bunlar iyi aile. Nadir Abi iyi adamdır. Durumları da iyi. Çirkin daha iyisini mi bulacak?"

"Sen de onay veriyorsun yani."

"Oğlum, daha dün olanlar meydanda. Çapkın piçlere kaptıracak kız kardeşim yok benim."

"Eski çapkın bir piç olarak konuşuyorsun sanırım?"

"Kurt kurdu izinden tanır," diyerek göz kırptı Kürşat. "Seninle zamanında az araba kaçırıp kız peşinde koşmadık."

İyi bir araba, çapkın bir piçin eliydi, ayağıydı.

Fatih üzerine yedi kat toprak atılmış gibi hissetti. "On yedi yaşında bangır bangır müzik çalarak mahallede attığımız turlar çapkınlıktan mı sayılıyor?"

"Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir," dedi Kürşat bilmiş bilmiş. "Isınma turuydu onlar. Neyse, yasakladım zaten öyle milletin arabasına binemez bir daha bizim çirkin." Fatih açısından hiç değilse bir mevzu çözülmüştü. "Ama anladım ki hemen başını bağlamamız lazım. Peşini bırakmayacaklar çirkinin."

Esnaf İşi Aşk (I-II-III)On viuen les histories. Descobreix ara