6.BOLÜM

10.4K 545 117
                                    

*Yeni yazmaya başladığım GECEYE TUTSAK kitabıma beklerim❤️*

Profilden ulaşabilirsiniz....

........

Sehabe / Yeis Sensura= kuşlar uçmayı unutmaz...

(Soran olmuş. Yazayım dedim.)
-----------------------

Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır...

(Herkes için midir sizce?)"

~~~~~~~~~~~~

Batu'nun Ağzından;

Bugün gitmem gereken bir yer vardı.
Tüm acılarımın, kendime olan nefretimin, kaç yıldır içimde tuttuklarımın ara ara dışarıya attığım yer. Bugünlerde de o duyguların dışarıya atılacağı zaman gelmişti artık. Dayanamıyorum..

Geldiğim bu yerden Cem'in bile haberi yoktu. Bir tek Melis, işte o kız. Başbelası neden ona söylemek istediysem onuda bilmiyorum.
Okulda beni sorarlarsa idare etmesini istemiştim. Nedenini sormuştu fakat söylemiştim sonrasında ise 'Tamam.'
Demişti aslında bu cevabı beklemiyordum çünkü kim bana yardım ederdi ki? Yıllardır kimseden yardım istememistim bu hayatta. Herşeyi kendim başarmaya çalışmıştım. Ve istediğim herseyi de almıştım. Bugün ise Melis'ten beni idare etmesini istemiştim....Ve şimdi tüm acılarımı haykırmak istediğim o ucurumdayım kimsenin beni duyamayacağı sadece karşımdaki uçurumun karşısındaki sonsuz gibk gözüken denizin duyacağı sırlar.

İyi dinle beni deniz.

"Kendimden nefret ediyorum.
Tam on senedir kendimden nefret ediyorum. Neden mi?... Daha yedi yaşındayım ve motor yarışlarına bayılıyorum işte o gün 09.08.2007 bu tarih.. En sevdiğim motorcunun canlı canlı izleyeceğimiz yarışı vardı ve ben gitmeyi çok istiyordum. Annemin başının etini yiyordum 'Annecim lütfen gidelim lütfen.' diyerek zorda olsa ikna etmiştim. Zaten beni hiç kırmak istemezdi babam yurtdışında diye onun yerini de tutmaya çalışıyordu. Babam şerefsizi ise; daha yüzünü doğdugumdan beri iki sefer görmüştüm sürekli yurt dışında en son ki geldiğinde telefonda konuşuyordu tüm iğrençliği ile 'Tamam aşkım burda ki islerimi halledip geliyorum merak etme geç kalmayacağım.' İşte annemi aldatıyordu bunu duymuştum ama anneme söyleyemiyordum bir türlü. Sonunda da zaten üzülmesin diye söylememekte karar kılmıştım. Zaten benim için herşeye yetişmeye çalışıyordu... Sonra öğrendim ki annem biliyormuş da  ben üzülmeyeyim diye bana söylemiyormuş... Benim için kendisi acı çekiyormuş. Bu olaydan sonra anneme hep özlemle 'Anne babam ne zaman gelecek?' diye sorduğum soruyu sormaz oldum. Sonra o lanetli tarih. Beni kırmamak için getirdiği o yarış! Dakikaları sayıyordum aksama kadar ve tam iki saat kalmıştı. Diye kendi kendime konuşurken annem arkamdan gelip yanağımı nazikçe öpmüştü ve hadi Batucum yemeğini ye sonra da yarışa gidelim demişti.
Heyecandan ucmustum tabi ki hemen mutfağa koşmuş masaya oturmuştum annem de arkamdan gelip yerine oturmuştu. En sevdiğim yemekleri yapmıştı nedenini bilmediğim halde mükemmel kelimesinin bile yetersiz kalacağı bir gün geçireceğimi tahmin ediyordum..."

Gözlerimden akan yaşlara aldırmadan denize tekrardan haykırdım.

"İyi dinle beni, daha bitmedi yeni başlıyorum."

"Yemeğimizi yedik ve annem benim üzerimi değiştirdi. Geçen hafta ısrarla aldırdığım Motorcu kıyafetlerini giydirmisti. Sonra da yarışın olacağı yere gitmiştik çok kalabalıktı annem elimi sıkıca tutuyordu ve ön tarafa doğru yürümeye başladık. Ön tarafta annem ile yerimizi aldığımız sırada sesler yükselmeye başlamıştı.
3,2,1 Basla! Heyecanla anneme tuttuğum Yarışçıyı işaret parmağımı sallayarak gösteriyordum. 'Anne bak gördün mü işte o!' Diye bağırıyordum annem ise her zaman olduğu gibi benim mutluluğumla mutlu oluyordu.
Ve sonunda yarış bitti benim tuttuğum Yarışçı Alex kazanmıştı.
Havalara uçmuştum resmen.."

