38.BÖLÜM

4.4K 198 34
                                    

Gamze'nin Ağzından ;

Merhaba tanıdığınız üzere ben Melis'in kuzeni Gamze. Öncelikle tanıştığımıza çok çok memnun oldum canım. Seninle bol bol sohbet etmek isterdim ama mâlum şu anda musait değilim! Savaş bey ile uğraşmam gerekiyor. Ohh! Toplamış etrafına kızları bir hayli de memnun hayatından! Ama bende Gamzeysem ona gösteririm... Şimdi lütfen sizde bana Melis'in dediğini demeyin 'sanane?' Veya 'daha ne zaman tanıdın çocuğu?' Ben tabi ki bu sorularınızı duyar gibiyim. İleri görüşü bir kızımdır da... Neyse hemencecik açıklayayım canlarım.Bende 'sanane kızım diyorum?'kendi kendime ama işte sonra da diyemiyorum maalesef, çünkü tamda bana göre. Melis'e yaptığım açıklamanın aynısını size de yapacağım Savaştan hoş-lan-mı-yo-rum!  sadece Melis'e yardım etmeye çalışıyorum. Etrafında bolca kız olursa araya girip nasıl öğrenebilirim ki nasıl birisi olduğunu, Batu'yla ne alakası olduğunu...Değil mi ama? Neyse neyse fazla uzatmayacağım işte şimdi Melis kuzencezim Batu'nun peşinde ki kuyruk kızlara dersini vermek için sağ tarafa doğru yönelmişti. Bende şu yavkaş kızlara dersini vermek için sol tarafa doğru yürümüştüm. Ama varya öf bir girişimiz vardı. Görmeniz lazım bir artist girişi yapmışız sormayın gitsin. A bu arada 'yavkaş' kelimesini tanıtayım size yavşak ve kaşar karışımı demektir benim tabirim ile...

"Bende katılabilir miyim acaba?"

Savaş ve diğer tüm kızlar bana şaşkın bakışlarını gönderirken gülümsemeden edemedim. Suratlarının halini sizde Görseniz sadece gülümsemez kahkaha atarak ortadan ikiye ayrılırsınız valla.

"Hayır güzelim! Başka kapıya."

Bana bu sözleri söyleyen kıza gözlerimi bir anda çevirdiğimde kız afallamıştı. Şu anda öyle bir bakıyordum ki kız yerin dibine girmeyi bile dileyebiliridi. Bakışlarımın ardından yüzüme sahte bir gülümseme yayıp tekrardan konuşmaya başladım. O kızın yüzüne bakarak. Iyk! Birde güzel olsa bari anam bu kız bir gün boyunca güneşin altında kalmış gibi o karalık nedir be! Arap kız! Ama tabi haklıyım güneşte karardığı gibi aklıda güneşin sıcaklığı ile kaynaya kaynaya buharlaşıp uçup gitmiş. Sizce?

"Ah! Tatlım sana kötü bir haberim var. Senin tüm kapılarını az önce ben kapattım. Kendine giriş kapısı arayacağına çıkış kapısı ara zira burdan girdiğin kadar kolay çıkabilecek misin? Onu çok merak ediyorum."

Kız sert ve aşşalıyıcı sözlerimin ardından yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirip konuşmaya başladı. Acaba ne söyleyebilecekti bu sözümün üzerine. Bu sözü her girdiğim kavgada bir şekilde ayarlar bir güzel karşımdakine yedirir. Sonra da boğazında durdururdum...

"Girdiğim kapıdan endamımla çıkmasını iyi bilirim ben merak etme Tatlım! Beni dert etme yani kendine okey?"

Kızın sözleri üzerine Savaş'a kaçamak bir bakış attığım da yüzünde ki hınzır sırıtışı gördüm. O neden öyle gülüyordu acaba? Onu kıskandığımı falan düşünmüyordur umarım! Çünkü öyle bir şey yok! Bu kızla bu kadar uğraşmamın sebebi ise şey. Şey işte ya anlayın beni çok sinir etti. Yani ondan yoksaa başka ne olabilir ki değil ki canım?...Kıza genelde erkeklerin attığı ve kızlar atsam bu gülüşü diye hep merak ettiğim 'piç smileyi' gönderim. Of kesin çok havalı durmuştum.

Maşallah be bana!!!

"Endamın yetmez, beyin şart şekerim."

Kız sararıp bozarmaya başladığında kendimde emin bir şekilde kızın üzerine yürümeye başladım. Kız sadece duruyordu olduğu yerde. Senden korkmuyorum havaları yaratmaya çalışsada bana gözlerinde yazıyordu benden korktuğu. Ah şu Kavgaya geldimi korkar ama genede laf atar kızlar ölüyorum onlara...Kızın dibine geldiğimde kulağına doğru yaklaştım. Kızla boylarımız neredeyse aynıydı o yüzden eğilmeme veya yukarıya doğru salak gibi bakmama gerek yoktu...

KABA ÇOCUK (TAMAMLANDI)Kde žijí příběhy. Začni objevovat