45. BÖLÜM

27.6K 850 100
                                    

Hepinize merhaba:) Öncelikle bir duyurum var arkadaşlar! Haftaya Sevgili Yosun'la röportajım yayımlanacak. Dış bağlantıda verdiğim linkten ona ulaşabilir, öykümle ve benimle ilgili dilediğiniz her şeyi sorabilirsiniz:) Emekleri için teşekkür olarak ve kolay ulaşabilmeniz için bölüm Sevgili Yosun'a gidiyor:)

Sabah, Kerem’in öpücüğüyle gözlerini açan Zeynep uzun zamandır ilk kez bu kadar dinlenmiş ve huzurlu uyandığını fark eder. Kerem’in gülen gözlerini gördüğünde yine içinde kelebeklerin uçuştuğunu hissederek ona gülümser. 

Bugün Rüya’nın sonunda yeniden evine döneceği gündür. Akşamki kaygılarının hiçbirinin kalmadığını ve güne bütün iyimserliğiyle başladığını fark edince “İşte bu Kerem’in gücü!” diye düşünür. Yataktan kalkıp duşa ilerler. Kerem, o uyanmadan kalkıp duşunu almıştır anlaşılan. Yeniden bir gülümseme yayılır yüzüne. 

Zeynep, duştan çıkmak üzere elini havluya uzattığında havluyu ona Kerem’in uzattığını fark eder. Kerem de onun arkasından banyoya gelmiş, tıraş olmaktadır. Daha düne kadar ondan nasıl kaçacağını hesaplayıp sürekli tetikte yaşarken şimdi bu doğal yakınlığın onu nasıl da rahatlattığını düşünür. 

Aynanın karşısında yüzündeki köpükleri temizleyen adamın beline sarılıp omzuna bir öpücük kondurur. Kerem’in gülüşü bütün yüzünü aydınlatır. İşte tam o anda aynadan fark eder onu, Zeynep! Gözleri fal taşı gibi açılır ve dehşetle “Keremmmm!” diye bağırır. Kerem, onun çığlığıyla bir an irkilse de sonra o çığlığa neyin sebep olduğunu fark edip bir kahkaha atar. Zeynep, hâlâ dehşet içinde parmağıyla Kerem’in çenesiyle boynunun kesiştiği noktadaki kocaman morluğu işaret ederek

-Bunu ben yapmış olamam, değil mi?

-Maalesef güzelim!

-Yuh ya! Yok artık! Nasıl oldu bu?

-Bana mı soruyorsun hayatım?

Onun karşısında gülerek gayet rahat durması, Zeynep’i iyice dehşete sokar.

-Kerem, bu hâlde asla dışarı çıkamazsın!

-Zeynep bir saçmalama istersen…

-Ya, bak gerçekten… Hayatta olmaz! Aman Allah’ım ya, seni gören ne olduğunu hemen anlayacak. Hayır ya! Hele bugün hiç olmaz. Sen evde kalıyorsun,  ben gidip Rüya’yı alıyorum.

Kerem, hâlâ gülerek ona döner ve belinden tutup kendisine çeker.  Zeynep’in aksine son derece rahat hatta keyiflidir.

-Daha neler! Şu an gerçekten saçmaladığının farkında mısın, güzelim? Hem akşam eve bir sürü insanı da davet ettin.

-Ayyyyy, ben unuttum onu. Derhal iptal ediyoruz.

-Zeynepppppp!

-Ne? Zeynep, Zeynep ne? Sen bu hâlde dolanırken ben kimsenin yüzüne bakamam. Aman Allah’ım ya!

-Fazla büyütüyorsun, hayatım. Yok, bunda bir şey!

-Nasıl yok ya, nasıl yok?  Ya, hangi arada yaptım ki ben bunu? Rezalet! Tek kelimeyle rezalet…

-Zeynep, olur böyle şeyler; büyütme!

-Tabi senin için demesi kolay! Offff! Bari orayı kapatacak bir şeyler bulalım sana.

-Güzelim yazın ortasında boğazlı kazak bile giydirsen kapanmaz o. Yok yapılacak bir şey. Takılma, o kadar.

-Fondöten filan sürelim bari.

-Hayır, efendim bu sıcakta o vıcık vıcık şeyi süremem. Hem ben onu çok sevdim.

-Terbiyesiz!

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin