30.BÖLÜM

5.5K 281 38
                                    

Bitmeyen azarlardan dolayı telefonunu bir süre kapatmak durumunda kalmıştım. Yani ben nerden bilebilirdim böyle olacağını, tabi doğru Yalancının mumu yatsıya kadar yanardı. Gerçi benim ki yatsıya kadar bile yanmadı ama...

Gamze'nin söylediği yalan da bir yere kadar dı. Gül'e ders çalışmaya gidiyoruz diyerek çıkarmıştı bizi, şimdi ise benim yüzümden kaza olmuştu. Ben ve Batu çok ağır olmasak ta yaralanmıştık...

Savaş'a ve Bulut'a pek güvenmesem de bizi onlar hastaneye getirmişlerdi. Çok fazla bir şeyimiz yoktu ama Gamze'nin bize birseyler olabilme olasılıgından bir sürü laf söylemesine katlanamayarak hastaneye gelmeyi kabul etmiştim...

Şimdi öncelikle Batu'yu ikna etmek çok zor olmuştu. Ayağa kalkacak takati yoktu ama 'hastanelik değilim' diye tutturmuştu. Gerçi Batu'ya hala kızgındim. Ona bir şey oldu diye benim kalbim atmayı reddetme derecesine gelirken o benim, o halde olduğumu gördüğü halde ölü taklidi yapmıştı resmen...

"Serumunuz bitmiş."

Hemşire'nin sesi boş oda da yankılanırken tebessüm etmeye çalışarak. Konustum.
-Evet çalışıyorum, cok yorgunum tebessüm bile edemiyorum...-

"Teşekür ederim."

"Rica ederim küçük hanım, arkadaşlarınız kapının önünde sizi bekliyorlar. Sizinle beraber gelen gençte diğer oda."

Otuzlu yaşlarında ki hemşire çok cana yakın gelmişti bana, Ayh birde tatlı...

"Peki o iyi mi?"

Hemşire bana tebessüm ederken yanıma yaklaşmış bitmiş olan serumumu çıkartıyordu.

"Gayet iyi, sevgilin galiba."

Ah, ah çok isterdim be abla. maalesef...

"Yok hayır o sadece benim arkadaşım."

"Anladım. Onun da serumu bitmiş olmalı onunkini de çıkartıyım gidebilirsiniz."

Kadın kapıdan çıktığında bende ayaklandım. Sonuçta serumum bitti, iyileştim yani değil mi? Yatağın kenarında ki kanepe den ceketimi aldıktan sonra kapıyı doğru yürümeye başladım. Kendime de çok kızıyordum. O kaza anı aklıma geldikçe...

Yani, hani demiştim ya kanlar içinde diye biraz abartmış olabilirim. Ama birazcık, cok azıcık. İkimiz de çok fazla yara almamıştık allahtan kask vardı yoksa vay halimize. Ne demişler motorda kask kesinlikle takın!

Ellerimde ki  çizikleri ve bacağımı yere sert bir şekilde vurduğumda oluşan morlukları annemgil den kesinlikle saklamam lazımdı yoksa manşet olarak. 'Kaza da değil, ailesinin sorgusunda öldü. Şok şok şok.'
Düşüncesi bile ürkütücü. Allah korusun...

Kapıyı açmak için hamle yaptığım sırada ayaklarım hala yürümeye karşı direniyorlard. İncinmişti büyük ihtimalle. Ama sorun değildi en azından acıyla da olsa yürüyorum dimi aga!

Kapıyı açıp dışarıya adımı mı attığım sıra da kolidorda Beni bekleyen bir Çift kuzen, bir tane Abi, iki tane güvenmedigim genç...

"Abicim iyi misin?"

Abim telaşlı sözlerinin ardından bana sıkıca sarılmıştı. Bende sarılmasına karşılık verdikten sonra konuşmaya başladım.

"İyiyim abi Merak etme."

Abim benden ayrılığında o sert abi imajını takınmıştı.

"Bizden habersiz ne işler karıştırdınız."

"Melih sakin ol!"

Mert'in sesi de duyulduğunda bir ona baktım bir abime. Biri en sevdigim erkek kuzenim, diğeri canım abim...

KABA ÇOCUK (TAMAMLANDI)Kde žijí příběhy. Začni objevovat