Bu acılarımı hatırlarken gozlerimden yaşlar akmasına hala engel olamıyordum. İnsan gün geçtikçe yaralarını sarmayı öğrenir. Fakat benim yaram gün geçtikçe daha da deşiliyiyor...

"Yarış bittikten sonra imza almayı çok istiyordum annemde bunu bildiği için imza sırasına beraber geçtik ve sırada tam bir saat bekledik ama sonunda aldık imzayı. Bugün en mutlu günüm diye düşünüyordum ama öyle olmadı hayatımı mahveden günüm oldu.
Yarışın olduğu yerden çıkmıştık ve ana yola gelmiştik yolun kenarında pamuk şeker satılıyordu ve ben pamuk şekeri çok seviyordum.
Annem bana pamuk şeker almak için pamuk Şekerciye doğru yürümeye başladı bana ise 'Oğlum sakın ana yola yaklaşma ben hemen geliyorum.'
Beni uyarıp gitmişti ben ise yedi yaşındaydım ve anneme karşıdan karşıya tek başıma geçebileceğimi göstermek istiyordum... Sonunda ana yola doğru yürümeye başladım. Bi tır geliyordu bana çarpıcaktı ben ne olduğunu bile anlamamıştım sadece yolun ortasında duruyordum. Ve sonra birisi beni çekti, ellerimden tutarak kaldırıma doğru itti.
Gözlerimi açtığımda ise annemi yerde kanlar içinde yatarken gördüm acı çekiyordu. Direk annemin yanına koştum ağlıyordum ve korkmuştum...
Kalabalık annem ve benim etrafımızı sarıyordu kimi ambulans diye bağırıyordu kimi ise polisi arayın diye ben ise annemin başında... 'Anne lütfen gitme beni bırakma.' Ağlamakla karışmış bir sesle konusabilmistim.
Annem ise kan olmuş elleriyle benim yüzümü okuşuyordu. 'Batu eve beraber gidemezsek bana söz ver bu hayatta ne olursa olsun hiç pes etme ve kendi ayaklarının üzerinde durmayı başar..-' Hayır öyle bir sey olmasını aklımdan dahi geçirmek istemiyordum. Annemin sözünü keserek boğuk sesimle konuştum.
'Hayır anne Hayır beraber gideceğiz ve gene aynı olacağız lütfen gitme.'
Annem elimi tutup son gücüyle kendisini konuşmaya zorladı. 'Batu bana söz ver ilerde sevdiklerini hiç üzme ben senin yanında olmasam bile hep seni göreceğim. Ve asla ama asla Baban gibi birisi olma benim Birtanem.' Ağlıyordum. Her şey benim suçumdu! 'Hayır,hayır anne lütfen gitme bak söz bidaha motor yarışına gitmeyeceğiz hatta lafını bile etmeyeceğim lütfen.' Sözcükler ağzımdan dökülürken Annemde son sözlerini söylemişti bana.
'Oğlum hayatta ne olursa olsun iyi kal.' Elleri yüzümden kaydı artık konuşmuyordu benimle, tepki vermiyordu hiç birşey yapmıyordu. O gün annemin ölümü benim  yüzümdendi on yıldır kendimi suçluyordum. Sonra herkes beni kaba, soğuk,sert içimdeki küçük çocuk on sene önce yok oldu ve gitti! Hayat herseyimi aldı ve tek kaldım artık kimseye güvenmiyorum babam zaten bir hiçti benim için, ama annem her şeyimdi hayat benden her şeyimi aldın duyuyor musun?"

Haykırmak içimde kaç senedir tuttuğum şeyleri birisine anlatmak iyi gelmişti...Arkamdan bir ses gelince sustum

"Kardeşim beni unuttun mu?"

Bu Cemdi arkama döndüğümde Cem'in yanıma doğru yürümeye başladığını gördüm. Biraz Ağlamıştı sanki...

"Cem sen nerden öğrendin?"

Diye soru sordum çünkü burayı kimse bilmezdi ne zaman canım sıkılsa hayattan bıksam buraya gelirdim.. Fakat kimsenin haberi olmazdı.

"Kardesim ben burayı iki sene önce biliyordum."

İki sene önce... İlk geldiğim günden beri biliyordu... Cem kollarını açmış bana sarılırken sırtıma elleriyle vuruyordu.

"Kardesim ben hep burdayım yalnız değilsin."

Evet cem vardı, Cemin babası namı diğer dayım vardı, Yengem vardı ve küçük bücür can vardı... Hayatta i kadar da yalnız değildim belki de. Annem de böyle olmamı isterdi degil mi?... Fakat yaşadıklarımın beni herkesin söylediği gibi birisi yapmasına engel olamamıştım.
Kaba, sert, kendini beğenmiş, ukala...
Ama bende böyleydim ve değişemezdim...

__________________________💙💙💙

Oy ve yorum yapmayın unutmayın. Seviyorum sizi 😘💕

KABA ÇOCUK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now