25. BÖLÜM

24.6K 661 77
                                    

Sabah şirkete girdikten hemen sonra çalan telefonla günün berbat geçeceği belli olmuştur. “Akşamüstü Seda’yı al, şirkete gelin. Söyleyeceklerim var!” demiştir, Cihan Güzel. Ses tonu, konuşma biçimi hatta varlığı bile Kerem’i deli etmeye yetmektedir bu adamın. Kendi babasının bir kopyası vardır sanki karşısında. En çok da kendi babasına “Bas, git!” demeyi başarmak ama bu herife sessiz kalmış olmak sinirini bozmaktadır. 

Her soluk alışında boğazını jilet gibi kesen o acı günden güne azalacağına artmış, giderek kendini tüketmeye başlamıştır. Günlük rutini bir şekilde götürse de geceleri evine girdiği andan itibaren her şey çekilmez hâle gelmeye başlamıştır. Kaç kez düşünmüştür alıp başını gitmeyi… Kaç kez düşünmüştür ölmeyi… 

Tam bir labirentin içindedir. Nereye dönse önüne çıkan kocaman bir duvar… Bir türlü çıkışa varamayan beyinsiz bir fare… Kadere teslim olmak… Belki de tek çözüm… Yapılabilecek tek şey, mutlu olmaya hiç uğraşmadan o labirentin içinde yaşamaya alışmaktır. 

Akşamüstü Kerem, Seda’yı alır, babasının yeni direktiflerini dinlemek üzere yola çıkarlar. Seda da en az Kerem kadar keyifsizdir. Deniz’le görüşmeye geldikleri günden sonra Seda, evlilik konusunu bir daha açmamıştır. Aslında neredeyse hiç görüşmeden günleri geçirmektedirler. Sadece evlilik başvurusu yapmak için gittikleri gün Kerem, Seda’ya 

-Bak, bu konuyu son kez açıyorum, bir daha da konuşmayacağız. Sen benimle evlenmeyi ne kadar istemiyorsan ben de o kadar istemiyorum Seda. Ama kesin olan şu ki ikimiz de bir kapana kısıldık. Kurtulmaya gücümüz yetmiyor. O gücü bulana kadar bu işi götüreceğiz, çare yok!

-Kerem, biliyorum beni şımarık bir kız çocuğu olarak görüyorsun ama ben hayatım boyunca gerçekten sevilmedim. Hayatta beni koşulsuz seven tek insan Deniz oldu. Annemi biliyorsun, neredeyse çocukluğumdan beri bizim rollerimiz hep değişikti. O çocuktu ben onun annesiydim. Kendimi bildim bileli onu ben kolladım, o beni kollayamadı. Babamsa, hiç inanmayacaksın ama, beni sevmedi bile. Etrafta insanlar varken ben onun “minik, cici kızı” oldum ama kimse yoksa benim farkıma bile varmadı. O yüzden hep çevremizde insanlar olsun isterdim ben. Çünkü bir tek o zamanlar babam bana “kızım” derdi. Annemi de hiç sevmedi. Aslında kimseyi sevdiğini de sanmıyorum ya. Biliyorsun belki, bir kızı daha var babamın. Benden bir yaş filan büyük. Onunla da görüşmüyor. Gerekeni yaptığını söylüyor ama bir araya gelmiyor kızıyla.

Onun mezuniyet törenine götürmüştü beni. Bizi o gün tanıştırdı. Oraya giderken deli gibi kıskanıyordum ikisini de. Sanıyordum ki benim hiç sahip olmadığım o baba – kız ilişkisine onlar sahipler. Sonra bir de baktım ki kızcağız ona “baba” bile diyemiyor. O zaman kendimden utandım kıskandığım için. Çok hoş, başarılı, özgüvenli, ayaklarının üstünde duran bir kız. Yani benim tam tersim. Ama ona da aynı şekilde davranıyor. O gün sadece kendim için değil onun için de üzüldüm. Hayatta kaç kişi babası yanındayken bizim gibi babasızlığı yaşamıştır acaba?

Kerem, bu cümle üzerine yüreğine bir ok daha saplandığını hisseder. “Ben biliyorum. Ben bunun ne olduğunu biliyorum. “demek ister ama yapamaz. O, bugüne dek kendisini sadece Zeynep’e açabilmiştir. Ona anlatabilmiştir. Onunla paylaşmıştır. Seda, belki evleneceği kadın olacaktır ama asla hayat arkadaşı olmayacaktır ki onun. Susar, susar ve sadece genç kızın gözlerindeki acıya bakar.  Seda’nın gözlerinin yaşardığını fark eder. İçinde ona karşı bir acıma dalgalanır. O da kendisi gibi bu oyunda hiç yer almaması gereken bir oyuncudur işte.

-Seda, ben Amerika’dan döndüğüm gün her şeyi göze almıştım. Şirketten ayrılmayı, babamın beni mirastan mahrum etmesini… Hepsini… Birine âşık oldum çünkü. Hayatımda ilk kez birini her şeyden çok sevdim. Onun için her şeyden vazgeçecek kadar sevdim. Sonra hiç hesapta olmayan şeyler oldu. Her şeyi yakıp gidecekken sadece kendimi ve âşık olduğum kadını yok ettim. Hayatımı yok ettim, tüm geleceğimi… Bunu niye mi söyledim? Deniz’i sevdiğini biliyorum. Çaresizliğini de anlıyorum. Benim de senden farkım yok. Biz aynı taraftayız, unutma! Bu işi bir çıkar yol bulana kadar sürdüreceğiz. Ama ilk fırsatta bir yolunu bulup boşanacağız. Bana güven!

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin