33. BÖLÜM

24.7K 750 119
                                    

Zeynep, Kerem’e söylediğinden beri üzerindeki yükün biraz olsun hafiflediğini hisseder. Kerem’in öğrendiği anda yanında olacağını bilmektedir Zeynep. Sorun bunu, ona söylemekte yaşanmıştır. Can ve Yağmur’un ısrarları olmasa yapabileceğinden de emin değildir. Duygularını tamamen öteleyip Kerem’den bir şey istiyor olmak, kızları için bile olsa, ona çok ağır gelmektedir. Ancak her şeyden önemlisi Rüya’dır ve kabul etmesi çok zor da olsa bu kendi başına kaldırabileceği bir yük olmaktan çıkmıştır.

Kerem, haberi aldığı andan beri, bir türlü kendine gelememiştir. Bunun Tanrı’nın bir işareti olduğunun farkındadır. Üstelik bu defa hiç hata yapmadan yönetmesi gereken bir kriz vardır önünde. Zeynep’in kendisine gelebilmiş olması başlı başına bir mucizedir zaten. Buna çaresizliği de sebep olsa sonuçta Zeynep, inadını ötelemeyi bilmiştir. Hem Rüya’yı ne olursa olsun sağlığına kavuşturmak hem de Zeynep’e kendini anlatmak için tek şansı vardır ve doğru kullanmak zorundadır.

Zeynep, o gün ofisten çıktıktan sonra hemen araştırmalara başlamış ve konunun uzmanlarını bulmuştur bile. Kerem’in bulduğu bir doktorla görüşmek üzere şimdi hastane kapısında onu bekleyen Zeynep ve Rüya ile buluşmaya gitmektedir. 

Kerem, geldiğinde onarın henüz gelmediklerini görür. İstanbul’un ilkbahar güneşi, günlerdir havanın gri rengini söküp almıştır. Arabayı, otoparka bıraktıktan sonra hastanenin giriş kapısında beklemeye başlar. Eli düşünmeden cebindeki sigara paketine gider ve bir sigara yakar. İlk nefesi çeker çekmez “ Bu mereti tekrar bırakma vakit geldi de geçiyor”. diye düşünür. “Rüya varken Zeynep, bana hayatta sigara içirmez!”  Sigarayı atıp ayağıyla ezerken aklına gelen, gülümsemesine sebep olur.  

Kapının önünde duran taksiden Zeynep ve Rüya’yla birlikte Yağmur da iner. Bu, beklemediği bir durumdur işte! Belli ki Zeynep, Kerem’le mümkün olduğunca az yalnız kalmaya çalışmaktadır. Buna takılmamaya karar verip onlara doğru yürür. 

Zeynep, onun yüzünde kendilerini gördüğünde beliren tebessüme bir an hayranlıkla bakıp hemen kendini toplar. Annesinin kucağındaki Rüya, her şeyden habersiz etrafına bakınmaktadır. Kerem, kızını görünce yüzü aydınlanır. Rüya da geleni tanımış gibi gülümsemeye başlar. Zeynep, baba- kız arasındaki sıcaklığı görünce yüreğinin sızladığını hisseder. Farkında bile olmadan Rüya’yı Kerem’e doğru uzatır. Kerem, kocaman bir gülümsemeyle Rüya’yı alır kucağına ve ancak ondan sonra Yağmur’a “merhaba” demeyi akıl eder. Baştan beri onları dikkatle izleyen Yağmur, bir gülümsemeyle karşılık verir.

Randevu saatleri gelmiştir. Yağmur, Zeynep’e

-Ben dışarıda bekliyorum. Hatta Rüya’yı da verin bana! Doktor onu görmek isterse kapının önündeyim ben zaten. Siz rahatça konuşun.

-Emin misin canım, içeri gelebilirsin.

-Gelmeyeyim. Siz ikiniz konuşun, birinin Rüya’yı oyalaması gerek. Ayakaltında olmayalım biz.

-Tamam, o zaman. Ne kadar sürer bilmiyorum ama Yağmur.

-Zeynep, bizi dert etmekten vazgeçsene sen! Biz oyalanırız, değil mi prenses?

Kerem, Rüya’yı Yağmur’a uzatır. Bir an uzanıp Zeynep’in elini tutmayı ister. O an, Zeynep’in gücüne öyle ihtiyacı vardır ki… Ama kendini tutup sadece onun omzuna dokunmayı tercih eder. Eli, omzuna değdiğinde Zeynep’in gerildiğini hissetse de onu itmek için bir şey yapmamıştır, Zeynep.

                         XXX

-Yani teşhis doğru, diyorsunuz.

-Evet, kesinlikle doğru Kerem Bey! Doktorunuzun erken fark etmesi çok iyi olmuş Zeynep Hanım. Çoğu zaman 6. aya kadar fark edilmiyor çünkü.

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin