43. BÖLÜM

23.7K 815 110
                                    

Operasyondan sonra Rüya’nın bir süre hastanede gözetim altında tutulması gerekmektedir. Ahmet Bey için böyle bir durum söz konusu olmadığından o ve Sevim Hanım hastaneden çıkmışlar ve Kerem’in Maçka’daki dairesine geçici olarak yerleşmişlerdir. 

Zeynep, bir an bile hastaneden ayrılmaya yanaşmadığı için doktor, onun ilk birkaç gün hastanede kalmasına izin vermiştir. Kerem, geç saatlere kadar onlarla kalmakta Sevim Hanım, Ahmet Bey; Can, Yağmur; Barış ve Begüm de sırayla onlara eşlik etmektedirler. Seda her gün mutlaka uğramakta ve sık sık telefon etmektedir.

Birkaç gün sonra doktor, Zeynep’in giderek güçsüzleştiğini fark ettiği için ona eve gitmesi konusunda ısrar eder. Zeynep, bunu dinlemek bile istemese de

-Zeynep Hanım, kızınızdan ayrı kalmak istemediğinizin farkındayım ama çok yorgun ve güçsüzsünüz. Bu ilerleyen dönemlerde yarar sağlamaz aksine zarar verir. Rüya iyileşip hareketlendiğinde sizin gücünüz tükenmiş olacak. Bunu mu istiyorsunuz? Lütfen dediğimi yapın ve geceleri burada kalmayın. 

-Asla! Ben kızımı tanımadığı bir ortamda yalnız bırakamam. Dayanırım ben. Ne kadar sürerse sürsün.

-Zeynep Hanım, olmaz! Siz farkında değilsiniz ama giderek gücünüz tükeniyor. Kerem Bey, lütfen eşinizi ikna edin.

Zeynep’e istemediği bir şeyi yaptırmanın ne kadar zor olduğunu bilen Kerem, ancak akılcı bir çözüm sunarsa onun inadını kırabileceğinin farkındadır.

-Zeynep, sabah erkenden geliriz. Geç vakte kadar da burada kalırız. Gece Seher Hanım kalır Rüya’nın yanında. Uyandığında tanıdık bir yüz görür. Zaten artık gece uyanmıyor pek. Sabah o uyanmadan geliriz.

Yağmur’un ve biraz önce hastaneye gelmiş olan Sevim Hanım’ın da Kerem’i desteklemesi onu bir an durup düşünmeye zorlar. Seher’in hastanede kalması fikri o ana kadar aklına gelmemiştir ve bu iyi bir çözümdür. Rüya evde de gece uyandığında onunla Seher ilgilenmektedir, çoğu kez. Bunu düşününce doktorun sözleri mantıklı gelmeye başlar.

Kızı, sağlığına kavuşup eve geldiğinde kendisi de dinlenmiş ve sakin olmalıdır. Rüya, yavaş yavaş hareketlendiği için onunla uğraşmak daha çok güç gerektirmektedir. Kerem’in kaygıyla kendisine baktığını görür. Günlerdir o da perişan olmuştur ama bir kez bile bunu belli etmemiş, olabildiğince onun yükünü almaya çalışmıştır. Onun gözaltlarındaki morlukları fark edince eve gitse de doğru dürüst uyumadığını anlar. Sonunda söylenenlere boyun eğer ve “Tamam” der.

Gece geç vakit Zeynep, Rüya’yı bin bir tembihle Seher’e emanet ettikten sonra Kerem’le eve gelir. İçeri girdiklerinde Kerem,

-Zeynep, gerçekten çok yorgun görünüyorsun. Hemen git, yat. Sabah erkenden ben gelip kaldıracağım seni ve hastaneye gideceğiz, söz veriyorum.

Kerem’in konuşması ilk kez Zeynep’in gerçeğin farkına varmasını sağlar. Bu gece evde yalnızdırlar. Yani Kerem, onun yanına gelmeyecektir. Geceyi kendi başına o koca yatakta sağa sola dönerek geçirecektir. Boğazına bir şey tıkanır. Kızı hastanede bir başına kalmıştır, Kerem de onu, ilk günden beri defalarca adamın başına kaktığı gibi, yalnız bırakıp odasına gidecektir ve Zeynep’in hiçbir şey düşünmeden uyuyup dinlenmesini beklemektedirler, öyle mi?

Odası, bomboş yatağı, kızının boş odası gözlerinin önüne gelir. Gözleri dolup, yaşlar genzini yakmaya başlayınca yutkunur. Başını kaldırıp onun bir şey söylemesini bekleyen Kerem’e bakar.

-Kerem, biliyorum annenler gitti. Yani artık… Artık kimseye bir şey kanıtlamamız gerekmiyor ama…

Kerem, onun tutmazsa yere düşüverecekmiş gibi titreyen bedenine, zorlukla konuşmasına ve dolan gözlerine bakar. Ne kadar bitkin ve ne kadar korunmasız görünmektedir. Onu kucaklayıp kendine yaslamak geçer içinden ama Zeynep’in onu iteceği ve bir anda şu ana dek yaptığı her şeyi yok edeceği kaygısıyla kıpırdayamaz yerinden. Zeynep’in ona söylediklerine odaklanmaya zorlar kendini.

BENİ Geceye TESLİM ETMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin